New York... Kentlerin belki de en karmaşığı... Olağanüstü gölgelerin egemenliğinde, birçok gizi barındıran o kalabalık kent. Kalabalığın içinde neler yaşanıyor? Sapkınlıklar, kaçırılmalar, cinayetler... Bu kentin en büyük tutkusu cehennem belki de. Ve o cehennem bir kitapta soluk alıp vermeye başlıyor, cehennemin karanlığı gözlerimizi yakıyor. Kötü Ruhla Türk okurlarını sımsıkı yakalayan Maxime Chattamın yeni romanı Karanlığın Soluğu bizi soluksuz bırakıyor.İlk kitapta FBİden ayrılan Joshua Brolin, bu kez polis teşkilatından da uzakta bir özel detektif olarak çıkıyor karşımıza. Teşkilatın içinden Annabel ile birlikte korkunç bir ya da birkaç katilin peşinde olarak... Her şey, çırılçıplak ve kafa derisi kazınmış olarak bulunan bir kurbanla başlıyor. Ve kurbanlar gün geçtikçe artıyor. Kadın, erkek, çocuk... Öldüler mi, yoksa hâlâ yaşıyorlar mı? Yaşıyorlarsa, nasıl bir işkencedir çektikleri? Caliban, her şeyin ve herkesin efendisi bu tüyler ürpertici macerada. Ama Caliban kim? Ve aslında kim kimin efendisi? Bu dünyaya egemen olan iblisler uzağımızda mı yoksa bir nefes kadar yakın mı bize? New York bir ses oluyor kulağımıza dolan, kentin gölgeleri de kâbuslarımız... Karanlığın Soluğu, bizi esir alıyor.
New York... Kentlerin belki de en karmaşığı... Olağanüstü gölgelerin egemenliğinde, birçok gizi barındıran o kalabalık kent. Kalabalığın içinde neler yaşanıyor? Sapkınlıklar, kaçırılmalar, cinayetler... Bu kentin en büyük tutkusu cehennem belki de. Ve o cehennem bir kitapta soluk alıp vermeye başlıyor, cehennemin karanlığı gözlerimizi yakıyor. Kötü Ruhla Türk okurlarını sımsıkı yakalayan Maxime Chattamın yeni romanı Karanlığın Soluğu bizi soluksuz bırakıyor.İlk kitapta FBİden ayrılan Joshua Brolin, bu kez polis teşkilatından da uzakta bir özel detektif olarak çıkıyor karşımıza. Teşkilatın içinden Annabel ile birlikte korkunç bir ya da birkaç katilin peşinde olarak... Her şey, çırılçıplak ve kafa derisi kazınmış olarak bulunan bir kurbanla başlıyor. Ve kurbanlar gün geçtikçe artıyor. Kadın, erkek, çocuk... Öldüler mi, yoksa hâlâ yaşıyorlar mı? Yaşıyorlarsa, nasıl bir işkencedir çektikleri? Caliban, her şeyin ve herkesin efendisi bu tüyler ürpertici macerada. Ama Caliban kim? Ve aslında kim kimin efendisi? Bu dünyaya egemen olan iblisler uzağımızda mı yoksa bir nefes kadar yakın mı bize? New York bir ses oluyor kulağımıza dolan, kentin gölgeleri de kâbuslarımız... Karanlığın Soluğu, bizi esir alıyor.
Kötü Ruh’un başarılı profil uzmanı Brolin yine karşımızda. Bu sefer mekanımız kalabalıklığı ve kalabalıkların içindeki yalnızlıklarıyla ünlü New York. Başta çok kısa belli belirsiz anlatılan ve romanın temposuna kaptırıp neredeyse unuttuğunuz bir olay, yıllar sonra yaşanan korkunç cinayetlerle noktalanıyor. Ama ne pahasına ve nasıl bir bağlantıyla? Chattam yine merak unsurunu koruyarak, geniş coğrafi bilgisi ve güçlü betimlemeleriyle manzaraları gözümüzde canlandırarak, baş karakter Brolin’in müthiş gözlemleri eşliğinde son derece başarılı bir romana imza atmış.
New York… Kentlerin belki de en karmaşığı… Olağanüstü gölgelerin egemenliğinde, birçok gizi barındıran o kalabalık kent. Kalabalığın içinde neler yaşanıyor? Sapkınlıklar, kaçırılmalar, cinayetler… Bu kentin en büyük tutkusu cehennem belki de. Ve o cehennem bir kitapta soluk alıp vermeye başlıyor, cehennemin karanlığı gözlerimizi yakıyor.
Yazarın inanılmaz bir yetenek olduğunu düşünmüyorum.
Kimi yerde tahmin edilebilirlik.Kimi yerde ben bu karakteri tanıyorum hissiyle biten bir kitap oldu benim için.Ki kurgu da orta halli bir maceranın içinde ilerledi zaten.Okunabilir.Ancak okuduğum çok daha iyileri de olmuştu.
Yazarla ilk tanistigim kitap.Tamam fena degil ama bu turun cok daha iyilerini okuyunca bu epey bir geride kaliyor bence. J.c. grangè ile karsilastirilmis her yerde ama yazarin bu konuda baya bir calismasi gerek yetisebilmesi icin. Sanirim bu karsilastirma yuzunden farklilik yapip felsefik yorumlar, kendince bir anlatim olusturmaya calismis ama konunun ahengini bozmaktan oteye gecememis. Belki bu ceviri kaynaklidir bilemiyorum ama polisiye gerilim romaninda aforizmalar, konuyla ilgili yazar dusunceleri okumak cidden hic hos degil. Sevdigin bir seyle arana giren bir kamu spotu, bir reklam gibi bisi olmus.
Kötü Ruh'tan sonra bu kitapta da fazlasıyla beklentileri yerine getiriyor. Akıcı anlatımı ve olay örgüsü ile okunulması gereken başyapıtlardan biri.
Biraz Grange biraz Tess tarzı karışımı olarak seviyorum bu yazarı. Bu kitap çok heyecanlıydı gece 4 hala kitabı elimden bırakamadım, ve tahminlerim de yanlış çıktı son sayfalara doğru artık açık etti katil kim, gerilim dozu çok yerindeydi.
Karton Cilt, 410 sayfa
2009 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı