Benim Üniversitelerim

Maksim Gorki'nin, edebi olgunluk çağı ürünlerinden olan Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim adlı otobiyografik üçlüsü, yazarın başeseri sayılageldiği gibi tüm Rus edebiyatı içinde yer alan mükemmel otobiyografilerden biridir. Gorki'nin çocukluk ve gençlik yıllarını anlatan üçlü, bir yazarın kendinden çok çevresi üzerinde durduğu iç gözlemden çok dış gözleme yer verdiği ender otobiyografik romanlardan biri, aynı zamanda Gorki'nin gözlemciliğiyle anlatım yeteneğinin doruğa ulaştığı, kendinden önceki "Toplumsal Gerçekçilik" ustalarıyla birlikte kendisini de aştığı başeseridir. Yayınevimiz, bu üçlünün üçüncü kitabı olan Benim Üniversitelerim'i Rus ve Sovyet Edebiyatından pek çok yapıtı Rusça'dan çevirerek dilimize kazandıran Hasan Âli Ediz'in Türkçesiyle sunmakla kıvanç duyar.

Maksim Gorki'nin, edebi olgunluk çağı ürünlerinden olan Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim adlı otobiyografik üçlüsü, yazarın başeseri sayılageldiği gibi tüm Rus edebiyatı içinde yer alan mükemmel otobiyografilerden biridir. Gorki'nin çocukluk ve gençlik yıllarını anlatan üçlü, bir yazarın kendinden çok çevresi üzerinde durduğu iç gözlemden çok dış gözleme yer verdiği ender otobiyografik romanlardan biri, aynı zamanda Gorki'nin gözlemciliğiyle anlatım yeteneğinin doruğa ulaştığı, kendinden önceki "Toplumsal Gerçekçilik" ustalarıyla birlikte kendisini de aştığı başeseridir. Yayınevimiz, bu üçlünün üçüncü kitabı olan Benim Üniversitelerim'i Rus ve Sovyet Edebiyatından pek çok yapıtı Rusça'dan çevirerek dilimize kazandıran Hasan Âli Ediz'in Türkçesiyle sunmakla kıvanç duyar.


Değerlendirmeler

değerlendirme
2 puan

okudum ama kitabın ne anlattığını hala anlamadım

Profil Resmi
9 puan

fena bir eser değildi.

9 puan

" Hayat ; sonsuz bir düşmanlık ve ihanet zinciri , değersiz şeyleri elde etmek için bile türlü pisliklerin yaşandığı iğrenç ve sürekli bir savaş olarak akıp gidiyordu."

Diye belirtmişti son kitabında Gorki. Koca üç kitaptan arta kalanlar özünde burada belirtilenlerdi onun için. Koca bir kafesin içerisindeki kürek mahkumuydu kendisi ve o yazdıkça, aktardıkça benimde düşüncelerim yerinden oynamaya başlamıştı.

Kitap bittikten sonra kafama dank eden düşünce şu oluverdi ;
İnsanın bir amacı ,emeli olmadıktan sonra ; yaşam,hayat anlamsız,tatsız bir yemek gibi oluveriyor. Biz şuanın rahat ve huzurlu koşullarında hiçbir zorluk çekmeden isyan ve sitemlerle bencillik ederken , Gorki ve türevlerinin çektikleri ve yaşadıkları düşünüldüğünde o kadar acı, ıstırap , hayal kırıklığı ve yaşama tutanacak hiçbir şey olmamasına rağmen yaşamaya devam edip mücadelelerini sürdürmüşler.

Düşünmeden edemiyor insan... Hayatımızda gözle görülür bir zorluk yokken ve elimizde her şeyi yapma imkanımız varken neden mücadele etmiyoruz ? Neden kaçıyoruz ?

Gorki'nin anlattıklarından ; annesi vefat ediyor , babası vefat ediyor. Arkadaşsız , sevgisiz , akrabasız , kimsesiz , oradan oraya savruluyor ve hep sorguluyor. Yaşamı , koşulları , insanları , her şeyi... Peki biz ?

Dipnot : Sorgulamak isteyenlere bunun ardından Sol Ayağım'ı da öneririm.

10 puan

Maksim Gorki hayatını anlattığı üçlü serinin bu son kitabında artık büyümüş, Kazan'ın yolunu tutmuş üniversite için yollara çıkıyor. Yoksulluk, yaşadığı zorlukların üzerine bir de anneannesinin vefatı da eklenince taşınması zor bir yükle ayakta kalmanın mücadelesini verirken; üniversite yerine de fırın işçiliği yaparak hem hayatını idame ettiriyor, hem de devrimci işçilerle tanışarak hayatını üniversite yapıyor!

"Halktan söz edildiğinde üzülerek, kendime bir güvensizlik duyarak, benim bu konuda bu insanların düşündükleri gibi düşünemeyeceğimi hissediyordum. Onlar için halk; mantığın, ruh güzelliğinin, temiz yürekliliğin, neredeyse tanrısallığın ta kendisiydi; halk her türlü güzelliğin, adaletin, yüce dürüstlüğün özünü içinde bulunduruyordu. Oysa ben öyle bir halk görmemiştim. Marangozlar, hamallar, taş ustaları tanımıştım ben; Yakov'u, Osip'i, Grigori'yi tanımıştım, oysa burada bambaşka bir yerlere koyuyorlardı, onun iradesine bağlı olduklarını söylüyorlardı. Bana öyle geliyordu ki, asıl bu insanlardaydı ve onların içinde yanmaktaydı düşüncenin güzelliği de, gücü de... Hayata insan sevgisinin içten iradesi ve yeni bazı yasalara göre onu yaratmasının özgürlüğü de..."

7 puan

ilk kitap çocukluğum gerçekten çok beğenmiştim... çok yavaş ilerliyordu. varvara,büyükbaba beni sinir etti :( dili akıcıydı mazlum beyhan çevirisiydi :)

ikinci kitap insanlar arasında serinin ilk kitabına göre; daha sinir bozucu,daha hareketliydi.. büyükbabadan biraz daha nefret ettim :( ayakkabı dükkanındakiler ve büyükannenin kız kardeşi ve oğulları gelini beni delirtti!!! bu kadar da olmaz dedirtti!! ilk kitaptan nefret ettiğim üvey babanın maksimiçten özür dilemesi hoşuma gitti :) dil sürükleyiciydi ergin altay çevirisiydi :D

ve ve serinin son kitabı... iki kitaba nazaran sakin, az sinir bozucuydu :) birinci ve ikinci kitaptan tanıdığım ve çok sevdiğim büyükannenin ölmesi beni çok üzdü maksimiçle sanki bende titredim ;(

maksim gorki hayat hikayesini anlattığı bu otobiyografik üçlemesiyle; acıyı,yalnızlığı,kimsesizliği,sevgisizliği,hor görülmeyi bana iliklerime kadar hissettirmekle kalmadı yaşattı adeta..


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 188 sayfa
1989 tarihinde, Engin Yayıncılık tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Etiketler: rus klasikleri

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

kamino edevirgen okumaeylemi burc_tt hacivat çelebi
8 kişi

Okumak İsteyenler

iye turcinotti Sofi94 hlymelike Ying Yang
8 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski