Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Tanrı yoktur, her şey tesadüften yaratılmıştır diyenin aklından şüphe ederim. Zaten insan beyni Allah'a inanılacak şekilde yaratılmıştır. Ateizm diye bir şey söz konusu değildir.
İnsan sadece aynaya bakarak bulabilir aslında bu sorunun cevabını bence. İnsanın elbette vicdanı önemli bir kavramdır yargılamak için ama eğer bu kavramlar hepten olmasaydı ve hayat sadece tesadüfler üzerine kurulsaydı, hep şanslılar ve şanslı olmayanlar olarak ayrılırdı insanlar ve gelişigüzel yaşanırdı. Oysa bu dünyada zenginliğin de fakirliğin de sınavı vardır. Ve ilginçtir ki, insan bir yerlere birşeylere ulaştıktan sonra soğur bu inançtan. Hamuru kibirle yoğrulmuştur ve unutmayalım ki, kimse kötü doğmaz. İyilik ve kötülük insanlarda eşit ağırlıktadır, nefsimiz tarafımızı belirlemektedir. İnanmayan kardeşlerime de saygı duyuyorum, Allah`ın hidayeti gelsin inşallah. Birini görüşünden dolayı yargılamak haddimiz değildir. Kul ile Allah arasındadır. Gelelim yazımın başına, İnsan bir kağıda bile bir kalemle nokta koyulmuşsa bunun kendiliğinden olmadığını kabul edecek mantığa sahiptir, bu kadar kocaman dünya ve insan gibi mükemmel bir yaratık ve ya varlık nasıl kendiliğinden olur?
Bir deist olarak onun varlığına kanıtım çok (kendimce). Benim asıl sebebim evrendeki yapısal düzenler, insanı da evrenin içine katarsak arkasında kesinlikle büyük bir güç ve bilgi var.
Dini anlamak için çevredeki dini uygulamalardan, kendini dindar zannedenlerin davranışlarından ve hadislerden uzaklaşmak gerekir. Sorgulamanın dahi günah olduğunu düşünen, kıldığı namazda ne söylediğinin bilincinde olmayan insanların peşinden gitmek pek akıllıca olmamalı. En önemlisi, çevredeki din anlayışının, kişinin tanrının varlığıyla ilgili düşüncelerini etkilememesi gerekir.
sevgili doganozmurat, ilk yorumumu yukarıda ikinci sırada yapmıştım. şimdi şunları ifade etmek isterim; yüce yaratıcı bence herhangi bir gereklilikle kayıtlı olmadığı gibi kendini ispatlamak gibi bir külfeti de yoktur, ancak insanlar bir birlerine yeteneklerini akıllarını fikirlerini ispat eder veya bir takım iç ya da dışsal zorunluluklarla yine bir takım gereklilikler altına girer. ben yıllardır bu tür benzetmelerle yüce yaratıcı hakkında anlatımlar yapılmnasına sıcak bakmadım. berber örneğin bence oturmamakta( hoşgörüne sığınırım), berber saç kesmezse komik olmaz neden komik olsun belki piyango vurmuştur, miras kalmıştır, canı sıkılmıştır, ya da pastacı olmuştur. mesele tam bu ne için yarattığı meselesidir bu ise sırdır ancak kavranamaz bir sır değildir bu hususta erenleri velileri ilim irfan sahiplerini takip etmek gerek, hünkar hacı bektaş veliyi takip etmek gerek mesela hünkar demişti ne mutlu içindeki kadınla erkeği barıştırına, bağdaştırana( içerik böyle ancak cümle tam hatrımda değil). fizik biyoloji kimya hepsi bu sırra dahildir. bu sır akılla çatışmaz aksine akılla kavranır. bu yaratma insana en büyük lütuftur bu yaratmayla ki aşkı ana babayı sevmeyi sevilmeyi acımayı vicdanı merhameti ağlamayı gülmeyi öğreniriz ne yüce insanlar görürüz, seviniriz. bunları yaşadıktan sonra bu hislere sahip olduktan sonra herhalde en azından bir miktar fikrimiz olur, dünyayı yaşanır kılarız. ancak bugün bu dünyada ne zor böyle yaşamak, hepimiz ne yazık ki çıkarcıyız, kırıcıyız.
Şöyle bir soru sormak lazım; dünya biz yaşadığımız için mi yaşama elverişli şartlarda , yoksa dünya yaşama elverişli olduğu için mi biz yaşıyoruz ? Hangisi daha mantıklı sizce ?
