KitapKokanAdam, 85 adet değerlendirme yapmış.  (3/13)
Merhume
Merhume

7

Dünyanın en güzel öfkesine,nefretine ve kinine sahip adamın son romanı.Bir kitaptaki ilk cümlenin önemini Tol ve Har'da görmüştük.Merhume de "Bir gün,öyle bir an geldi ki kötü biri olmaya karar verdim" ilk cümlesiyle okuru kitaba hapsediyor.Açıkçası bu kitabı yazarını bilmeden okusaydım Murat Menteş derdim.Karakterler,mekan tasvirleri ve isimler özellikle Menteş'i anımsattı.Kitap bir cinayet romanı ama merhumenin katilinin bütün dünya olduğu bir cinayet romanı.Murat Uyurkulak kitapta sosyolojik ve toplumsal tespitleri son derece yerinde yaparken, Hitler'e, medyaya, edebiyat ve sanat dünyasına, Gezi eylemlerine, İran devrimine, Dersim harekatına, Ermeni soykırımına, Ulu Önder Atatürk'e ve Uzun Önder'e lafını "koyuyor"

Yardımcı
Yardımcı

9

RobertWalser'in Yardımcı'sı insanı 20.yy modernizminin buhran yıllarına götürüyor.1908 tarihli bu roman aidiyet ve düzen gibi insani ihtiyaçların gitgide lüks halini almaya başladığı bir dönemin toplumsal ilişkilerini anlatıyor. Sadece maddi değil manevi değerlerle de hızla kaçınılmaz iflasa sürüklenen burjuva bir aileyi bu toplumsal ilişkilerin merkezine yerleştirirken, modern zamanların yeni toplumsal düzeninde, eskinin çöküşünü yaşayan ve modern dünyanın ağırlığı altında ezilen sıradan insanı anlatıyor. Hayatının büyük bölümünü bir akıl hastanesinde geçiren Walser yazılarını mikrogramme yöntemiyle yazmıştır.Neredeyse eline geçen her kağıda yazdıkları ölümünün ardından 9 yıllık bir çalışma sonrasında kitaplaştırılabilmiştir.10 puntoyla yazılan 500 sayfalık bir kitap Walser'in 1mm yi geçmeyen harfleriyle 25 sayfa tutmaktadır.

