Hazel bitti. Müthişti. Tek kelime ile müthişti. Ne denir ki başka. Ali Hazel aşkı..Meğer ne iyi oyuncuymuş Hazel demiştim. Kesinlikle okuyun deriim ben..
İkinci Judith kitabım ve bu kadın bağımlılık yapıyor! Ciddi anlamda bağlıyor kendineee. Dün gece bitti. Bitirmeden bırakamadım elimden ve ciddi anlamda ağladımm son sayfalarda. İlk sayfalardan itibaren kendini elimden bırakamadığım bu kitabın konusu kısaca ; Alex bir dükün hayatını kurtarır. Dük bu kızı önce erkek sanır daha sonra kız olduğunu -muhteşem kız- öğrenir.Daha sonra Alex ve Jordan evlenmeye zorlanıır ve olanlar olur. İnişli çıkışlı bu aşka imrenmemek mümkün değil tabii bazı yerler hariçç :)) Umarım en kısa zamanda diğer Judithleri de okuyabilirim. Ve sizede kesinlikle tavsiye ederim..
Kitabın içeriğini bilmeden önce ilk ilgimi çeken kapaktı. Tabii daha sonra da adı... Kitap bir günde bitecek şekilde idi.Aslında sindire sindire okumak isterdim.Ama dayanamadım...Gerçi fazla söze gerek yok.Güzeldi...Görüldüğü gibi hem okudum hem yazdım.Çizmeye kıyamadım,yazdım. Çizsem onca yer vardı.En iyisi yaz dedim. Neyse,şimdi diyeceğim bu tür kitap seven arkadaşlar, bu kitap kaçmaz!! Bir kaç alıntı paylaşacağım sizin için ; *Her yerde aşk...Aşk yerle bir... *Ne yaparsan yap,önce kendi mutluluğunu sağla ki,sonrasında etrafındakileri de mutlu edebilesin *Al sana gece,al sana en kırmızısından bir hece : AŞK Ve sanırım beni en çok etkileyen sözlerden birtanesiydi ; ** Ben ayaktaki bedene destek değil yere düşene el uzatanım...Ben mutluluğa ortak değil,mutluluk yaratanım.
Öncelikle bunu sürekli tavsiye eden arkadaşıma sevgilerle… Leyla beni en çok etkileyen kitapların başında yer aldı artık…Üzülerek,ağlayarak ve bir yandan da Leyla’nın güçlü durmaya çalışmasına sevinerek okudum bu kitabı. Duygu karmaşasıydı. O yaşadıkları…Sanki cehennem. Ve gerçek olması beni o kadar üzdü ki,anlatamam…Biz belki buralarda gülerken veya hayatın değerini bilemezken onlar… Yorum yapamıyorum,ne diyeceğimi bilemiyorum. Sadece soluksuz okunacak ve gerçekten bizlere boş yere üzülmenin ne olduğunu anlatıyor. Çünkü Leyla ve birçok kadının üzülüş sebeplerini gördükçe kendi üzüntülerimin en azından birçoğunun ne kadar sebepsiz,ne kadar hafif olduğunu anladım…Güçlü durmaya çalıştığı halde günden güne nasıl solduğunu izledim resmen… Bir annenin nasıl acı çektiğini anladım.
YÜREĞİMDEKİ AŞK KIVILCIMI-LİNDA GİLLARD Okuduğum en güzel kitaplardandı. Evet bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.Doğuştan kör, dul bir kadın,onun ablası ve bide iskoç Keir. Yaşanan aşk. Bazı iniş çıkışlar derken kitap bir solukta okunuyor. Bizim Mariannemiz 43 yaşında. 27 yaşında dul kalmış. Keirimiz ise ondan biraz küçük. Ve aralarındaki aşk o kadar güzel ki...bi ara ağladım hatta...Ama gerçekten çok hoştu. Bence hiç kaçırmadan okuyun derimmm. :))
Kahraman Tazeoğlu-Ölü Bir Kentin Morg Alfabesi bitti. Bir Kahraman Tazeoğlu kitabı daha beni etkilemiş bulunmakta.Nasıldı sorusuna belki diğer kitaplarına nazaran süperdi diyemem ama duygu yüklüydü. Uyku,durak,ölü ve ölü bir kıza yazılan mektuplar...Okuyun derim,bu tür seven arkadaşlar.