Milyarlarca galaksi içersinden, kat milyarlarca güneş sistemindeki, kat kat milyarlarca gezegen arasından birinde yaşama elverişli koşullar oluşmuş. Çok mu büyük bir mucizedir bu ?
Bakınız @CemÖztürk, dedikleriniz tamemen bir yorum farkı. Bana göre de siz anlamamışsınız Kuran'ı. (Zaten kandinizi adeta Alllah yerine koyup kimin Müslüman olup olmadığına karışmanızdan açıktı.)
Açık kapı bırakıldığı yok. İlk iletilerde dendiği gibi bir tarafta adamın dinden haberi yok, yardımsever, iyi herkese karşı; diğer tarafta her haltı yemiş, son derece kötü, zalim; ama dinden haberi var. Biri inanmazsa cehennemlik, diğeri tövbe ederse cennetlik (Cezasını çekip).
"Peki," deyip bakıyor İslam'a: Kölelik, pedofili, kadınların insan yerine konmaması, Muhammed'in çıkarına göre inen ayetler (Ganimetler, Evlatlığının karısına göz dikmesi vs. cinsel istekler.), inanmayanla karşı sürekli aşağılma, hakaret, yerine göre savaş hali vs. Araya birkaç tane iyi şey sıkıştırılmış. (Ki onlar da insanlık başladığından beri gelen kültürel birikimler.)
Böyle bir adam nasıl inanabilir bunları barındıran bir dine... Ne açık kapısı?
Üzgünüm ama yıllardır bu tartışmaların içinde sıkışıp kalmış bir birey olarak Tanrı kavramını sorgulamayı abes buluyorum.
"İbrahimi Dinler'in Tanrısı"nın varlığını tartışabiliriz, alternatif dinlerin tanrılarını da öyle. Ama "Big Bang'in arkasında bir güç var mıdır?" sorusuna cevap aramanız beyhude olacaktır.
Tartışmada kapsam daraltmasına gitmeniz çok daha akıllıca olacaktır.
yav gözünüzü seveyim.
Bkz:
33 / AHZÂB - 53
''Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.''
Adam 'geç oldu hadi defolun gidin lan' diyememiş gökten ayet indirmiş resmen.
inanılmaz bir biçimde çarpıtma yoluna gitmişsiniz ki bu siz kendini ateist zannedenlerin en genel tutumudur. Dini anlamanın okumakla ilgisi olmadığını söylemek, bir de bunu kitap forumunda yapmak ne tatlı bir ironidir. İnsanlar Kur'an'ı okumadıkları için sağdan soldan bilgilerle öğrendiğini İslam zannediyor ve bu ne biçim din diyor ki siz de onlardan birisiniz. Benim iddiam İslam dinini en doğru Kur'an-ı okuyarak öğrenmek olduğudur.
Namazla ilgili kendinizce verdiğiniz örnek gerçekleri yansıtmıyor. Kur'an da namazın nasıl kılınacağından bahsedilmektedir. Bunu Kur'anı okuyan her insan bilir ama ateist forumlarında tekrarlanan teraneler gibi aynı cümlelerle bana geliyorsunuz.
Siz olayın özünü kavramamakta direniyorsunuz. Allah'ın kitabının yüzlerce yerinde ilim ve değer üretmekten, bilimden bahsediliyorsa okumanın öneminden bahsediyorsa laf olsun diye mi bahsediyor zannediyorsunuz. Allah Kur'an da nasıl cennete girileceğinin yollarını da anlatmaktadır. İddia ediyorum bunların en başında bilim ve değer üretmek gelir. Çünkü bilim insanlığın gelişimi için yapılır. İbadetler kişiseldir. Siz ağzınıza hap mı istiyorsunuz, Kuran da dikiş makinesini üreten cennete, sigarayı üreten cehenneme gitsin mi yazsın istiyorsunuz, pes doğrusu !
İnançsızların inançlılardan daha bilgili oldukları için inanmayı bırakmaları da zeka düzüeylerinden kaynaklanır. Türkçemizde güzel bir deyim var pireye kızıp yorgan yakmak diye. Siz için dini bilen birinden dinlediniz mi ?
Kusura bakmayın, son derece sabit fikirlisiniz. İslam dininden kesinlikle bihabersiniz ve kitabın kapağını açmadan onu eleştirme hakkını kendinizde buluyorsunuz. Ne hakla bunu yapıyorsunuz onu Allah bilir. Ama dinsizliğinin size çevrenizde marjinalite kattığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.