"Bu romandaki İstanbul, efsaneler, insanlar, balıklar, kayıklar, iskeleler, saraylar, dehlizler, kesik başlar, mezarlar, hastaneler, morglar, denizkızları, cinayetler, katiller, cellatlar, deliler, yani her şey uydurmadır. Efsanelerin yalanı abartılmış, insanların hayatına olmadık benekler atılmış, şehir baştan yaratılmıştır. Yok eğer, 'Bunların hepsi gerçek, Haliç'te kırmızı bir kayık durur ve içinde Zaman dayı yaşar, eski mezarlarda kesik cellat kafaları yatar, küçük kızlar mezar taşlarına dünyanın en güzel şiirlerini yazar, genç bir adam paramparça bir baba arar, her şeyi gören bir kambur hep susar ve İstanbul'un altında sır dolu dehlizler var' diyen biri çıkar da beni yalanlarsa, ne mutlu bana."
"Bu romandaki İstanbul, efsaneler, insanlar, balıklar, kayıklar, iskeleler, saraylar, dehlizler, kesik başlar, mezarlar, hastaneler, morglar, denizkızları, cinayetler, katiller, cellatlar, deliler, yani her şey uydurmadır. Efsanelerin yalanı abartılmış, insanların hayatına olmadık benekler atılmış, şehir baştan yaratılmıştır. Yok eğer, 'Bunların hepsi gerçek, Haliç'te kırmızı bir kayık durur ve içinde Zaman dayı yaşar, eski mezarlarda kesik cellat kafaları yatar, küçük kızlar mezar taşlarına dünyanın en güzel şiirlerini yazar, genç bir adam paramparça bir baba arar, her şeyi gören bir kambur hep susar ve İstanbul'un altında sır dolu dehlizler var' diyen biri çıkar da beni yalanlarsa, ne mutlu bana."
Keşke kelimeleri herkes bu kadar güzel kullanabilse.
Mine Söğüt'ün diline bayıldım. Hikayenin kurgusu çok başarılıydı. Gizemi ve merak unsurunu korumayı başarabilen yazarlar kitabı okunur kılıyor. Çözümleme kısmında acele ettiğini düşünüyorum. Elbette herşeyin mantıklı bir açıklaması var ama yazar o kısmı edebiyatla biraz ballandırsaydı kitap mükemmel olabilirdi. Diğer kitaplarını okumak niyetindeyim.
''Hayat, oyuncu bir kedi,
Ne zaman pıta atacağı nereden belli!
Marifet tadı alarak yaşamakta,
Bazen akıllı bazen deli.''
http://rafinasigmayanlar.blogspot.com.tr/2014/05/kitap-8-kirmizi-zaman-mine-sogut.html?m=1
24 saatten az bir sürede bitirdiğim, tadımlık bir kitaptı. İstanbul'un surlarının altındaki tünellerde dolaşıp kimsesizler mezarlığında soluklanıp huzur bulmak isteyen, zamanın büyüsünde sırların, gizemlerin peşinde sakince koşmak isteyen herkes okumalı. Böyle kitaplar yaşadığımız şehre, insanlara, içinde bulunduğumuz ana farklı bir anlamla yaklaşmamızı sağlıyor.
Deli Kadın Hikayeleri'nden sonra Mine Söğüt'e hayran olduğum için yazarın diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumaya karar verdim ve Kırmızı Zaman'la başladım.Yazarın bu kitabını da çok beğendim.İstanbul'un eski dehlizlerini,cellatları,Haliç'teki balıkçıları ve mezarlıkları masalsı bir dille anlatırken tüm bunları ortak noktada buluşturan harika gibi bir kitaptı..Kitapta kasvetli bir hava ve ölüm teması hakim.Bunların da masal gibi anlatılması kitabı daha da ilgi çekici yapıyor.Ülkemizde bu kadar özgün ve başarılı eserler ortaya koyan bir kadın yazarın olması gurur verici.Mine Söğüt okumanızı tavsiye ederim.
Karton Cilt, 219 sayfa
14Ocak2019 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı