Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
açıkçası üniversitedeyken pek çok kitabı fotokopi çektirerek edindim zira özellikle ders kitapları el yakıyordu kaldı ki sıfır kitap almak bir öğrenci için her zaman lüks olmuştur. sevdiğim yazarların kitaplarını eğer eski kitaplarsa ikinci el alıyorum. Yeni yazarlarda isesatın almaya çalışıyorum gücüm yettiğince..
Buradaki yazılanları görünce çok şaşırdım doğrusu. Korsanı bu şekilde meşru görmek inanılmaz. Hem korsan alacaksın hem de fiyat politikalarından şikayet edeceksin öyle mi? Korsan bir ürün almak(sadece kitaplar için konuşmuyorum) yapılan emek, para ve onur hırsızlığına ortak olmak demektir. Bunun başka da bir açıklaması olamaz. Sanırım verilen emeğin boyutlarının farkında değilsiniz. Saçma sapan ve yalan bir yazı üzerinden kendi vicdanınızı rahatlatmaya çalışmayın bence. Eğer ki fiyat politikalarını eleştirecekseniz direk eleştirin, bununla mücadele edin, ben de size destek olayım ama bunu korsan kitap almak için gerekçe gibi sunarsanız orada aslında gerçekte hissetikleriniz ortaya çıkar bence. İsterseniz kaba bir fiyat analizi yapalım:
Güzel kardeşim önce bir yer tutup kira vereceksin, sonra çalışanların var senin; editör(her kitap için bir editör gerek), redaktör, dizayn/ilistrürasyon, çevirmen(her kitap için bir tane gerek), muhasebe, halkla ilişkiler uzmanı vs. Bu çalışanlarının hepsinin vergisini ve sigortasını da yatıracaksın.
Daha sonra verdiğin kiranın üstüne faturaların var(su, elektrik, gaz vs.), K.D.V.'si, vergisi, sigortası, stopajı var. Bunları her ay vereceksin.
Bu kalemlerin masrafları; vergisi, sigortası ve K.D.V. si ile beraber 15.000 - 20.000 tl arası değişecek ve işin kötü tarafı sen bunu her ay kitabın kötü satsa bile peşin olarak ödeyeceksin.
Gelelim kitap basma olayına:
Hadi diyelim telifsiz bir yabancı eser basacaksın. Eğer fark yaratmak istiyorsan iyi bir çevirmen bulacaksın. Ortalama 300 sayfalık bir kitabın çevirisi en az 45 gün sürecek. Daha sonra bunun ilk okuması olacak, redaktör bunu düzeltecek, dizaynı, kapağı yapılacak ve editör bunu bir kere daha inceledikten sonra yayına hazırlayacak kitabı.
Kitabı baskıya gönderdiğinde 250-300 sayfalık bir kitabın 5000 adetlik basım masrafları 9.000 tl civarı olacak. Ciltli ve daha iyi kağıttan basmak istersen masraflar artacak. Matbaa senden peşin para isteyecek, kaçarı yok vereceksin.
Toplam ne yaptı: 24.000 - 29.000 tl arası bir para.
Şimdi gelelim asıl olaya:
Senin bastığın kitabı tüm Türkiye'ye yaymak gibi bir şansın olmadığı için kitabını dağıtımcılara vereceksin. Dağıtımcı ve kitabevi senden % 40-50 arası pay alacak. Yani sattığın 20 tl'lik kitabın yarısı dağıtımcılara ve kitapevlerine gidecek. Ofisin ve çalışanların için verdiğin vergileri bir de kitap için vereceksin. % 8 k.d.v. vereceksin, % 18 vergi vereceksin. Dağıtımcı ve Kitapevinin senden % 40 aldığını sayarsak toplamda 20 tl'lik kitabının % 66'sı uçtu gitti. Diğer çevirmen, kapak, dizayn, ve baskı maliyetlerini üstte yazdık. Ha bir de telif ödeyerek kitap basacaksan eğer, yazarına % 15, telif ajanslarına da % 10 luk bir pay vereceksin ve olacak sana % 90 civarı bir oranda masraf, ki ben oralara hiç girmiyorum. Kalbine inmesin şimdi.
Şimdi son bir hesap yapalım:
20 tl ye satmak istediğin 5000 adetlik kitabının yaklaşık 100 tanesi baskı hataları, reklam ve incelemeler için değişik kuruluşlara bedava olarak gönderilecek. 4900 adetin hepsini 20 tl üzerinden sattığını düşünelim; eder sana 98.000 tl. Bunun % 66'sını bir düş bakalım.(telif ve yazar parası ödemediğin bir kitabın hesabını yapıyoruz burada. Dikkat!) Sana kaldı 33.320 tl. Bundan her ay sabit olarak ödeyeceğin 24.000 tl'yi de düş bakalım güzelce(insaflı davranıyorum) kaldı sana 9.320 tl. ,
Şimdi diyeceksin ki bu da iyi para. Ben de sana değil diyeceğim. Dağıtımcıdan paranı 5 ila 10 ay arası sonra alacaksın. Dağıtımcılar böyle çalışır. Bu süre içinde paran enflasyon yüzünden % 20'ye yakın değer kaybedecek. Daha da önemlisi 5 ay boyunca kasana kuruş para girmeyecek ama sen 5 ay boyunca aylık yapman gereken tüm harcamaları peşin olarak yapacaksın ve bu arada da kitap çıkarmaya devam edeceksin piyasaya tutunmak için.
Görüldüğü üzere kazın ayağı sizlerin bildiği gibi değilmiş. Yani ne yapmak gerekirmiş; Önce devlet bu kadar vergi almayacak, sonra dağıtımcı daha insaflı olacak, en son ve hepsinden önemlisi de sen okuyucu, şu korsan kitap saçmalığına girmeyeceksin ki yayınevleri para kazansın ve daha ucuza ve daha iyi kalitede kitaplar satsın. Ha tabi bazı büyük yayınevleri(Can, Metis, Alfa, Doğan vs) fena paralar kazanmıyorlar çünkü onların milyonluk adet satışına ulaşan yazarları var ama bunlar çok küçük bir oranda. Ha bu da demek değildir ki korsan alalım. Bununla daha etik ve ahlaklı bir şekilde mücadele etmek lazım. Diğer türlüsü net bir şekilde hırsızlıktır. Kendimizi boşuna kandırmayalım.
Yani kısacası lütfen daha bilinçli olalım. Bir kitaba erişmenin korsan dışında bir çok yolu var. İnternetten, sahaflardan, ve yayıncıların ofisleri ya da kitapevlerinden daha ucuza alınabilir bu kitaplar(çünkü bu sayede yayınevleri dağıtımcıyı aradan çıkarıyor)
kitapçım içeride sergiye dizdiği ve 5-10 liraya sattığı onlarca kitabı için "bunlar korsan mı?" diye sorduğumda "asla! biz korsan satmayız, hepsi orjinaldir. korsana karşıyız" dedi. ben de tamam o zaman dedim aldım. vicdanımı da rahat tutuyorum, ne etiketlerini kontrol ettim ne kapaklarını kemirdim. kitapçım orjinal dedi, bir sürü kitabım oldu. hala fakir bi öğrenciyim ama mutluyum :)
@leddd Arkadaşım iyi güzel anlatmışsın da, korsan desteği olmadan bu devirde düzenli okur olamazsın. Ha iyi kazancın vardır amenna korsan ya da ikinci el işine hiç girmezsin. Kaldıki korsan okuyucusu olmakta kolay değil elinde bir ayna ile 600 sayfa okuduğun zaman bu işten alabildiğin en az hazı alırsın ama kitap yenidir bekliyorsundur orjinal kotanda çoktan dolmuştur.
Bunları söyledim lakin işin hırsızlık yanı ne yazıkki doğru korsandan mümkün olduğunca uzak durmak etik olur. Şahsen kendimde en son çare olarak başvuruyorum yalnız şu çok açık bu fiyatlandırma politikası bu vergilendirme ile korsan işi bitmez. Kimseyi de kınayamam ülkemizde şartlar oldukça zorlayıcı insan ay sonunu zor getiriyor. Bir parantez daha 20tl ye yeni çıkan bir romanı alman çok zor sen onu en aşa 30tl den say.
Çeviri tamaman kapitalist bir sistem, işi ve ücretlendirmeyi iyi biliyorum içinde yer aldığım için bi belgesel çevirisi günlerini alıyor sonucunda üç kuruş para geçiyor eline ya da sayfalarca bir çeviri yapıyorsun yine kazancın çok az. Çevirmenler kimse için önemli değil aslında o bahsettiğin para çeviri bürolarının sahiplerinin cebine giriyor olduğu gibi, çevirmene çok düşük bir ücret ödüyorlar kitap, metin çevirileri için bu böyle ama tabii Tıbbi hukuki çeviriler için durum çok farklı.
Zaten korsan kitabı desteklemiyorum desteklenecek bir şey değil ama ilk paylaşımda yer alan yazıda olduğu gibi orjinal kadar korsanı da bastırıp kar eden kurumlar da hem müzik sektöründe hem kitap sektöründe var o durumda da asıl mağdur yazar oluyor zaten ki çok beğendiği eserlerini görmek istediği bir yazarın da önünü kapatmak istemez gerçek bir okuyucu bence. Her neyse temelde söylemek istediğimi zaten bir önceki mesajda söyledim "Tartışmanın bir sonu yok kavramlar açısından"
Sorun tamamıyla etiktir arkadaşlar. Bunu çok kitap okumayı istemekle açıklayamazsınız. O zaman hırsızlar da evlerimize girince kızmayalım. Sizin mantığınıza göre o adamın da paraya ihtiyacı var! Bazı büyük yayınevlerini eleştirebiliriz. Mesela İletişim Yayınlarının fiyat/performans oranına bakınca bu kadar fazla para talep etmeleri eleştirilmeli fakat bunun çözümü korsan almak filan değildir asla. Bu ahlaki bir sorun ve gerçekten çok temel bir şey. Eğer korsan kitap aldığınızda bu sizin için sorun olmuyorsa ve içiniz rahatsa gerçekten üzücü benim açımdan. Buradan böyle ahkam kesmek istemiyorum ama sizlerin de kolaya kaçtığınızı düşünüyorum. Dediğim gibi korsana gelmeden önce başvurulacak bir sürü yöntem var. Büyük şehirlerdeyseniz kütüphaneler çok yeterli. Mesela Ankara için konuşursak yeni basılan her kitap milli kütüphaneye girer ya da yayınevlerinin ofislerinden ve internet üzerinden alışverişler yapılabilir. Sahaflar zaman zaman çok yetersiz kalsa da araştırılmalı ama korsan almak hem sektöre büyük darbe vuruyor hem de ahlaki açıdan çok sıkıntı verici bir durum. Bugün Helikopter Yayınları gibi çok özel işler yapan yayınevleri var ama adamlar yakında dükkanı kapayabilir çünkü alıcısı yok. Türkiye'de daha önce yayınlanmamış romanları çok çok iyi kaliteyle basıyorlardı ama alan olmadı. Bu kadar kitap okumayı seviyorsak bunları bir şekilde alacaz ya da alamıyorsak da korsanına bulaşmayacaz. Bu bir taraftan da çok bencilce. Yani sırf kendi zevkimiz yüzünden korsana bulaşmak bencilce bir tavır ve hiçbir açıdan da makul görülecek bir yanı yok bunun.
Öncelikle bir sorum var: Telif hakkı olmayan hemen hemen aynı çeviri kalitesideki, "Karamazov Kardeşler" nasıl TİB Kültür Yayınları'nda 22 TL'dir de, İletişim Yayınları'nda 33 TL'dir, Can Yayınları'nda 38 TL'dir? Aynı hesaplamayı bu üç farklı baskı içinde yapınız? (Ya da boşuna yapmayınız, ben hesapladım, 40 yapıyor!)
50+ yıllık, Çalıkuşu, İnce Memed vs. "Yazar+Çevirmen" telifi olan ve -yeni ya da yeni sayılabilir- popüler bir kitaptan nasıl daha pahalı olabilir?
