Kendini konu edinen bir roman Bin Hüzünlü Haz. Konusu, kurgusu âdeta. Anlatıcısı bazen yazarın kendisi, bazen de anlatının. Başından başlayarak Alaaddin adında bir karakteri arayışın peşinde geçiyor roman. Kahramanımız Alaaddin, aslında anlatıyı simgeliyor. Bir bakıma anlatı tarihinin bir çeşit özeti, bir bakıma da arayışın romanı Bin Hüzünlü Haz.Toptaşın, bu romanda da imgeci bir anlatımı var. Eleştirmenlerin ortak görüşü olan, tek bir büyük cümleyi yazmaya çalışmasını doğrularcasına, gerçekçilik ile imgeciliği uzun cümlelerle harmanlıyor. Binbir Gece Masallarından bu yana yaşanagelen anlatma ihtiyacı, anlatabilme ve anlatmak isterken çekilen sancılar Bin Hüzünlü Hazın, bir başka deyişle Hasan Ali Toptaşın çok belirgin bir edebiyat özelliği olarak karşımıza çıkıyor.
Kendini konu edinen bir roman Bin Hüzünlü Haz. Konusu, kurgusu âdeta. Anlatıcısı bazen yazarın kendisi, bazen de anlatının. Başından başlayarak Alaaddin adında bir karakteri arayışın peşinde geçiyor roman. Kahramanımız Alaaddin, aslında anlatıyı simgeliyor. Bir bakıma anlatı tarihinin bir çeşit özeti, bir bakıma da arayışın romanı Bin Hüzünlü Haz.Toptaşın, bu romanda da imgeci bir anlatımı var. Eleştirmenlerin ortak görüşü olan, tek bir büyük cümleyi yazmaya çalışmasını doğrularcasına, gerçekçilik ile imgeciliği uzun cümlelerle harmanlıyor. Binbir Gece Masallarından bu yana yaşanagelen anlatma ihtiyacı, anlatabilme ve anlatmak isterken çekilen sancılar Bin Hüzünlü Hazın, bir başka deyişle Hasan Ali Toptaşın çok belirgin bir edebiyat özelliği olarak karşımıza çıkıyor.
Bana ''Bin Hüzünlü Haz'' neyi anlatıyor diye sorarsanız, cevabım bilmiyorum olacak. Olur da sormazsanız, bir şeyler bildiğimi iddia edebilirim kendi kendime. Ama, nasıl anlatıyor diye sorarsanız, Türkçenin sınırsızlığını gösterircesine derim.
Devamı için:
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2012/11/hasan-ali-toptas-bin-huzunlu-haz.html
Böylece, aslında hiç bir zaman hiç bir yere
gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor.
Ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor.
Kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor
ve gene sonunda kelimelerle kös kös geri dönülüyor.
''BİN HÜZÜNLÜ HAZ''syf:36.
bir tür olay örgüsü ve devamında gelişenler değil ''yolda olmak'' kitabı. aranılanın hem her şeyde hem de hiçbir şeyde bulunuşu. ormanlardan limanlara, masal kahramanlarından Gregor Samsa'ya kadar derin bir arayış ve bekleyiş. bir nevi Godot'yu beklemek.
şiirsel dilde yazılmış en etkili romanların başında geliyor benim için. borges'den sonra büyülü bir dünyayı büyücü gibi dillendiren bir yazar ve dolayısıyla böyle bir kitap bulmak çölde vaha bulmak gibi bir duyguydu.
kelimelerin büyüleyici bütünlüğü olay örgüsünün önüne geçmiş lakin finalde güzel bir şekilde bağlayarak olay örgüsüde telafi edilmiş.mutlaka okunması gereken bir kitap.
kuması çok zor bir kitap.insanın zihni yoruluyor syfaları çevirdikçe .umutla bir şeyler olmasını,anlatmasını bekliyorsunuz ama boşuna bir bekleyiş.bitirince ne anlatıyor bu kitap sorusunun cevabını bulamayabilirsiniz.beğenmedim.hem de hiç..
Bana hayat nedir diye sorarsan bilmiyorum evlat, sormazsan biliyorum.