Gelecekte bile, hikâye "bir varmış bir yokmuş" dİye başlıyor… İnsanlarla androidlerin yan yana dolaştığı Yeni Pekin'e hoş geldiniz. Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil. Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor. Ay İnsanları, Dünya'yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor. Kimse Dünya'nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında bile değil…
Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg. Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor. Yakışıklı Prens Kai'in hayatına girmesiyle birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor. Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya'nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda... Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?
Marissa Meyer, Washington'ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Gelecekte bile, hikâye "bir varmış bir yokmuş" dİye başlıyor… İnsanlarla androidlerin yan yana dolaştığı Yeni Pekin'e hoş geldiniz. Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil. Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor. Ay İnsanları, Dünya'yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor. Kimse Dünya'nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında bile değil…
Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg. Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor. Yakışıklı Prens Kai'in hayatına girmesiyle birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor. Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya'nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda... Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?
Marissa Meyer, Washington'ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Ne yalan söyleyeyim, masal, Kül Kedisi/Cinderella , prens diye bahsedince romantik bir şey beklediğim için hayal kırıklığına uğramış olabilirim. Çünkü Cinder'in bizim bildiğimiz masallardaki Cinderella ile hiç alakası yoktu. Cinderella mekanik ustası Cinder olunca hele de bir sayborg olup,kolu bacağı olmayınca ne oluyoruz dedim. Ama okudukça alıştım, çünkü kitabın anlatımı, çevirisi kurgusu başarılı. Bence başarılı bir bilimkurgu kitabı olarak bizi farklı bir dünyaya götürüp, Cinderellanın başka bir evrendeki halinin nasıl olabileceğini okumamızı sağlamış.
Bu kitabı okuyacaklara tavsiyem, bilimkurgu kitapları ilginizi çok çekmiyorsa bu kitap sizi sıkabilir, hele de masalsı, romantik bir şey bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz tıpkı benim gibi ;)) O yüzden bu kitabın sıkı bir bilimkurgu kitabı olduğunu bilerek okumanızda fayda var.
Kitaptaki orjinal masalda alınmış olan alıntıları çok hoştu. Ama ana karakterler hiçte beklediğim gibi değildi. Prens Kai'nin ve Cinder'in daha güçlü ve daaha zeki olmalarını bekliyordum. Aralarında biraz yakınlaşma bekledim sanki her şey epey bir hızlı gelişti ama hızlı gelişen olayları Cinder ve Kai bir türlü anlayamadı kitap bitti Cinder hala inanamıyorum diyordu!. Kitabın ortasında farkına vardığım sır yüzünden merak ettiğim bir şey kalmadı öyle olunca heyecanımı da kaybettim . Çok merak etiğim bir kitaptı ve beklentimin epey aşağısında kaldı.. Sonu ise kafamı karıştırdı hala aklımda bir sürü soru var. Ama ilk kitap olmasından kaynaklı eksiklikler olarak görüyorum bunları ve devam kitaplarını okuyacağım .
Direk kitabın harika kurgusuna bir değinmek istiyorum.Kimin aklına gelirdi Cinderella'nın sayborg olacağı.Ve bu sayborglukla ilgili olarak bir android-insan-sayborg-Aycı dünyası oluşacağı.Bence bu derece klasik ama hoş bir hikaye ancak bu kadar sıradışı ve egzantirik olabilir.Marissa Meyer bütün sınırlarını zorlamış ve bence hakkettiğini de görüyor zira bu seriyi sevmeyen görmedim,duymadım.
Kitap gerçekten güzeldi.Bu türde olan kitaplar ilgimi bin kat daha fazla çekiyor ve neticesinde bin kat daha fazla zevk alıyorum.O yüzden favori kitaplarım arasında diyebilirim.
Gerçek külkedisi hikayesi nasıldı,tam olarak ayrıntıları hatırlayamıyorum.Ama ana noktalara çok da güzel değinilmiş.Bu kitaptan sonra ikinciye atlamakta kendimi zor tuttum.Kendimi tuttum çünkü bizde daha serinin 3.kitabı çıkmadı.Artemis nisanda çıkacak demiş ama haydi hayırlısı.Üstelik yurtdışında son kitap Winter çıktı mı onu dahi bilmiyorum(kapağı yayınlanmıştı ama).
Kitabın sonuda gayet güzel ve heyecanlı bitti,devamını çooook merak ediyorum.
Velhasıl-ı kelam,herkeseee tavsiyeeee. 😂
Cinder(ella) balodan kaçarken ayakkabısıyla birlikte ayağını da düşürseydi, neler olurdu?
