Acımasız bir savaşçı arzularına ne kadar karşı koyabilir?
Bronz teni ve masmavi gözleriyle bir ilahı andıran Amansız Rolfe, Normandiya Kralı William'a hizmetlerinin karşılığında Aelfgar Kalesi'ni almak ve Leydi Alice'le evlenmek üzeredir. Fransa'da cesaretiyle ünlenen savaşçı, İngiltere'deyse bir o kadar nefret odağı olmuştur. Ancak yeni bölgesini ele geçirir geçirmez ilk işi, cazibesi ve canlılığıyla genç adamı vatana ihanetin eşiğine getiren Sakson güzeli Ceidre'yı ehlileştirmek olacaktır...
Asi bir kadın can düşmanını baştan çıkarmaya nereden başlar?
Gizemli ve baştan çıkarıcı Ceidre, üvey ablası Alice gibi bir leydi değildir; aksine, soylu üvey ağabeylerinin Sakson isyanını destekleyen bir casustur.Yasak arzularını ateşleyen Amansız Rolfe'a boyun eğmeyi reddeden genç kadın, kibirli savaşçının arzu dolu dokunuşlarına karşı koymaya çalışsa da kendini İngiltere'nin, hatta kralların kaderini değiştirebilecek çok tehlikeli ve şehvet dolu bir oyunun içinde bulacaktır...
Savaşın tüm acımasızlığında imkânsız aşklara yer var mıdır?
Muhteşem bir romans; güçlü, tutkulu ve yoğun duygularla dolu... Karmaşık olay örgüsü, yakıcı şehveti, tarihsel tutarlılığı ve gösterişli, güçlü karakterleriyle Brenda Joyce hayranlarını kesinlikle tatmin edecek."
Romantic Times
Acımasız bir savaşçı arzularına ne kadar karşı koyabilir?
Bronz teni ve masmavi gözleriyle bir ilahı andıran Amansız Rolfe, Normandiya Kralı William'a hizmetlerinin karşılığında Aelfgar Kalesi'ni almak ve Leydi Alice'le evlenmek üzeredir. Fransa'da cesaretiyle ünlenen savaşçı, İngiltere'deyse bir o kadar nefret odağı olmuştur. Ancak yeni bölgesini ele geçirir geçirmez ilk işi, cazibesi ve canlılığıyla genç adamı vatana ihanetin eşiğine getiren Sakson güzeli Ceidre'yı ehlileştirmek olacaktır...
Asi bir kadın can düşmanını baştan çıkarmaya nereden başlar?
Gizemli ve baştan çıkarıcı Ceidre, üvey ablası Alice gibi bir leydi değildir; aksine, soylu üvey ağabeylerinin Sakson isyanını destekleyen bir casustur.Yasak arzularını ateşleyen Amansız Rolfe'a boyun eğmeyi reddeden genç kadın, kibirli savaşçının arzu dolu dokunuşlarına karşı koymaya çalışsa da kendini İngiltere'nin, hatta kralların kaderini değiştirebilecek çok tehlikeli ve şehvet dolu bir oyunun içinde bulacaktır...
Savaşın tüm acımasızlığında imkânsız aşklara yer var mıdır?
Muhteşem bir romans; güçlü, tutkulu ve yoğun duygularla dolu... Karmaşık olay örgüsü, yakıcı şehveti, tarihsel tutarlılığı ve gösterişli, güçlü karakterleriyle Brenda Joyce hayranlarını kesinlikle tatmin edecek."
Romantic Times
Brenda Joyce, bugüne kadar okumuş olduğum tarihi aşk romanı yazarlarından çok ayrı bir yere sahiptir benim için. Yarattığı konular olsun, karakterleri olsun, o dönemlerin acımasızlığını sergileme olsun... Yani kısaca her şeyiyle herhangi bir tarihi aşk romanı yazarından çok farklıdır ve onlardan kolayca ayrılabilen bir yazardır.
Gelelim son çevrilen kitabına. Aslında Pegasus Yayınları bu kitaptan başlamalıydı seriye çünkü De Warenne efsanesinin ilk kitabı aslında budur. Yayın evi 6. kitaptan başlamış ama 1. ile 6. kitap arasında yıl farkı fazla olduğundan sıralama pek bozulmuyor diyebilirim.
Kitap yorumuna geçmeden önce sizlere ne yazık ki bir şikayet belirteceğim, umarım başınızı şişirmem.
Ben yazarı ve serilerini baya araştırdım ve gördüm ki aslında herhangi bir seri başka serilerle bağlantı içindeymiş. Ve yazarın o kadar çok kitabı var ki Pegasus Yayınları'nın en fazla 2 ay içinde bir kitabını çıkarması şart. Gelin görün ki maalesef bu yazarın bir kitabı 6-8 ay içinde elimize ulaşıyor. Ama Kristin Hannah denen ablamızın kitapları her ay çıkıyor maşallah. Şunu yazarken bile yine sinirden deliye döndüm. Pegasus'un, Kristin aşkı yüzünden yazarı hiç okumasam da kendisinden aşırı soğudum öncelik ona fazlasıyla verildiği için. Ve okumayacağım arkadaş o kadının kitabını! Brenda'ya ağırlık verilmesini istiyorum ben! Ah bir de 16-20 yaş arası gençlerin fantastik maceralarını veya farklı bir dünyadaki hikayelerini anlatan kitaplar var o kısım ayrı bir sorun. Ben sosyal ağ kullanan biri değim sadece e-mail adresim var ve 2-3 hafta kadar önce bunla ilgili bir e-mail de gönderdim ve cevap alamadım. Gerçi sosyal ağ olsaydı cevap alabilirdim ama cevap vermemeleri üzdü beni.
Neyse, ben içimi döktüm ve biliyorum ki benim gibi tarihi aşk romanı seven sizler de bu dertten muzdaripsiniz. Ama en azından Brenda için bir çözüm bulmak şart.
Ben artık kitap yorumuma geçeyim.
İlk olarak ilk kez Pegasus Yayınları bir kitabın kapağına pek dikkat etmemiş. Normalde orijinal kapaklar kullanan Pegasus'un bu tavrı şaşırttı beni. Tamam orijinal kapağı o kadar güzel olmadığı ve gören herhangi biri çok eski bir kitap zannedeceği için bu kapak tercih edilmiş olabilir ama keşke azıcık daha dikkat edilseymiş. Kitaptaki karakterlerin fiziksel özelliği ile kapaktakilerin uyuşan tek bir özelliği bile yok. Gerçi kapaktaki jöne ben hayran kaldım :D . Neyse o kadarı kadı kızında da olur diyerek bir sonrakinde dikkat etmelerini umuyorum.
İkinci şeyse kitap 400 değil 432 sayfa.
Orada Rolfe denen bir arkadaş var, size bu karakteri anlatmak istiyorum. Kitabın konusunu okuduğunuzda aklınıza ne geleceğini az çok tahmin ediyorum. Geçmişinde yaşadığı bir olay yüzünden yüreği sertleşmiş, acımasız ancak adaletli, içindeki iyiliği birine aşık olduğu zaman göstermeye başlayan klasik historical erkeği aklınıza geldi değil mi?
Bugüne kadar okuduğunuz sizi deli eden De Waranne serisindeki adamları unutun. Dostum, bu adam bambaşka bir şey. Adam bildiğiniz saf kötü ve kitap bu adamın kötülüklerini anlatıyor. Bu arkadaş tecavüzden fazlasıyla zevk alan, insanlara kötülük etmekten hiç çekinmeyen, amaçları uğruna her türlü pisliği yapan, bencil bir ruh hastası. İşin daha vahim kısmı bu arkadaşımızı derinden etkileyen, onu geçtim etkileneceği herhangi bir durum yaşamamış olması. Şimdi nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim ama gerçek bu. Ben bile daha ileri gidemez derken adam kendini aştıkça aştı.Ve bu arkadaş kesinlikle bir De Waranne olamaz. De Waranne insanı bir kez sever ve bırakmaz, ayrıca hata yapsa bile onu düzeltmeye çalışır. Rolfe'da bunların hiçbiri yoktu. Aksine onu en çok mutlu eden şey hata yapmaktır.
Ve bu arkadaş tam kendine göre bir gelin bulmuştu, kitabın baş kadın karakterinin üvey kız kardeşi Alice. Bence ikisi tencere kapağını bulmuş uyumunu en güzel yansıtan çiftlerden biriydi. İkisi de psikopat bir ruh halinde olan insanlar. Tek fark Alice'in geçerli bir nedeni var. Yine de ikisi de nefret edilesi karakterlerdir. Ah be Rolfe, Ceidre'yi rahat bırakıp kendini Alice ile sonsuz mutsuzluğa boğsaydın keşke.
Gelelim canım Ceidre'me. İmkansız Aşk'taki Alexandra'dan sonra en sevdiğim 2. kadın karakter oldu kendisi. Kardeşleri için yaptığı fedakarlıklar kalbimi fethetti. Bana göre Rolfe'a gayet de güzel bir şekilde direndi. Yine de ben Ceidre'nin Rolfe gibi bir adama mahkum olmasına çok üzüldüm. Çünkü her şey tatlıya bağlandıktan sonra ben Rolfe'un Ceidre'ye sadık olduğuna asla inanmıyorum. O yine bir yolunu bulup başka kadınların koynuna bir şekilde girmiştir, kadın istekli veya isteksiz olsun.
Rolfe'a çok sövdüm ancak böyle bir karakterle yazar bir kez daha farkını ortaya koydu bence. Yazarın bu yönünü seviyorum, karakter konusunda tabuları yıkıyor her zaman. Bizim sevip sevmememizi umursamıyor ve bana kalırsa okunmasındaki en önemli etken budur.
Hikaye ise Tehlikeli Aşk romanındaki gibi sert bir dille yazılmıştı, Orta Çağ'ın kadınlar ve yaşananlar konusundaki acımasızlığı çok güzel işlenmişti.
Sonuç olarak usta bir yazardan yine harika bir eser. Rolfe'a dayanabilirseniz ne mutlu size.
http://belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/05/gonulcelen-yorum.html
Ezberim bozuldu resmen. Okuduğum diğer tarihi-aşk kurgusuna sahip kitaplar bu kadar sert bir mizaçla yazılmamıştı. Çok etkilendiğim bir roman oldu. Gerçekle iç içe olması daha da etkiledi. Dönemin acımasızlığı, insanların acımasızlığı ve Ceidre’nın başına gelenler beni çok üzdü. Öyle ki en sevdiğim kadın karakterler arasına girdi. O başkaldıran tavırları ama insanlara karşı olan merhameti, aşkına rağmen yoluna olan o bağlılığı, güzelliğe ve kusuruyla beni kendine hayran bıraktı. Zekice verdiği karşılıklar, dışlanmış olsa bile takındığı tavırlar..
Ve Rolfe!
Bu adam beni sinir etti. Özellikle şu satırları okurken film koptu “Daha önce durum farklıydı onu herhangi bir köylü kadın sanmıştı ve tecavüze yeltenmişti. Oysa şimdi baldızı olacaktı bu Rolfe’un mizacına uygun değildi.” Ah ne kadar da iyi niyetli tecavüz mizacına uygun ama bu durum uygun değil ve tabi soylular insan, köylüler değil! Bu yaklaşımından ve sıra gelen birçok olaydan sonra Rolfe kendinden soğuttu. Düşünce ve davranışlarıyla okurken beni yıprattı resmen. Dengem bozuldu. Kaba, hatalarını ve sonuçlarını bilse de sürekli tekrarlayan- ki mazoşist olduğundan şüphelenmedim değil. - sinir bozucu biri. Ama sıra dışılığı az ilgimi çekmedi değil haksızlık etmeyeyim
Kitapta tek sıkıldığım nokta, sürekli Ceidre’nın başına bir şey gelmesiydi. Bir şey oluyor hemen kıza yükleniyorlar. Bu ikiden fazla olunca da azcık sıktı. Ve üvey kardeşi Alice! Tanrım o nasıl bir kadındı öyle. Ondan bahsederek kelimelerimi ziyan etmek istemiyorum.
Yazar karakterlerin içindeki çelişkiyi çok iyi yansıtmış. Okurken bende gel git yaşadım. Ve Rolfe gibi bir karakter olmasına rağmen kitabın kendini bu kadar sevdirip okutmasına şaşırdım.
Yazarı ilk kez okuyorum ve ilk fırsatta başka bir kitabını elime alacağım. Bence okumalısınız
''Le drout du seigneur'' hakkı da neyin nesiydi Allah aşkına ! Hakmış...
