“Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor,” giriş cümlesi hafızalara kazınan Bin Hüzünlü Haz, Hasan Ali Toptaş’ın çağdaş dünya edebiyatının en çetin kalemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Çetin ve lezzetli kalemiyle, hikâye sanatının dünya tarihini yazıyor adeta.
Şehrazat’tan Don Kişot’a, bir garip Alaaddin’in peşine düşülen bu yolculukta, duyulmayan, kaybolan kelimeler de bitmeyen zamanların sesi gibi metne dâhil oluyor.
“. . . henüz Alaaddin’in yokluğunu kaybetmeyi göze alamıyorum. Elimde, o yokluktan başka hiçbir şey yok çünkü...”
Bin Hüzünlü Haz; Toptaş’ın hikâye sanatıyla, Alaaddin’le yüzleşmesinin romanı...
“... bir büyük bilinçtir Bin Hüzünlü Haz, çağcıl bir İlahi Komedya’dır. Sıradışı bir yazarla karşı karşıyadır Türk edebiyatı. Hasan Ali Toptaş, geleceğin Türk edebiyatına damgasını vuracak birkaç yazardan biridir.” Yıldız Ecevit
“Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor,” giriş cümlesi hafızalara kazınan Bin Hüzünlü Haz, Hasan Ali Toptaş’ın çağdaş dünya edebiyatının en çetin kalemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Çetin ve lezzetli kalemiyle, hikâye sanatının dünya tarihini yazıyor adeta.
Şehrazat’tan Don Kişot’a, bir garip Alaaddin’in peşine düşülen bu yolculukta, duyulmayan, kaybolan kelimeler de bitmeyen zamanların sesi gibi metne dâhil oluyor.
“. . . henüz Alaaddin’in yokluğunu kaybetmeyi göze alamıyorum. Elimde, o yokluktan başka hiçbir şey yok çünkü...”
Bin Hüzünlü Haz; Toptaş’ın hikâye sanatıyla, Alaaddin’le yüzleşmesinin romanı...
“... bir büyük bilinçtir Bin Hüzünlü Haz, çağcıl bir İlahi Komedya’dır. Sıradışı bir yazarla karşı karşıyadır Türk edebiyatı. Hasan Ali Toptaş, geleceğin Türk edebiyatına damgasını vuracak birkaç yazardan biridir.” Yıldız Ecevit
Bana ''Bin Hüzünlü Haz'' neyi anlatıyor diye sorarsanız, cevabım bilmiyorum olacak. Olur da sormazsanız, bir şeyler bildiğimi iddia edebilirim kendi kendime. Ama, nasıl anlatıyor diye sorarsanız, Türkçenin sınırsızlığını gösterircesine derim.
Devamı için:
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2012/11/hasan-ali-toptas-bin-huzunlu-haz.html
Böylece, aslında hiç bir zaman hiç bir yere
gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor.
Ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor.
Kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor
ve gene sonunda kelimelerle kös kös geri dönülüyor.
''BİN HÜZÜNLÜ HAZ''syf:36.
bir tür olay örgüsü ve devamında gelişenler değil ''yolda olmak'' kitabı. aranılanın hem her şeyde hem de hiçbir şeyde bulunuşu. ormanlardan limanlara, masal kahramanlarından Gregor Samsa'ya kadar derin bir arayış ve bekleyiş. bir nevi Godot'yu beklemek.
şiirsel dilde yazılmış en etkili romanların başında geliyor benim için. borges'den sonra büyülü bir dünyayı büyücü gibi dillendiren bir yazar ve dolayısıyla böyle bir kitap bulmak çölde vaha bulmak gibi bir duyguydu.
kelimelerin büyüleyici bütünlüğü olay örgüsünün önüne geçmiş lakin finalde güzel bir şekilde bağlayarak olay örgüsüde telafi edilmiş.mutlaka okunması gereken bir kitap.
kuması çok zor bir kitap.insanın zihni yoruluyor syfaları çevirdikçe .umutla bir şeyler olmasını,anlatmasını bekliyorsunuz ama boşuna bir bekleyiş.bitirince ne anlatıyor bu kitap sorusunun cevabını bulamayabilirsiniz.beğenmedim.hem de hiç..
Bana hayat nedir diye sorarsan bilmiyorum evlat, sormazsan biliyorum.
Karton Cilt, 152 sayfa
Everest Yayınları tarafından yayınlandı