Aklı fikri kitap olanlara bir ayrı hitap eden, hacmi küçük ama içeriği büyük bir kitap. Her kitap böyle olsa da tez elden kafayı yesek demedim değil.
Hayatımızdaki sıkıcı diyebileceğimiz detayların aslında nasıl da alışkanlıklarımıza dönüştüğünü yüzümüze vuran harika bir kitap. Ne kadar erken okunursa o kadar iyi.
Dizilerinden bir bölüm izler gibi okunacak bir kitap olmuş. Hızlı mı? Hızlı. Eğlenceli mi? Eğlenceli. Kahkaha attım mı? Attım. Edebi değeri var mı? Yok. Selçuk Aydemir başka kitap yazsa okur muyum? Okurum.
Sadece Yakub'un, Yusuf'un, Züleyha'nın değil; kurdun, karacanın, Firavn'ın, kuyunun, aynanın, rüzgarın da sesine kulak veren bir kitap. Sınava, acıya, sabra, duaya, ruha dair bir kitap. Velhasıl çok güzel bir kitap.
Altı üstü otuz sayfa ama ya düşündürdükleri? İşte onlar hiç öyle değil. Muazzam bir eser.
Güler eğlenirim, neşelenirim diye başlamıştım okumaya ama bitirdiğimde başladığımdan da kötü hale getirdi beni. Vay arkadaş...