Alberto Manguel, Massey Konferansı sunumunun kitaplaştırıldığı Kelimeler Şehrinde, du¨nya u¨zerinde bir arada yaşamamızın nasıl mu¨mku¨n olacağını sorguluyor ve toplumlar arasındaki giderek artan tahammu¨lsu¨zlu¨ğe edebiyat cephesinden yaklaşarak, sorusunun cevabını toplum mu¨hendisleri yerine yazarlar, şairler, sanatçılar ve hikâyelerin verebileceğini söylu¨yor. Hikâyeler insanlığın ortak değerleridir ve dil, din, ırk ayrımlarından etkilenmeden herkesi insani bir paydada birleştirirler. Manguele göre, insanlık hallerini daha iyi kavramanın yolu, Gılgamıştan Don Quijoteye, Babil Kulesinden HALin dijital ekranına, bu¨tu¨n insanlığa mal olan ku¨lt hikâyelerle efsaneleri araştırmakta yatıyor.
Niçin kimliğin tanımlarını kelimelerde arıyoruz ve böylesi bir arayışta hikâye anlatıcısının rolu¨ nedir? Dil, du¨nya tahayyu¨lu¨mu¨zu¨ ne şekilde belirliyor, sınırlandırıyor ya da genişletiyor? Anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını algılayışımıza nasıl yardımcı oluyor? Böylesi hikâyeler, bu¨tu¨n bir topluma, doğru ya da yanlış, bir kimlik ödu¨nç verebilir mi? Son olarak, hikâyelerin bizi ve içinde yaşadığımız du¨nyayı değiştirmesi mu¨mku¨n mu¨du¨r?
Alberto Manguel, Massey Konferansı sunumunun kitaplaştırıldığı Kelimeler Şehrinde, du¨nya u¨zerinde bir arada yaşamamızın nasıl mu¨mku¨n olacağını sorguluyor ve toplumlar arasındaki giderek artan tahammu¨lsu¨zlu¨ğe edebiyat cephesinden yaklaşarak, sorusunun cevabını toplum mu¨hendisleri yerine yazarlar, şairler, sanatçılar ve hikâyelerin verebileceğini söylu¨yor. Hikâyeler insanlığın ortak değerleridir ve dil, din, ırk ayrımlarından etkilenmeden herkesi insani bir paydada birleştirirler. Manguele göre, insanlık hallerini daha iyi kavramanın yolu, Gılgamıştan Don Quijoteye, Babil Kulesinden HALin dijital ekranına, bu¨tu¨n insanlığa mal olan ku¨lt hikâyelerle efsaneleri araştırmakta yatıyor.
Niçin kimliğin tanımlarını kelimelerde arıyoruz ve böylesi bir arayışta hikâye anlatıcısının rolu¨ nedir? Dil, du¨nya tahayyu¨lu¨mu¨zu¨ ne şekilde belirliyor, sınırlandırıyor ya da genişletiyor? Anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını algılayışımıza nasıl yardımcı oluyor? Böylesi hikâyeler, bu¨tu¨n bir topluma, doğru ya da yanlış, bir kimlik ödu¨nç verebilir mi? Son olarak, hikâyelerin bizi ve içinde yaşadığımız du¨nyayı değiştirmesi mu¨mku¨n mu¨du¨r?
Beş bölümden oluşan kitap, kült eserleri referans alarak ciddi bir inceleme sonucu olduğu belli olan değerlendirmelerle "bir olmak" kavramını ele alıyor. Kelimelerin gücünü ve hikayelerin kendimizi ifade etmede, kimliklerimizi oluşturmadaki etkisini sorgularken özellikle Gılgamış Destanı'nda ortaya atılan "öteki" kavramının etkisini gözler önüne seriyor. Ayna modelinin gerçekten dünyanın düzenini oluşturduğunu bir kez daha farkettiren bir eser. Ayrıca yazarın örneklemede kullandığı tarihi efsaneleri derli toplu bir şekilde, odağından sapmadan özetlemesi de takdire şayan.
Gılgameş destanı ve Babil Kulesi miti ile başlayan biz ve öteki kavramlarını günümüze kadar izini takip ederek barabar kavramını açıklıyor. Eğer insanlar ortak dil ve kültürde birleşebilirlerse öteki ( ya da barbar ) dediği aşağılama kavramının anlamını yitirerek yep yeni bir başlangıca doğru gidebileceğimizi söylüyor. Yazarn diğer kitapları kadar beni etkilemedi. Şüphesiz bazı bilgilendirilmelerinden faydalandım ama diüer yapıtları daha iyiydi.
140 sayfa