"Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki, Bana bir tekne ver."
Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük usta Saramago'nun eşsiz anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar. Emrah İmre'nin Portekizceden çevirisi ve Birol Bayram'ın desenleriyle okurun minör başyapıtlarından olacaktır Bilinmeyen Adanın Öyküsü.
"(...) ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin, (...)"
"Saramago görünüşte sade bir öyküyü basit bir dille ve masum karakterlerle aktarıyor; okurlar, hayalperestler ve âşıklar psikolojik, romantik ve toplumsal altmetinleri fark edecektir."
-Publishers Weekly-
"Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki, Bana bir tekne ver."
Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük usta Saramago'nun eşsiz anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar. Emrah İmre'nin Portekizceden çevirisi ve Birol Bayram'ın desenleriyle okurun minör başyapıtlarından olacaktır Bilinmeyen Adanın Öyküsü.
"(...) ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin, (...)"
"Saramago görünüşte sade bir öyküyü basit bir dille ve masum karakterlerle aktarıyor; okurlar, hayalperestler ve âşıklar psikolojik, romantik ve toplumsal altmetinleri fark edecektir."
-Publishers Weekly-
Kırmızı Kedi Yayınlarından olan kitabı 58 sayfa zaten her iki sayfadan birinde fotoğraf var. Yani elinize alınca ayakta 20 dakikada bile okuyabilirsiniz.
Yalnız sadece sayfa azlığından kaynaklı bir durum değil kurgulama muhteşem. Üstelik derin anlamlar içermekte.Misal;
"Ben bu krallığın kralıyım ve krallıktaki tüm tekneler bana aittir, Bu gidişle onlar sana değil sen onlara ait olacaksın, Ne demek istiyorsun diye sormuş kral, huzursuzca, Tekneler olmasa sen bir hiçsin, oysa tekneler sen olmasan da rahatlıkla denize açılabilirler"
"Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek"
"Belli ki adamın gözleri bilinmeyen adadan başka bir şeyi görmüyor, diye düşünmüş kadın, işte göz yanılması, insanın yanı başında duran insanı görmemesi böyle olur"
Şeklinde altı çizilesi hatta yeniden okuma isteği uyandıran bir kitaptır.Kitaptan kopma yaşamazsınız bile. Peri masalı edasıyla başlanıp bir hayat dersi ancak bu kadar güzel verilebilirdi.
Kitabın konusuna diyeceğim hiçbir şey yok, kesinlikle çok güzeldi. Yazar insanın kendisini bulma sevdasını işlenirken aynı zamanda ince ince bir alay ve serzenişte bulunmuş düzene karşı.
Fakat o kitap nasıl çevrilmiş, niye azami sayıda nokta kullanılmış, hiçbir dil bilgisi kuralına uyulmamış asla anlam veremeyeceğim. O güzel konuyu özenle baltalamışlar resmen. Nobel edebiyat ödülü kazanmış bir yazarın yazım tarzının bu olduğuna inanmadığım için geriye sadece gözlerimi İş Bankası Yayınları'na çevirmek kalıyor.
Verdiğim 8 puan tamamen kurguya, kitabın basımına 1 puan bile vermem.
Saramago'dan kıssadan hisseler. Özellikle çocukların okuması gereken bir kitap.Hedef koyma, sebat, ne istediğini bilme yılmama ve direnme sonucunda başarı ve mutlulukmutlak gelir. İçerisinde akılda kalacak güzel özlü sözler bir hayli fazla...
Kim olduğunu bilmezsen kendin olamazsın.
Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin. Adayı görmek için adadan dışarı çıkmak gibi,,,
"...Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin..."
Uzun bir öykü olarak tanımlanan bu kitap bana biraz felsefik geldi. Şaka bir yana evliliği anlatır gibiydi. Aynı teknede 1 kadın 1 erkek. Saraydan dönmemecesine çıkan bir temizlikçi vs.
Beğenmek; sahip olmanın en iyi şekl, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek diyor yazarımız
Kısa ama bir o kadarda etkileyeci ve ders vericiydi...
Kısacık olmasına yüklediği anlamlar öyle çok ki! Kendinize bir kahve molası verdiğinizde mutlaka okuyun derim. Kahveniz bittiğinde kitap da biter. Kahvenin tadı ağzınızdan gider, kitabın tadı yüreğinizde kalır...
Kendimizden çıkıp kendimize bakabilmeli, başka türlüsü güç.
Bir solukta okunabilecek sözüm ona tonlarca sayfadan oluşan boşluklardan çok daha güzel bir kitap..Mutlaka okumalısınız Bilinmeyen Adanın Öyküsünü..
Ciltsiz, 60 sayfa
Ağustos2014 tarihinde, Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yayınlandı