Okuduğum tarihi aşk romanları arasında (Judith'in Düşler Krallığı romanından sonra) beni her yönüyle etkileyen bir kitaptı. Hissederek, heyecanla bir solukta okudum. Her ne kadar Rolfe 'a yaptığından dolayı kızsam da Brenda Joyce'nin kitapları arasında en beğendiğim oldu.Bu tarzı seviyorsanız mutlaka okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye ederim.
Tam puan verebilmeyi çok isterdim ancak çok sert bir kurgusu vardı. Kadın karakter sonradan kendi isteği ile birlikte olsa da tecavüze uğraması beni erkek kahramandan soğutmaya yetti arttı. Üstüne üstlük kızkardeşi ile de birlikte olması bende ipleri koparttı.
Yine de okumaktan büyük bir zevk aldığım kitap oldu. Yazar kitabı okurken okurunu hem çok mutlu edip mutsuz etmeyi aynı bu duyguları tatırabilen nadir yazarlardan. Bir puanı yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı ve alakasız kapağı yüzünden kırıyorum.
http://hulyami.blogspot.com.tr/2015/04/gonulcelen-brenda-joyce.html
Rolfe Warenne kral William'ın en güvenilir şövalyesidir. Acımasız,sert,yenilmez bir savaşçıdır. Sakson asileri durdurmak için adamları ile gittiği köyü yakıp yıkarken durmalarını söyleyen kir içinde ki bir kız dikkatini çeker. Beğeniyle peşinden gider ve tecavüz etmek üzere olduğu kadının sözlüsü olduğunu öğrenir. Kral on iki yıllık hizmetlerinden dolayı ona Aelfgar kalesini verir ayrıca kalenin leydisi Alice ile de evlenecektir. Ceidre Alice'nin üvey kardeşidir ve tecavüzden kurtulmak için kardeşi Alice olduğunu söyler ve hikaye böyle başlar.
Ceidre'nin sağ gözü bazen kaydığı için insanlar aynı anda farklı yöne bakabildiğini sanmışlardır. Bu yüzden ona şeytanın gözü,cadı demişlerdir.Büyükannesi gibi hastaları iyileştirebildiği yönü ortaya çıkıncada sürekli cadı denilmiş bu yüzden kendi akrabaları bile ondan uzak durmuştur. Hayatı böyle geçmişken kalelerini kurtarmak isteyen iki abisine casusluk yapmaya başlar.
Rolfe büyüleyici bulduğu evlenmek için sabırsızlandığı kadının baldızı olduğunu öğrenince hayal kırıklığına uğrar. Kardeşi ile evlenmeden önce de evlendikten sonrada gözünü Ceidre'den hiç alamaz. Ceidre ise nefret ettiği Rolfe'den kaçar,kimsenin cesaret edip yapamadığını yapıp ona vurmaya çalışır,mücadele eder,eleştirir,meydan okur. Yakalanan abisinin kaçmasına yardım edince de Rolfe sonrasında kimseye aldırmadan koşup kollarına aldığı,yaparken çok zorlandığı kırbaç cezası verir. Bir kadının duygularını hiç önemsememiş,korkmamışken Ceidre için korkar. Onu korumak için kralına yalan söyleyip,ihanet eder hale gelir. Bu yüzden gücünün servetinin yarısını bile kaybeder. Ceidre casusluk yapmaya devam edince de onu koruyamayacaksa bunu başkasını yapmasını ister. Tekrar ihanet ederse asılmazdı bu yüzden en yakın adamı ile evlendirir. Ama düğün gecesi hakkını almaya gelir ve tecavüzle başlayan ilişkileri başlamış olur.
Ceidre başlarda Rolfe'den nefret ettiği için casusluğu kolayca yapar ama sonrasında içi sızlayarak yapmaya devam eder. Abisne verdiği söz için ilişkilerine önce bu sayede başlasa da zamanla ikili için işler değişir. Fakat Ceidre'nin son ihaneti her şeyi iyice zora sokar. Ceidre'nin fedakarlığı hayran etti. Yaşadıkları onu delice kıskanan kardeşi Alice'nin yaptıkları üzücüydü. Buna rağmen yıkılmaması aşkı çok güzeldi çok sevdim bu cadıyı.
Tabi ki Rolfe'nin yaptıkları sinir bozucuydu. Ama daha ilk sayfalardan itibaren Rolfe'nin o ilgisi derin duygusu hissediliyordu. Başta evlenemeseler de Ceidre'i hep karısı olarak göreceği kalbinde öyle olduğu o sözleri çok etkileyiciydi. Çok sevdim kitabı yazarın yeri ayrı.
http://gamzeninkitapdunyasi.blogspot.com.tr/2015/04/gonulcelen-brenda-joyce-yorum.html#more
Brendacığım senden bu kitabı beklemezdim .yav sürekli bi şehvet arzu çok fazla ya .rahatsız edici şekilde hem de.
ihaneti kafamıza soktun .tamam anladik kitabın konusu bu ama bunu alttan alttan vereydin ne güzel olurdu .
Valla rofle ve diedri pek hoşuma giden kahramanlar olmadı .adam evleniyor hala başka şeyler peşinde yok ya içime sinmedi :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2017/03/brenda-joyce-gonulcelen.html
De Warenne Dynasty serisinin birinci kitabı Gönülçelen okundu bitti ama ne kitaptı be dedirtti. Cidden çok güzeldi ve diğer kitaplardan önce bunu okusaydım kesinlikle buna 5 onlara da 4 verirdim. O kadar yani..
Kitap, Kral William'ın en güvendiği ve en güçlü komutanlarından biri olan Rolfe'a Aelfgar'ı vermesi ve Rolfe'un oraya gidip kendi lordluğunu kurmaya başlamasını konu alarak başlıyor. Aelfgar'ın eski lordları asi olarak adlandırılıp kaçarken orada kendi hükmünü kurmaya başlayan Rolfe, eski lordlar Morcar ve Edwin'in üvey gayri meşru kardeşleri Ceidre'nin Rolfe'la olan ilişkisini, kız kardeşi Alice ile evlenmesini, isyanları, ihanetleri tutkuyu ve bir aşkın filizlenmesini konu alıyor.
Müthiş bir aşk... bir o kadar imkansız... bir o kadar zor...
İhanetlerle sınanan, ölümlerle zorlanan, başkalarıyla evliliklerle koparılan ama her şeye rağmen tutkuyla alev alev yanan bir aşk... gerçekten süperdi!
Rolfe'un bazen tutumlarına, tavırlarına sinir olsam da o güçlü savaşçıdan başka davranışlarda bekleyemezdim. Yanındaki adamların sadakati ise... süper detaylardı.
Ceidre ise bambaşkaydı. Rolfe'un Ceidre'ye davranışları sinir bozucuydu ama itiraf etmem gerek ki bazen de çok güzeldi.
Hele ki Alice, Ceidre'yi zindana attığındaki olaylar... Ahhh bir de kırbaçlanma mevzusu... bir de Rolfe ve Ceidre sevgili olduklarındaki aşık Rolfe...
Asilerin bastırılmasının ardından Aelfgar'ın tamamen Rolfe kalmasından sonra oradan ağabeylerinin yardımıyla kaçmış olan Ceidre'nin peşine düşen Rolfe...
Süperdi.
Cidden soluksuz okunan ve bir çırpıda biten bir kitaptı. Edwin ve Morcar'ın sonlarına üzüldüm. Aelfgar onlarında tekrar geri alabilmelerini isterdim ama ne yazık ki gerçekler daha başka oluyor.
Üstelik yazarım kitabın sonunda yazdığı notta Morcar ve Edwin karakterlerinin gerçekliğinden bahsetmiş... vay canına dedim. Bu hayatlar evet o zamanlarda yaşanıyormuş.
Kitabın sonu tam da beklediğim gibiydi. Yüzümde gülümsem oluşturan ve tatmin eden bir sondu.
Savaş sahneleri, ihanetlerin sonuçları, yaşananlar her şey çok iyiydi.
Ben cidden çok beğendim bu kitabı. Serisi size tavsiye ederim ayrıca kesinlikle sıralamayla okuyun derim. :)
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2015/04/brenda-joyce-gonulcelen-de-warenne.html?spref=fb
tarihi kurgu olarak çok iyi kurgulanmış olsa da yazarın diğer kitapları kadar hoşuma gitmed malesef. vasatın üstüne zar zor çıkan bir kitaptı bence..
Karton Cilt, 400 sayfa
Mart2015 tarihinde, Pegasus Yayıncılık tarafından yayınlandı