Masalla gerçeği birleştiren bir eserdir. Geçmişi temsil eden dede ile geleceği temsil eden çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insan duygu ve düşüncelerine kendine has yorumlar getirilir. Adı eserde hiç geçmeyen çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu meydana çıkarılır. Aytmatov'un, edebiyat âleminde geniş akisler uyandıran, uzun yıllar tartışılan, verilmek istenen mesajla yaratılan tiplerin büyük bir uyum sağladığı eserlerinden biridir.
Masalla gerçeği birleştiren bir eserdir. Geçmişi temsil eden dede ile geleceği temsil eden çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insan duygu ve düşüncelerine kendine has yorumlar getirilir. Adı eserde hiç geçmeyen çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu meydana çıkarılır. Aytmatov'un, edebiyat âleminde geniş akisler uyandıran, uzun yıllar tartışılan, verilmek istenen mesajla yaratılan tiplerin büyük bir uyum sağladığı eserlerinden biridir.
Yorum yazacağım diye bir heyecan bastı bana , çok etkilendim bu kitaptan öyle çok sevdim ki kapağa bakınca bile dalıp gidesim geldi. Kimilerine göre basit bir hikayedir bu. Bana göre bir ruhun kendi doğasını arayışının hikayesiydi bu kitapta geçenler. Öyle ki ; bir çocuk düşünün , her şeyden herkesten uzak. Tek dostu dere kenarındaki kayalar ,dedesinin kendisi ve dedesinin kendisine sağladığı hikayeler. Bu çocuk öyle büyük bir yürek taşır ki , o yürekte ana ve baba sevgisi yoktur ama sevgisi varmış gibi yaşamaya devam eder , onların hayallerini kurmaktan geri kalmaz. Her gece gözlerini kapadığında babasının hayalini kurar, ona gideceğini tıpkı babasınında kendisi gibi mutlu olup onu kucaklayacağını, böğrüne basacağını düşünür. Ama bilinmesi gereken de bir şey vardır burada , bu kadar saf ve temiz olan bir yürek kendisini bile keşfedemeden görmemesi ve bilmemesi gereken bir şeyi duyarsa-görürse o yürek lekelenir ve kararır. Bir daha eski haline kavuşamaz. İşte burada aktarılan hikaye budur bize. Aytmatov'un usta kaleminden bizlere aktarılan.
Merhaba, beyaz gemi ben geldim. /Balık olup yitip gittim.
Bu kitabı kelimelerle anlatmak mümkün değil. Cengiz Aytmatov'u yaşamak, onun dizelerinde dolaşmak, hele böyle şahane bir kitabın o küçük karakterinin hayallerine şahit olmak gibisi yoktu, olmayacak.
Aytmatovun ilk okuduğum kitabı ve bana göre en güzel kitabı. Bir çocuğun dünyasını, hayallerini, iyiyle kötünün mücadelesini okurken kitapta kendi çocukluğunuzu okuyorsunuz.
Aytmatov'un her eseri bir kitaptan daha fazlası benim için. Stalin sonrası ve soğuk savaş döneminde sovyet halkların isimsiz ve kayıp insanları için bir ağıttır beyaz gemi. Yitik çocukların yitik kimliklerin hayallerin dökümüdür.Özünü yitiren, coğrafyası ile bağları koparılan insanların yazgısının izdüşümüdür isimsiz çocuk. Aytmatov'un okuduğum ilk romanıdır. Muhteşemdir.
.
.
.
Merhaba Beyaz Gemi! Ben geldim!
Okuduğum ilk Cengiz Aytmatov kitabı beni perişan ederek biter. Annesiz ve babasız büyüyen 8 Yaşındaki bir çocuğun hayalleri ve dedesi ile ilişkileri harika anlatılmış. Zorba bir enişte, Saf bir dede, bağırıp çağıran bir üvey nine ve yalnız bir çocuğun tutunabileceği tek şey olan hayalleri...Ve öyle bir son...
Akıcı anlatımı sayesinde okunuyor. Konu pek ahım şahım değil.
Ciltsiz, 26. Basım, 174 sayfa
Ekim2011 tarihinde, Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı