Wells, hikayesinin bilimsel mantığını o zaman için güzel kurmuş ve kitabı hoş bir mizahla süslemiş olsa da konuyu güzel işleyememiş bence. Dev çocukların normal insanlarla olan ilişkileri, mücadeleleri ve bunun toplumsal yansımalarını daha iyi verebilirdi. Çeviri de biraz problemli geldi bana.
Sai King'in korku hayranlığını 1950-1980 arası filmler, kitaplar, tv ve radyo şovları üzerine yaptığı incelemeler üzerinden görmek eğlenceliydi.
50 yıl öncesinde insanın aya inişini, Oğuz Atay'ın ilk romanıyla yazar olarak kendini kabul ettirme çabasını, 71 darbesini, Deniz Gezmiş'in tutuklanışını, Türkiye Öğretmenler Sendikası diye bir sendika olduğunu vb. yazarın günlüğünden okuyup öğrenmek hem gülümsetti hem hüzünlendirdi. İşin acısı 50 yıl içinde benzer şeyleri tekrar tekrar yaşadığımızı ve toplum olarak ilerlemeyip gerilediğimizi görmek.
Grange'ın en zayıf romanlarından. Sondaki sürprizi oldukça erken tahmin ettiriyor okurlara. Ve sonlardaki " koca kitaba pek aksiyon koymadık, şuraya da azıcık aksiyon konduralım" zorlaması da basit kaçtı.
Facebook'ta uzun zamandır takip ederim Üzüm ve Ryuk'u. İnsanı kahkahalara boğan , içten bir mizah. Kedi severler mutlaka okumalı.