Bu kitap ne sadece Ermenilere ne de sadece Türkleredir. Ağrının Derinliği, evsiz kalmanın, evinden uzak düşmenin acısını bilen, tahmin edebilen herkese yazılmıştır. Aidiyetimizin bize ezberlettiklerinin ötesinde bir biz olabilir mi? İçine hapsolmadığımız, dışına atılmadığımız bir ev, bir biz kurulabilir mi? Ece Temelkuran, Ermeni ve Türk milliyetçiliklerine yakından bakarken, toplumların bizlerini kurma aşamasında neleri, nasıl dışarıda bırakmış olabileceklerini anlatıyor. Her kitabında ötede duranları yakına getirmeyi amaçlayan yazar, bu kez de Ermeni meselesi gibi çekinceli bir konuyu odağına alıyor...
Bu kitap ne sadece Ermenilere ne de sadece Türkleredir. Ağrının Derinliği, evsiz kalmanın, evinden uzak düşmenin acısını bilen, tahmin edebilen herkese yazılmıştır. Aidiyetimizin bize ezberlettiklerinin ötesinde bir biz olabilir mi? İçine hapsolmadığımız, dışına atılmadığımız bir ev, bir biz kurulabilir mi? Ece Temelkuran, Ermeni ve Türk milliyetçiliklerine yakından bakarken, toplumların bizlerini kurma aşamasında neleri, nasıl dışarıda bırakmış olabileceklerini anlatıyor. Her kitabında ötede duranları yakına getirmeyi amaçlayan yazar, bu kez de Ermeni meselesi gibi çekinceli bir konuyu odağına alıyor...
Türk-Ermeni sorununa siyasi ve ideolojik değil, sadece "insanca" bakmak isteyenlere tavsiyemdir.
Ermeni meselesine bakış açınızı değiştirecek bir kitap. İki tarafın da hatalarını görmek mümkün. Örneğin bizim bu meseleye kulak tıkamamız ne kadar yanlışsa, sırf Ermeni oldukları için katledildiklerini söyleyen insanların, sırf Türk diye Ece Temelkuran'a düşman gibi davranmaları da bir o kadar yanlıştı.
321 sayfa