Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Zaten içim rahattı bu konuda, özellikle de yayınevlerinin fiyat politikaları konusundan dolayı.
Can Yayınları, telif hakkı olmayan ve daha önce MEB'de yayınlanmış Savaş ve Barış'ı, başına önsöz vs. ekleyip yeniden basarak 49 liraya satarsa ben korsanı desteklerim, en ufak rahatsızlık bile duymam.
Yine telif hakkı olmayan Dünya Klasikleri konusunda çeviri olarak aynı kalitede kitaba keriz payı koyup kitabı 10 lira daha fazla fiyata satarsa ben korsanı desteklerim, en ufak rahatsızlık bile duymam.
E-kitap yaygınlaşıyor, maliyet, dağıtım vs. payı yok; ucuzlar diye beklediğimiz halde, e-kitap basılı kitapla aynı ya da en fazla 1-3 lira ucuz satılırsa (demek ki maliyet, dağıtım vs. bahaneymiş.) ben korsanı desteklerim, en ufak rahatsızlık bile duymam.
Aynı şeyler çoğu yayınevi için geçerli...
Şimdi istedikleri kadar ağlasınlar korsan korsan diye...
@Gezgin
Konunun başından beri yazdıklarım, sadece senin fikirlerin temelinde anlamlanan şeyler değil. Genel bir takım, kendimce gördüğüm yanlışlar üzerinden edilmiş laflardır. Lakin işin diğer boyutuna geçersek saydığınız hemen hemen tüm argümanlara cevap vermişken(herhangi bir karşı cevap görmedim henüz. Varsa ben görmemişim. Kusura bakmayın), size yönelttiğim sorulara herhangi bir cevap alamamam sanırım tartışmanın tıkandığı nokta oluyor. Dahası saydığım argümanlar sizin tarafınızdan da inatla çarpıtılmakta. Hangi yazımda 35 tl ile geçinenleri saçmalıkla suçlamışım acaba? Vermiş olduğun örneğin sanat eserleri alımında geçerliliği olmadığının, bu konunun ayrı bir tartışmanın konusu olduğunun ve sanat eserleri alımlarının belli bir gruba hitap ettiğinin, zaten 35 tl ile geçinen adamın bu taraflarda hiç işinin olmadığının(adam hayatta kalmaya çalışıyor çünkü) eleştirisini yaptım. Bu bir;
İkinci olarak ortaya koyduğum her argümana; "korsan almaya zorunda kalmak, kitapların pahalılığı, sanane bizim ne aldığımızdan, sen bize öyle diyemezsin" ve türevleri şeklinde genel ve altını dolduramadığınız cevaplar aldım. Sayfalarca yazılan yazılar içerisinde korsanı savunan bir allahın kulunun adam akıllı bir analizini görememem(gören varsa yine özür dilerim) benim sorunum değildir.
Üçüncü olarak dünyanın her yerinde korsan ürün satan ve buna ortak olan(alıcı) kişiler, hırsızlıkla ve emeğin çalınmasına ortak olmakla suçlanır. Lütfen bunun başka bir sözlük karşılığı veya genelgeçer bir terimi varsa, kendi cehaletim içerisinde kavrulduğum şu dakikalarda beni kendime getirmiş olacaksınız.
Ek not: Bir de garip bir inatla, sürekli az da olsa korsan ürün kullandığım konusunda farazi bir takım şeyler söylenmekte. Şimdi ben sana sadece kullanmadığımı anlatabilirim. Bunun dışında gerçekten yapabileceğim hiçbir şey yok. Eğer bu şekilde tartışmak istiyorsanız benden size hayır yok, çünkü buna yapabileceğim yorum sadece kör dövüşü şeklinde olacaktır. Eğer söyleyecek şeyleriniz varsa söyleyin yoksa, bilinmesi temelde imkansız konular üzerinden sanal bir tartışma çıkarmayı bırakın.
Ben bu grupta kime isim isim "sen hırsızsın, hırsızlık yapıyorsun" demişim acaba! Ben çok net bir olguyu dile getiriyorum. Bu işi yapan da satan da emek hırsızıdır. Bunu, terim anlamı olarak başka yerlere çekemezsiniz ya da hafifletemezsiniz. Bu adamlar emek ve fikir çalıyorlar ya! Niye anlamak istemiyorsunuz. Bundan daha acımasız bir hırsızlık türü var mı? Birçok insan kendi evinden, dükkanından, ofisinden, okulundan, veya kendinden çalınan fiziksel şeyleri affedebilir, karşısındakinin bunu yapmaya zorunlu kaldığını, ihtiyaçtan yaptığını düşünebilir. Ben de zaman zaman böyle düşünüyorum, fakat seri ve sistematik bir biçimde yapılan fikir ve emek hırsızlığının bence affı yoktur. Yani bunun önemini azaltıp; yok efendim "bu çoğaltmaktır, kopyalamaktır" demek nasıl bir şey ben bunu çözemiyorum işte.
Siz de bilirsiniz ki edebiyatta ve akademik yayınlardaki en büyük yüz kızartıcı suç intihaldir. Bunun cezai yaptırımları olsa da asıl önemlisi etik yıkımdır. Bu tür yayın yapan yazarlar bir daha toparlayamaz kendisini çünkü fikir hırsızlığı yapılmıştır bir kere. Artık kimse onları ciddiye almaz. Korsan kitapta ise hem emek hem düşünce hırsızlığı vardır ve buna ortak olmak bir o kadar yüz kızartıcıdır bana göre. Eğer çok kitap okumak istiyorsak herkesin hem fikir olacağı kitaba ulaşma yollarını üste saydık. Bunun dışındaki illegal yollar için de fikrimi net bir şekilde belirttim.
Bütün dünyada korsan kullandığı için hırsızlık suçundan ceza alan bir adam yok, korsan ürün kullanmakla hırsızlık ayrı suçlardır ayrı yargılanırlar ayrı cezalar alırlar. Sence hırsızlık olduğu için gerçeği de böyle çarpıtmak/gerçekmiş gibi kabullenmek körlüktür kabul ediyorum. Sana en aşağı 5 arı insan korsan kullanmış olmasına rağmen korsanın kötü bir eylem olduğunu söyledi ama sen hala sanki burada gözümüzde korsan bandıyla geziyoruz da onun savunuculuğunu yaptığımızı düşünüyorsun. YANLIŞSIN ben seni haddin ve hakkın olmadığı şekilde konuşmakla itham ediyorum.
Ek notuna not : Yukarıda dedim ya 5 yaş grubu araman lazım.
Arkadaşlar uyuşturucu madde satın almak bir suçtur korsan kitap satın almak bir suç değildir. Burada başkalarına etik dersi vermeye uğraşanlar büyük ihtimal aynı akşam torrentten indirdiği, indirmemişse bile online izlediği film/dizi/oyun/müzik vb. şeyle zaman geçirmiştir bu da size ananızın ak sütü gibi helal herhalde. Bir başka nokta ben daha kimseden korsan iyidir hoştur gidin alın okuyun şeklinde bir cevap okumamışken burada insanlara sanki öyle yapıyorlarmışçasına verilen cevaplar ne yazıkki kendini okur addeden kişi/kişilerin cevapların hepsini okumaya da tenezzül etmediği ortada.
Başından beri söylediğimi tekrar söylüyorum korsan yayın (kitap/film/dizi/müzik) kötüdür. İnsan bazen mecbur kalabiliyor onun dışında kullanılmaması gereken bir seçenek. Hard diskinde envayi çeşit albümü müziği depolamış olmuş/olgunlaşmış insan biraz yavaş ya insanları yargılamak deliler sabitken bile çeşitli süreçleri gerektiriyorken oturduğun sandalyeden az ahkam kes.
Burda kimsenin korsanı (kitap, film, müzik vs.) övdüğünü zannetmiyorum. Çeşitli nedenlerle korsana yönelen insanları ve neden yöneldiklerini açıkladıklarını görüyorum.
İkinci olarak sık sık emek ve fikir hırsızlığı diyorsunuz da ben, çok uzun yıllar önce aramızdan ayrılan Tolstoy'un mu, Dostoyevski'nin mi, R. Nuri Güntekin'in mi emeğini, düşüncesini, fikrini çalıyorum?
Burada emek ve fikir hırsızlığı diyeceğinize yazarlar, aydın kesim, ilgililer bir adım atsın. Mesela desinler ki, "Kardeşim siz ne yapıyorsunuz, Ülkenin çoğunluğunun yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğu, işsizliğin (sanırımı 3 milyona yakın) durmadan artığı ülkede bu kadar yüksek fiyat belirliyorsunuz; bir standardınız yok, aynı kalitede bir kitabı biriniz 25'e satarken diğeriniz nasıl 35'e satıyorsunuz?"
Laf kalabalığını bırakın artık, açık açık "Parası (ve imkanı) olmayan okumasın," deyin.
Aynı kalitede 25'e satılan kitabı 35 satan yayınevi emek, fikir hırsızı olmayacak da ben olacağım.
Sahaflarda bazen 3 liraya bile orjinal kitap aldığım oluyor, bazen elimdeki kitapla kitapçıdan herhangi bir kitap takas ediyorum.