Ben şu manzarayı gördükten sonra -imkanım ne olursa olsun- Can Yayınları'na, İletişim Yayınları'na, İnkılap Kitabevi'ne, Yapı Kredi Yayınları'na aynı gözle bakamam. "Sen beni keriz yerine mi koyuyorsun, iyi öyleyse..." diye bakarım.
E-kitap dedik; en azından dağıtım, baskı maliyetleri azalır diye bekledik; basılı kitapla aynı fiyat. (Sanırım satamadıkları, ellerinde kalan kitapların parasını e-kitaptan çıkarmak istiyorlar.)
Önce yayınevlerii örgütlenecek, ilgili kurumlara baskı kuracak kitap fiyatlarının standartlaştılılıp normalleştirilmesi için, gereğini yapacaklar; bir sonuç alamazlarsa iş okuyucuya gelecek...
Kitap fuarlarında nasıl kapışılıyor bu kitaplar?
Maliyet aynı değil mi?
Zararına kitap satarlar mı?
Nasıl kâr ediyorlar?
Madem bu şekilde kazanabiliyorsunuz, neden normal zamanlarda fahiş fiyat uyguluyorsunuz? Yapsanıza fuardakilere yakın bir fiyat. Raflarda görenin eli gitsin, korsana yönelmesin, çok satılsın.
Sorun önce yayınevlerinin fiyatlandırma politikasıdır. Çoğunun düşüncesinin de şu olduğunu düşünüyorum: "Zaten sınırlı sayıda insan, her halükarda, kitap için para harcıyor, dayayabildiğimiz kadar dayayalım."
İnsanlar da bu zihniyete karşı "tarayıcı" ile örgütlenip mücadele ediyorlar zaten.
Özetle korsan kitap bir sonuçtur.
Yayınevleri ağzıyla konuşarak korsana yönelelenleri, "Hırsızlıkla, ahlâksızlıkla, yüz kızartıcı suç işlemekle (En saçması da buydu), utanmazla vs." suçlayarak ve korsana yönelelenlere "kapitalizm vs." diyerek laf kalabalığı yapıp leş bir korsan-karşıtı propaganda yapacağınıza, "İmkanı olmayan kitap okumasın," demeniz yeterdi.
Kapanma tehlikesi yaşayan yayınevlerinin kitaplarının korsana düştüğünü mü söylüyorsun ? Benim kütüphamen tarih ve mitoloji kitaplarıyla dolu. Hiçbirinin korsanı olmadığını biliyorum. Daha çok popüler olmuş kitapların korsanı basılıyor diye düşünüyorum. Yani demek istediğim, sektörün bazı yayınevlerini yok etmesinin sebebi, korsan kitaplar olmamalı.
Bir de son olarak şunu söylemek istiyorum: korsan kitap alan insanlar kitap okumak için bunu yapıyor. kitap okumayı adi bir suç/hırsızlık gibi görmen kabul edilemez. Buna ortam hazırlayanlar eleştirilmeli. İster yayınevlerini, istersen hükümeti eleştir, ama kitap alan insanlara ahlaksız göziyle bakmaya hakkın yok. Önce fiyatlar normale çekilir, ondan sonra insanları eleştirebilirsin.
Bakın arkadaşlar eğer şöyle diyorsanız; "sanat eserleri paylaşılmalı, kültürel değerler paylaşılarak gelişir ve bunu önündeki engel de uçuk fiyat politikalarıdır" ben buna da katılırım fakat diğer taraftan da şunu mutlaka sorarım; sen bunun gerçekleşmesini istiyorsan neden korsan alıyorsun peki? Korsan alman kimin yararına? Sen korsan ürün alarak neye hizmet etmiş oluyorsun? Bunun tek açıklaması o kitabı okuma isteğidir. Yani birçok insanın korsan ürün alması fiyat politikalarına karşı kolektif bir örgütlenme, bir karşı duruş değil, kendi kişisel açlığını tatmin etmektir sadece. Lütfen kendimizi kandırmayalım bu konuda.