İşte bu kitapla tam da bunun hikayesini okuyoruz ;)
Kitapla ilgili düşüncelerime gelecek olursak; ilk başlarda kitabın sıkıcı olduğunu düşünüyordum. Ama sonlarda tempo arttı ve BOOM! Birileri bu kadar iç monolog falan yeter deyip 'Action' düğmesine bastı :) Tabi öyle savaş gibi şeyler beklemeyin. Hikayenin elverdiği kadar olaylar ilginçleşti.
Her neyse kitabın başlarında sıkıldıysanız, gına kapınızı çaldıysa pes etmeyin. Kitap bittiğinde gelecekteki Cinderella hikayesinin şirin -ama daha tamamlanmamış- versiyonunu okumuş bulunmaktasınız.
Ve bu yüzden seriye devam :)
Bir varmış bir yokmuş..
Evvel zaman içinde günümüzden yaklaşık 126 yıl önce dünya insanı yine birbirini katletmeden geri kalamamış, bu yolla 4. Dünya Savaşı patlak vermiş. Savaşın bitimi ile Dünya büyük bir krize girmiş.. Sonra bir gün.. Daha toparlanamadan Ay Ülkesi'nin varlığını öğrenmişler ve bu sefer yeni bir sorunla karşı karşıya kalmışlar. Derken....
http://gamzeninkitapdunyasi.blogspot.com.tr/2015/01/cinder-marissa-meyer.html#more
Pek çok kişi masalla kurgulamasına bayılmış ama bana çok itici geldi. Sanırım yaş grubuma hitap etmiyor. Liseli ya da 20'li yaşların başındaysanız sevebilirsiniz..
Az önce bitti ve tam anlamıyla şok içerisindeyim. Sonu öyle bomba bitti ki kendimi çok saf hissettim.
Arkadaşlar öncelikle kitabın arkasında yazdığı ve adından da belli olduğu gibi Cinder'ella 5. Dünya Savaşı'ndan sonra kurgulanan bir külkedisi hikayesi. Tıpkı hikayede olduğu gibi üvey annesi ve üvey kız kardeşleri var. İlk sayfalarda oldukça mülayim bir şekilde ilerliyor kitap. Yazar basit ve akıcı bir dille anlatmış, kendini bir şekilde okutturuyor. Elimde 1-2 gün kaldı 😍 Kitabın en sevdiğim yanı kesinlikle aralara sıkıştırılan ince espriler ve bu kitapta baş karakter kızın değil de erkeğin ilk adımı atması. Erkek karakter genelde hoşlandığımın aksine kötü ve siyah kıyafetler giyen biri değil, asil, iyi kalpli, esprili ve oldukça kibar bir prensti, kendini hemen sevdirdi canım benim❤️ Kızımız Cinder'a gelirsek onun bu kitapta nasıl bir külkedisi olacağını çok merak ettim. Sonuçta o bir sayborg(belirli uzuvları robot olan insan) ve evlatlık. Kitabın sonlarına doğru olaylar üstüne olaylar geldi. Ama gerçekten yazar gerçekten kitabı öyle mükemmel ve beklenmedik bir şekilde bitirmiş ki hemen ikinci kitabı almak istiyorum!
Cinder bu ay okuduklarım içinde en iyisiydi.
Özellikle şunu belirteyim kitabın yorumlarını, konusunu okumadım.Sadece çevirildiğini duyduğum için okumak istedim.
Kitap Kül Kedisi/Cindrealla hikayesi baz alınarak yazılmış İki üvey kız kardeş,Üvey anne, ölmüş bir baba(Cinder aslında evlatlık burada)Beyaz atlı bir prens ve bir balo, sorun olan ayakkabıyıda unutmayalım.
Hemen peri masalına kanmamak gerek tabiki, Kızımız bir cyborg yani hem biolojik hem yapay. İşin içinde uzaylılarda var ve 120 küsür yıl önce bitmiş bir 4. dünya savaşı.Ayrıca dünyayı kasıp kavuran bir salgın.
Ana karakterimizin adı Cinder,bir tamirci. Prens Kai'nin robotunu tamir etmesi ve kardeşinin salgına yakalanması ile tüm hayatı değişiyor.Kendi kimliğini ve daha bir çok şeyi öğreniyor, bunlar pek iç açıcı şeyler değil tabiki.
,Kitabın özellikle bir peri masalından alınmış olması ve bu masaldan yer yer alıntılar yapması hoştu.Cinderin havai bir gesç olmaması ve fedakar olması gerçekten beni etkiedi. Ayrıca Prens için eriyip bitmemeside ayrıca hoştu. Ama gel gelelim ki kitabın sonuna kadar biz okuyuculara aşikar olan bir kaç öğeyi sürekli, yorulmadan inkar etmesi beni çok sinir etti. Üstelikbu "inkar unsuru olaylar" Cinder'e açıklandı.Kafasına vura vura kabul ettirmek istedim.
Sonu ise beni hayli merakta bıraktı. Diğer kitapbu yıl içerisinde çıkacak ve Kırmızı Başlıklı kızı baz alacak. Aklıma takılan tek şey Kurdun kim olacağı? Ya büyük anne?
http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/09/kitap-yorumu-cinder-marissa-meyer.html
Cinder, bilim kurgu, distopya türünde farklı bir Cindrella uyarlaması.
Yoruma başlamadan önce söylemeliyim ki, kitabı ilk gördüğümde "kesinlikle okumalıyım" demiştim. Bir kere kapak tasarımı bir harika. Masal uyarlamaları ise her daim dikkatimi çekmiştir. Bilim kurguya da ilgisi olan bir insan olarak çok seveceğimi düşünmüştüm. Fakat kitap biraz beklentilerimin altındaydı.
Yazarın kurguladığı dünyayı sevdim. Ama karakterlerde eksiklikler var gibiydi. Cinder'in bir şeyleri anlaması fazla zamanını alıyordu. Ben onun ne olduğunu kitabın başında bilirken, kız kitabın sonunda öğrendi. Roman biraz yavaş ilerliyordu. Okumam beklediğimden çok vaktimi aldı. Bu bende yarattığı eksilerin başında geliyor. Prens Kai, âşık olunacak türde bir erkek karakter değildi. Konumuna göre fazla saftı. Cyborglar her zaman ilgimi çekmiştir fakat keşke yazar onlara biraz daha değinseydi, o zaman kalbimi daha fazla çalabilirdi. Detaylara girmede eksikleri vardı yine.
Cinder'in konusuna dönecek olursak; hikaye New Beijing (Yeni Pekin)'de geçiyor. Bu, bildiğimizden çok farklı bir dünya. Etrafta salgın bir hastalık kol geziyor. Bu hastalığa yakalananlar çok geçmeden ölüyorlar. Tedavisi bir türlü bulunamayan bir salgın bu. Cinder, New Beijing'in en yetenekli cyborg tamircisi. Bakmayın tamirciliğine, o genç bir kız. Ama bir farklılığı var; Cinder aynı zamanda bir cyborg. Yani vücudunun bazı kısımları robot metaryali içeriyor. Bu yüzden toplum içinde pek hoş görüldüğü söylenemez. Cinder'in klasik Cindrella masalında olduğu gibi üvey annesi ve kız kardeşleri var. Fakat bu romanda Cinder, evlatlık olarak karşımıza çıkıyor. Üvey babası ölmüş, üvey annesi ve yasal varisi ona son derece kötü davranıyor. Cinder'in tek dostu bir android olan Iko ve üvey kız kardeşi Peony.
New Beijing monarşiyle yönetiliyor. Yalnız, İmparator da hastalığa yakalananlar arasında yer alıyor. Tek varisi Prens Kai. O da hikayemizin Prince Charming'i oluyor elbette. Cinder ve Prens Kai'nin yollarının kesişmesi uzun sürmüyor. Kai, androidlerinden birini Cinder'e tamir etmesi için getiriyor. Böylece tanışıyorlar, yeniden karşılaşmaları ise kaçınılmaz.
Cinder'in sevdiğim başka bir yani Lunarlar oldu. Lunarlar, ay halkı ve tahmin edeceğiniz gibi insan değiller. İnsan beynini manipüle edebiliyor, aklınıza istemeyeceğiniz düşünceleri sokabiliyorlar. Dünya'yla pek barışık durumda oldukları söylenemez. Kraliçeleri Levana acımasızlığıyla ünlü. Yıllardır bir Lunar'ın Dünya'ya geldiği görülmedi ama şimdi Saray'da bir üyeleri var. Ve Kraliçe'nin gelmesi de yakın. Lunarlar savaş istiyor olabilir mi? Ya da istedikleri başka bir şey mi?
Aslına bakılırsa, konuyu genel olarak sevdim. Gerçekten ilgi çekici ve aşırı merak uyandırıyor. Fakat, belirttiğim gibi, eksikleri var. Bunda kitabın Marissa Meyer'in çıkış romanı olmasının etkisi büyük. Peki, daha iyisi yapılabilir miydi? Evet.
Cinder'in sonu akılda bol bol soru işareti bırakarak bitiyor. Romanın içinde bulunduğu Lunar Chronicles serisi dört kitaptan oluşacak. İkinci kitap Scarlet, Şubat ayında yayımlanacak ve yeni masal uyarlamamız Kırmızı Başlıklı Kız olacak gibi görünüyor. Seriye devam etmem için pek çok neden var. Scarlet'i okuyacağımdan eminim o yüzden.
Bu kitabı Scarlet'i de okuduktan sonra değerlendirmek lazım bence.
Karton Cilt, 421 sayfa
3Ocak2012 tarihinde, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı