Her şey yanlış bir telefon numarasıyla başladı. Aranan kişi o değildi. Fakat aynı yanlışlık ertesi gece de yapıldı. Ve böylece oyun başladı. Kişi, aranan kendisi olmadığı halde, öyleymiş gibi davranırsa ne olur? Bu rastlantı onu nereye götürür? Rastlantıların onu götürdüğü yere sürüklenmeye neden razı olur? Bu soruların cevabı yok. Suda yayılan halkalar gibi birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir.
Her şey yanlış bir telefon numarasıyla başladı. Aranan kişi o değildi. Fakat aynı yanlışlık ertesi gece de yapıldı. Ve böylece oyun başladı. Kişi, aranan kendisi olmadığı halde, öyleymiş gibi davranırsa ne olur? Bu rastlantı onu nereye götürür? Rastlantıların onu götürdüğü yere sürüklenmeye neden razı olur? Bu soruların cevabı yok. Suda yayılan halkalar gibi birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir.
dil ve konuşma üzerine içerdiği incelikler gerçekten çok hoştu.
Çok zekice yazılmış bir kurgu, Don Kişot metaforuyla ustaca harmanlanmış.
varoluşsal psikoloji adına hayata tersten bir bakış.
Başlangıcı ilginç olsa da yarısından sonra amaçsız bir yazı haline gelmiş kitaptır gözümde. Yazarı da ilginç bulurum oysa ki, yarısını yazdıktan sonra ara verip tekrar mı yazdı bilemedim.
Bir kitabın değeri, o kitaptan neler aldığınızla ölçülür. tıpkı yazarın romanda olduğu gibi,benimde elimde "kırmızı not defterim vardı" bu deftere gereken yerlerde not aldım. çünkü yazar ,birbirinden bağımsız gibi görünen birçok olaydan bahsetmiş. önce polisiye havasında bir giriş,daha sonra yazarın boktan hayatına ayrıntılı bir geçiş, ve sonra nedenini henüz çözemediğim "bir yığın sorular sorup" durdu, kitap boyunca.kitap bir üçleme,bu yüzden yanıt bulmamış sorular için yorum yapmak için erken olduğunu düşünüyorum.
Karton Cilt, Beşinci Basım (Haziran 2009), 143 sayfa
Ekim1993 tarihinde, Metis Edebiyat tarafından yayınlandı