Körleşme
Körleşme

9

peter Kien: 25 bin civarında kitabı olan(evindeki kitaplığında bulunan muazzam sayıdaki kitaplarının baştan aşağı temizlenmesinin dört gün aldığı bir kitap sayısına tekabül etmekte) bir sinolog. Doğu diye atfedilen toplumların çin, hint kadim felsefelerini, dillerini hatmetmiş bir adam. Kitaplara o kadar aşık ki, insanlardan daha fazla değer veriyor onlara. Üniversiteden gelen derslere gir taleplerini onları küçük görerek reddediyor. Aseksüel bir kimliğe sahip denilebilecek bir adam. Therese: Peter Kien’in yaklaşık sekiz yıl hizmetçiliğini yaptıktan sonra kurnazlık yaparak kien’i tavlıyor. Entelektüel bir tavlama bu, kitap aşkını kullanıyor kien’in. evin hanımı oluyor evlenir evlenmez. Aymaz bir kadın. Orta yaşlarının üzerinde(40’lı yaşların); ama kendisinin en fazla otuz gösterdiğini düşünüyor. Mavi kolalı eteğini ve altındaki kendisinin çok beğendiği etekliğini hiç çıkarmıyor. Oldukça paragöz bir kadın. Nasıl Kien kitaplara aşık ise Therese de paralara… Kapıcı: Polis emeklisi bir adam. Karısını sözlü, fiziksel şiddetle bezdirip ölümüne yol açıyor. Aynısını kızına yapıyor. Ensest ilişkiye dair birkaç kısımda ismi kızıyla geçiyor. Kızı da annesinin kaderini boyluyor. Paragöz bir adam. Kibirli ve şiddet yanlısı. Erkekliğin kadınları, sakatları, dilencileri dövmek olarak tanımlıyor. Para ve güç neredeyse onun savunucusu oluyor. Fischer(le): Ahmet Cemal’in çeviride belirttiği üzere fischerle’nin sonundaki ‘le’ bizdeki ‘cik’ anlamına gelmekte. Orijinal dilinin bozulmaması için kitapta ismi fischerle diye geçiyor. Fischerle, kamburu olan bir cüce. Satranç delisi, karısı fahişe ve pavyonda zamanlarını geçiriyorlar sürekli karısı ile. Fischerle de, kitapta kien’ler dışında herkesin olduğu gibi, paragöz. Kurnaz oldukça, ama bu kurnazlığını kandırabileceği kişilere karşı yapacak kadar da akıllı bir adam. George Kien: Peter Kien’in kardeşi eski jinekolog, yeni akıllı hastanesi baş müdürü. Eski mesleğinin bir getirisi olarak kadın düşkünü bir adam. Yeni işine de kendine aşık kadınların hastanedeki eski müdürünü(eski kocasını) öldürmesiyle kavuşuyor. Hastanesine aşık, delilerini müridi olarak görüyor. Onları iyileştirmeye çalışıyor, iyileşen deliler kendisine küfür ediyor. Gelelim kitabın içeriğine. Bundan sonrası fazlasıyla spoyler içerir.Kısa bir özet vereyim. Kitap yukarıda bahsettiğim karakterlerden Peter Kien ile Therese ile başlıyor. Kien günlerden bir gün, Therese’nin kitap istemesine şaşırıyor. En eski püskü kitaplarından veriyor. Kadın kitaba narin davranıyor. Kien’in şaşkınlığını şu cümlelerde görmekteyiz: “…kaç para ettiğini” demiyor, “ne büyük bir değer taşıdığını “ diyordu. Kitabın fiyatını değil, fakat içerdiklerinin değerini söylüyordu. Oysa kien ona hep kitaplığının bir yatırım olarak taşıdığı değerden söz etmişti şimdiye dek. Bu kadın onu ne denli aşağı görse yeriydi.” Birkaç gün sonra kadının kitabı beyaz eldivenlerle tuttuğunu görünce dayanamıyor ve evlenme teklifi ediyor. Kadın amacına ulaşıyor. Evlenir evlenmez kadın dört odalı evin, her yerinde kitaplık ve kitaplar olan evin üç odasını kendi üzerine alıyor. Adamın tüm malvarlığına el koymak istiyor, kitap böyle ilerliyor. Adamı nihayetinde evden de kovuyor. Kien sokakta bulunca kendini kitaplığını kafasına taşıyor ve kitapçılardan en önemli gördüğü kitapları satın alıyor. Bir gün “cennetin yıldızları” adındaki pavyonda soyguna uğruyor. Cüzdanını alan cüce ona geri iade ediyor barın dışında. Cüceyle efendi-köle ilişkisine giriyorlar. Cüce adamı her fırsatta sövüşlüyor, abd’ye gidip capablanca ile unvan maçı yapma hayallerinde yüzüyor. Kapıcı ile Therese ilişkiye giriyor. Kien, kendi kitaplığından kitaplarından kapıcı ile karısının ödünç servisine geldiğini görünce şok oluyor, birkaç gün önce cücenin adamlarından birisi karısının öldüğü haberini kien’e ilettiğinden. Kien, Therese’yi görmesine rağmen haberi aldığından itibaren ölü olduğuna inanıyor. … En sonunda tüm karakterlerin akıbeti belli bir şekilde Canetti olayı sonuca bağlıyor(çok kısa kestim, sıkıldım özetten). Kien, ulu heybetli kitaplığı ile birlikte kendini yakacak kıvılcımı evin halısına bırakıyor ve hayatında olmadığı kadar şen bir kahkaha patlatıyor. Kitap bitiyor

Kurbanı Beslemek
Kayıp Hayaller Kitabı
Kayıp Hayaller Kitabı

9

Hasan Ali Toptaş'ın kendi geçmişinden, çocukluğundan, doğup büyüdüğü kasabadan beslenerek yazdığı bu romanda müthiş bir dil işçiliği var.Oldukça sıradan konuları öyle güzel betimlemelerle anlatıyor ki her cümlede kendinizi o kasabada buluyorsunuz.Bakın demedi demeyin bu adam bir gün Nobel edebiyat ödülü alırsa hiç şaşırmam. Kitap keşkelerin kitabı.Gerçekten de yitirilmiş hayallerin kitabı.

Seyrek Yağmur
Seyrek Yağmur

6

Bir çırpıda biten 100 sayfalık bir kitap.İlk defa Barış Bıçakçı okudum.Kitap Rıfat adında biraz naif biraz anarşist biraz aşık kitapçı bir karakteri anlatıyor.Güzel bir kaç aforizmanın altını güzel doldurmuş.Ben beğendim ama başka bir kitabını okuyacağımı sanmıyorum.Boşlukta okunur.

Bir Delinin Güncesi
Bir Delinin Güncesi

7

Aslı Erdoğan'ın Radikal gazetesindeki yazılarından ve denemelerinden oluşuyor kitap.Kitapta bahsi geçen olaylar çok uzak değil.Neredeyse 10-15 yıl öncesinde geçiyor.Diyarbakır cezaevinde öldürülen mahkumlar, her hafta coplanıp gözaltına alınan cumartesi anneleri, Manisa'da işgence gören lise talebeleri, şevkat operasyonları, ölüm oruçları. Toplumsal hafızanın tazelenmesi ve yakın tarihe ışık tutuyor kitap.