Ama çok merak ettiğim ve fiyatı da 20 tlden fazla olan bir kitap arıyorsam ben de korsan alıyorum. Ama kütüphanemde 10 taneyi geçmez korsan kitaplar.
Yani bir kitabın maliyeti ne olabilir ki?
Bu ülkede kitap fiyatları 10 lirayı geçmesin, o zaman kimse korsan almaz...
Valla helal olsun ne diyim bilmiyorum. Yarın birgün emeğiniz çalındığında, haksız yere satıldığında ve size zerre yarar sağlamadığında bakalım bunu da "kopyalamışlar canım bir şey olmaz, adam hırsızlık yapmamış" deyip sineye çekebilecek misiniz? Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde kopyalamak diye bir suç tanımı yoktur. Bunlar kamu hukuku kapsamında yargılanır. Türkiye'de bu konuda yasal boşlukların olması bu gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki.
Alttaki yazı Yaybir tarafından savcılıkla beraber hazırlanmıştır:
Korsan Biçimleri:
Fiziki alandaki fikri emek hırsızlığı, genelde umuma arz edilmiş eserin tıpkı basımı yapılarak çoğaltılması ve satışa sunulması şeklinde görülmektedir. Bir diğer hırsızlık biçimi de; eserin içeriğinin aynen kullanılmasına rağmen, kapak ve yayıncı/yapımcı adı değiştirilerek farklı basılması ve satışa sunulmasıdır.
Teknolojik gelişmeye paralel olarak, fikri emek hırsızlığı dijital alanda da sıkça görülmeye başlanmıştır. “İnternet korsanlığı” olarak tanımlanan bu alanda; eserler, hak sahiplerinden yazılı izin alınmadan internet aracılığıyla kişilere yayılmakta, yasal olmayan bir şekilde bilgisayarlara indirilmeleri sağlanmaktadır.
Bir diğer korsan biçimi de, hak sahibinden izin alınmadan, lisans bedeli ödenmeden yapılan fotokopi yolu ile çoğaltmalardır.
Cezalar:
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre yasal olarak üretilmiş ve bandrollü de olsa her tür kitabın yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışı yasaktır.
Bu yerlerde yasal ve bandrollü kitap satanlara 3 milyar TL. idarî para cezası verilecektir. Aynı yerlerde bandrolsüz ve korsan kitap satanlara 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya 5 milyar TL.’ndan 50 milyar TL.’na kadar ağır para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir. Ayrıca, yasal hak sahibinin tazminat davası açma hakkı vardır.
Herhangi bir biçimde yetkilileri yanıltarak bandrol alan, bandrolleri amacı dışında kullanan kişiler hakkında, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya 20 milyar TL.’ndan 200 milyar TL.’na kadar ağır para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir.
Sahte bandrol imal eden, kullanan, sahte bandrolden ticarî menfaat sağlayan kişiler hakkında, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis veya 50 milyar TL.’ndan 250 milyar TL.’na kadar ağır para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir.
Korsan yayın satanları ihbar etmek için belediye zabıtası, polis ve jandarmaya ve Meslek Birliğimize başvurulabilir.
Sayılan suçları kasten işleyenler hakkında suçüstü hükümleri uygulanır ve şahsî dava takibi gerekmeksizin kamu davası açılır.
Zilyedinin rızası
olmadan başkasına ait taşınır bir malı,
kendisine veya başkasına bir yarar
sağlamak maksadıyla bulunduğu
yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
Bu da hırsızlıkla ilgili madde bak bakalım senin paylaştığınla aynı şeymi.
Vay vay vay! Senin verdiğin örnek taşınabilir ve fiziksel mallar için geçerli bir yasadır. Sayfalar dolusu kelamını ettiğim şey ise emek ve fikir hırsızlığıdır. Yasal boşlukların olması bunu DEĞİŞTİRMEZ. Sen bir televizyon çalınca hırsız oluyorsun da, emek ve fikir çalınca hırsızlık payesi almamış mı oluyorsun yani? Sendikaların ve yayıncı kuruluşların çabalarıyla bir takım yerlere gelinse de yasal bazı boşluklar bu tür tanımlama sıkıntılarına olanak sağlıyor. Uygulamada ki aksaklıklar(Türk hukuk sisteminin genel sorunlarından biridir ugulamadaki aksaklıklar) yapılan eylemin tanımını değiştirir mi?
Alın okuyun:
http://www.telifhaklari.gov.tr/ana/sayfa.asp?id=320
http://www.telifhaklari.gov.tr/ana/sayfa.asp?id=321