Savaş ganimeti olarak İngiltere'ye getirilen paha biçilmez Hint elması 'Aytaşı', on sekizinci yaş gününde Rachel Verinder'e hediye edildiği gece ortadan kaybolur. Kuşkular kambur hizmetçi kızın, Rahcel'in kuzeni Franklin Blake'in, esrarengiz üç Hintli hokkabazın, hatta Rachel'in kendisinin üzerinde toplanmıştır. Scotland Yard elemanı, soğukkanlı Çavuş Cuff çağrılır ve Robinson Crusoe okumaya meraklı, çok bilmiş kahya Betteredge'in yardımlarıyla kayıp elmasın sırrı aydınlanır.
Savaş ganimeti olarak İngiltere'ye getirilen paha biçilmez Hint elması 'Aytaşı', on sekizinci yaş gününde Rachel Verinder'e hediye edildiği gece ortadan kaybolur. Kuşkular kambur hizmetçi kızın, Rahcel'in kuzeni Franklin Blake'in, esrarengiz üç Hintli hokkabazın, hatta Rachel'in kendisinin üzerinde toplanmıştır. Scotland Yard elemanı, soğukkanlı Çavuş Cuff çağrılır ve Robinson Crusoe okumaya meraklı, çok bilmiş kahya Betteredge'in yardımlarıyla kayıp elmasın sırrı aydınlanır.
http://kitabisevda.blogspot.com/2012/11/the-moonstone-wilkie-collins.html
The Moonstone
Wilkie Collins
Tür: Dedektif, Gizem, Aşk Hikayesi
Sayfa: 640
Goodreads Puanı: 3.88 (18.199 oylama)
Türkçe: Çevrildi. Aytaşı
Bir zamanlar Hindistanın uzaaak bir köşesinde Aytaşı adlı bir mücevher varmış. kötü ama çok kötü bir adam bu taşı ona tapan insanlardan çalmış. Rachel adlı bir kıza doğumgünü hediyesi olarak vermiş. Ama bu değerli mücevher problemide beraberinde getirmiş. Eline geçtiği o gece gizemli bir şekilde elmas çalınmış. Tam 600 sayfa biz masum öğrenciler bu romanı okumak zorunda kalmışız, pardon hikayeler karıştı.
Neyse efendim, Dedektifler çağırılmış, insanlar seferber edilmiş ama elmas bulunamamış. Arada aşkı uğruna intihar eden masum bir kızıda okumuşuz.
Bir yıl sonra elmasın Rachel'ın nişanlısının ilaç etkisinde bilmeden çaldığı ve Grodfrey adlı bir vatandaşa babasının kasasına koyması için" uykuda" verdiği anlaşılmış. İşin garibi bizim saf aşık Rachel odasından elmasın nişanlısı Franklin tarafından alındığını görmesi ve bunu kimseye söylememesi olmuş.
Böylede bir roman. Nasıl eziyetler çekerek okudum bu kitabı ve şki paragrafta olayı size anlattım. Mecbur değilseniz elinizi bile sürmeyin...
Hayatımda bir romanı okurken bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum.
Sevgiler.
William Wilkie Collins ( 1824 -1889 ) Londra doğumlu 30 dan fazla kitap yazan İngiliz yazar
Ay Taşı yazarın 1877 yılında yazmış olduğu 3.romanı olup edebiyat çevreleri tarafından modern İngiliz polisiye romanlarının ilki, en uzunu ve en iyisi olarak kabul görmüştür.
Roman Hindistan'dan çalınan ve sahip olan kişiye uğursuzluk getiren kutsal Ay Taşının doğum gününde bir malikhanede Rachel adlı bir kıza hediye edilmesi ve aynı akşam çalınması üzerine kurulu.
Yazar 27 yaşında Charles Dickens'le tanışmış ve uzun süre dost kaldığı için oldukça etkilenmiş anlaşılan. Kitabın yazarını bilmezseniz Dickens okuyor gibi oluyorsunuz. Çok güzel bir anlatı ben çok beğenerek okudum...
Vay, vay, vay!!! Ciddi anlamda başa çıkılması zor bir kitaptı.
Böyle diyorum çünkü aşırı derindi. Yoğunluğu altında sizi eziyor ama bir yandan o merak duygusunu öylesine etkileyici bir şekilde işlemeyi başarıyor ki; tüm o ağırlığına rağmen elinizden bırakamıyorsunuz.
Ayrıca satır aralarına sıkıştırılmış çok dahiyane espriler vardı, birçok kez beni güldürmeyi başardı. Anlatımı gerçekten büyüleyiciydi. Belki biraz sıkıcı olduğu idea edilebilir bir eser olabilir ama aslında oldukça kendine bağlayan bir yapıya sahip.
Son olarak, kitabın başında sarf edilen bu cümlelerin -bitimine kadar- asıl yapmak istediğiniz şeye dönüşeceği konusunda garanti veriyorum. Daha en başında insanın ruhuna işleyecek bu sıkıntıyı hissetmiş, sonuna kadar da sürekliliğini koruyacağını öngörmüştüm. Kitap boyunca kılavuzum olmayı başardı.
Bay Franklin birden, "Ne düşünüyorsun?" diye sordu.
"Şu elması bataklığa fırlatıp sorunu çözüvermek gerek diye düşünüyordum efendim." dedim.
Karton Cilt, 458 sayfa
2004 tarihinde, Bilge Kültür Sanat tarafından yayınlandı