Golemle ilgili öyküler güç kavranır... Her zaman yinelenen şudur: Moğol tipli, tamamen yabancı, sakalsız, sarı yüzlü bir adam, eski moda, hırpani giysilere bürünmüş olarak, düzenli ve garip bir biçimde sekerek, sanki her an yuvarlanacakmış gibi yürüyerek Yahudi mahallesinden geçer ve birden görünmez olur. Meyrink aslında bir Yahudi efsanesi olan Golemden, fantastik yazının bir başyapıtını yaratmıştır. Alman gizemciliği ve dışavurumculuğunun özelliklerini taşıyan, felsefe ve şiir yüklü Golem, aynı zamanda bir entrika ve cinayet romanı ya da varoluşu irdeleyen bir metin olarak da okunabilir. Karabasan ortamlarında geçen romandaki düşsel atmosferi yaratan, gerçekçi betimlemelerdir. Zaman zaman derin sulara dalıp gümüş balıklar tuttuğumuzu düşlemiyor muyuz? Oysa yalnızca soğuk bir hava akımı yalamış oluyor ellerimizi... TADIMLIKBilmiyorum, hiçbir fikrim yok nereden geldiğine dair, daha önce ne iş yaptığı ile ilgili. Görünüşü, uzun boyu ve sivri sakalı ile eski Fransız soylularını andırıyor. Çok çok uzun yıllar önce dostum olan yaşlı bir doktor onunla ilgilenmemi istemişti; bu sokakların birinde ona ufak bir ev bulmamı dilemişti; kimsenin onunla ilgilenmeyeceği, geçmişi hakkında sorularla tedirgin etmeyeceği, aramayacağı bir yer. -Zwakh gene dönüp bana baktı. İşte o zamandan beri burada yaşar, antika tamir eder, yüzük taşları oyar; bu işlerle halini vaktini oldukça düzeltti, akıl hastalığı ile ilgili her şeyi unutmuş görünmesi onun için mutluluk. Ama sakın geçmişini anımsatacak bir şeyler sorayım demeyin ona, -o yaşlı doktor ne kadar da istemişti bunu benden!- Biliyor musunuz, Zwakh derdi hep bana; bizim belirli bir yöntemimiz vardır, büyük güçlüklerle hastalığının çevresine duvar ördük, diyebilirim, tıpkı bir felaketi anımsatan acıklı anıların hepsini dondurmak gibi. Kuklacının konuşması savunmasız bir hayvana çullanan kasaplar gibi üzerime gelip, kaba, insafsız elleriyle kalbimi sıkmaya başladı.
Golemle ilgili öyküler güç kavranır... Her zaman yinelenen şudur: Moğol tipli, tamamen yabancı, sakalsız, sarı yüzlü bir adam, eski moda, hırpani giysilere bürünmüş olarak, düzenli ve garip bir biçimde sekerek, sanki her an yuvarlanacakmış gibi yürüyerek Yahudi mahallesinden geçer ve birden görünmez olur. Meyrink aslında bir Yahudi efsanesi olan Golemden, fantastik yazının bir başyapıtını yaratmıştır. Alman gizemciliği ve dışavurumculuğunun özelliklerini taşıyan, felsefe ve şiir yüklü Golem, aynı zamanda bir entrika ve cinayet romanı ya da varoluşu irdeleyen bir metin olarak da okunabilir. Karabasan ortamlarında geçen romandaki düşsel atmosferi yaratan, gerçekçi betimlemelerdir. Zaman zaman derin sulara dalıp gümüş balıklar tuttuğumuzu düşlemiyor muyuz? Oysa yalnızca soğuk bir hava akımı yalamış oluyor ellerimizi... TADIMLIKBilmiyorum, hiçbir fikrim yok nereden geldiğine dair, daha önce ne iş yaptığı ile ilgili. Görünüşü, uzun boyu ve sivri sakalı ile eski Fransız soylularını andırıyor. Çok çok uzun yıllar önce dostum olan yaşlı bir doktor onunla ilgilenmemi istemişti; bu sokakların birinde ona ufak bir ev bulmamı dilemişti; kimsenin onunla ilgilenmeyeceği, geçmişi hakkında sorularla tedirgin etmeyeceği, aramayacağı bir yer. -Zwakh gene dönüp bana baktı. İşte o zamandan beri burada yaşar, antika tamir eder, yüzük taşları oyar; bu işlerle halini vaktini oldukça düzeltti, akıl hastalığı ile ilgili her şeyi unutmuş görünmesi onun için mutluluk. Ama sakın geçmişini anımsataca... tümünü göster
Golem hakkında fikir edinmek/değiş tokuşu yapmak için:
http://adenisyan.wordpress.com/2013/07/26/231/
Şu anda yorum yapamayacak kadar yordum zihnimi :) Ama her kitap okunmaya değerdir ;) Golem : Düşünemeyen,beyinsiz insanlar topluluğu olarak tanımlanmış.. Bizim toplumumuzda böylesi insanlardan ne kadar da çok var demek geliyor içimden maalesef ..
Fantastik-ezoterik edebiyatın başyapıtlarından sayılan kitabın kaotik atmosferinin Kafka'yı etkileyip etkilemediğini merak ettim doğrusu. Yıllar sonra Kafkaesk tabiriyle adlandırılacak tarzın başlangıcı gibi duruyor. Özellikle dışarıya açılan bir kapısı olmayan oda, Dava’nın mahkeme binasıyla aynı klostrofobik etkiyi bırakıyor. Fantastik olduğu kadar katmanlı kurgusuyla metafiziğe de göz kırpan, düş gücüyle şaşırtan bir eser. Yazarın Yahudi kültürüne hakimliği de bir başka şaşırtıcı nokta.
İkinci kez okumaya cesaretim yok. Öyle etkileyici, Öyle karamsar, Öyle muhteşem.. Bu kitap yüzünden Gustav Meyrink'in üzerine tanımıyorum.
Karton Cilt, 233 sayfa
Mart1997 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı