Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı...
Veliaht Prens Edward, yatağını nice kadınlar süslerken, aradığı tutkuyu kölesinin gözlerinde bulduğunda âşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Aslında Prens Edward'ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti: İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler. Ne Edward bir prensti ne de Jaymie bir köle... Dudakları, gözleri, elleri özgürce konuşuyordu. Sevişmeleri, birbirlerine haykıramadıkları, söylemek isteyip susmak zorunda kaldıkları cümlelerdi.
Her istediğini elde etmiş bencil bir prens, bir kölenin aşkıyla baş edebilecek mi? Aşkları için geleneklere karşı savaşırken engelleri aşabilecekler mi? Kaybedişi, intikamı ve pişmanlığı yaşarken sevgileri yeniden doğru yolu bulabilecek mi? Şehvetin, masumiyetin ve acının derinlerinde; aşkın her hâlini anlatan bir hikâye...
(Tanıtım Bülteninden)
Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı...
Veliaht Prens Edward, yatağını nice kadınlar süslerken, aradığı tutkuyu kölesinin gözlerinde bulduğunda âşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Aslında Prens Edward'ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti: İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler. Ne Edward bir prensti ne de Jaymie bir köle... Dudakları, gözleri, elleri özgürce konuşuyordu. Sevişmeleri, birbirlerine haykıramadıkları, söylemek isteyip susmak zorunda kaldıkları cümlelerdi.
Her istediğini elde etmiş bencil bir prens, bir kölenin aşkıyla baş edebilecek mi? Aşkları için geleneklere karşı savaşırken engelleri aşabilecekler mi? Kaybedişi, intikamı ve pişmanlığı yaşarken sevgileri yeniden doğru yolu bulabilecek mi? Şehvetin, masumiyetin ve acının derinlerinde; aşkın her hâlini anlatan bir hikâye...
(Tanıtım Bülteninden)
http://illekitap.blogspot.com/2013/12/isl-parlakyldz-kole.html
Immm... ummm... hmmm... ilk defa bir kitaba yorum yaparken nasıl başlasam bilemedim. Kitabı yerin dibine mi soksam yoksa göğe mi çıkarsam bilemiyorum. O karmaşık hisler uyandırdı bende bu kitap!
Ama... ama ayırdığım her dakikaya harcadığım her zamana değdi!
Cidden nasıl başlasam bilemedim şimdi ama tatlı yerken yazıyorum bu yorumu dolayısıyla da tatlı yerlerden başlayayım öncelikle :) Yalnız uyarıyorum bolca kitap içeriğine gireceğim.
Kitaptaki aşk çok güzeldi. Prens Edward'ın bir kadına -köle dahi olsa- aşkını okumak, onun için eriyip bittiğini her şeyi karşısına aldığını okumak paha biçilemezdi. Onun romantik, sevdiği için her şeyi göze alan bir erkek modeli olduğu sayfalar benim için su gibi aktı. Yüzümde hep bir gülümseme, içimde bir heyecan kıpırtısıyla okudum. Ama...
Acı bir tat bırakan, ağız yakan, öfkeden köpürten, sinirden yerimde duramadığım, içimde sıkıntı oluşturan Edward'ı da bir kaşık suda boğasım geldi. Ya sen nasıl bir sevgili, nasıl bir aşık adamsın ki sevdiğin kadına, taptığın aşkından çıldırdığın kadına bu kadar eziyet edebildin dedim. O an var ya sayfaları yırtıp, kitabı parçalayıp hırsımı Edward'dan çıkarasım geldi! Hayır sevgili yazarımız Işıl Hanım'a da şaştım bir kadın olarak nasıl yazabildi o sayfaları. Kendisine de çok kızdım.. içimdeki feminen duyguları ayaklandırdı :P
Şaka bir yana cidden öyle şeyler yaşattı ki Edward, Jaymie'ye yazarımıza şaşırdım nasıl yazdı diye. Yani kurgu da olsa ben bir kadın olarak bir kadının bu kadar eziyet çekeceği sayfalar yazamazdım! Bu konudaki profesyonelliğini tebrik etmek istiyorum.
Kitaptaki göğe çıkarasım gelen sayfalar Edward'ın romantik aşık olduğu satırlar yerin dibine sokasım geldiği sayfalar da Edward'ın zalim, acımasız olduğu sayfalar oldu.
Yorumumu yaparken cümleleri toparlayamıyorum... Kitap okuru etkisi altına alıyor gerçekten.
Sakin düşünerek yorum yapayım dedim ama sanırım başaramayacağım. Normalde o kadar bahsetmek istediğim satır vardı ki... Edward'ın Jaymie'ye olan sevdiği, ilk sayfalarda okuduğumuz romantiklik... sonrasında Jaymie'nin kaçma zorunda kalması ve Edward'ın onları bulduğundaki tavırları... yani... Jaymie iyi davrandı. Yok kardeşi içinmiş yok onun içinmiş yok bunun içinmiş... başlarım böyle işe... ben orada ölüyorum her geçen gün kalbim parçalanıyor ruhum iyileşmesi imkansız yaralar alıyor ve ben başkasını düşüneceğim. Yok böyle bir dünya!!! tamam tamam çok bencilce oldu ama ne yalan söyleyeyim okurken o satırları çok düşündüm bu sözleri...
Edward çok çekmiş... eğer Edward çok çekmişse Jaymie öldü dirildi kadıncağız yaşadıklarıyla!!! Ben olsam seçme şansım varsa... kesinlikle bu seçimi Edward'dan yana yapmazdım! ama tabi bunu hiç aşkı tatmamış biri olarak söylüyorum... aşk bu insanın şaftını kaydırıyormuş bunu da çok duydum bilemeyeceğim şimdi susayım o yüzden!
Neyse çok uzatmayacağım. Ben kitabı beğendim mi? Evet! Tavsiye eder miyim? Evet! Eğer sinirlerinize hakim olabileceksiniz..
Bir de değinmek istediğim bir nokta daha var... sevişme sahnelerinin yazılış biçimi çok hoşuma gitti. İnsanı rahatsız edecek açıklıkta değil, dozunda bırakılmıştı ama asıl önemli olan kelimelerin ustaca kullanılarak satırlardaki tutkuyu açık açık anlatmaktan çok hislere vurarak anlatılmasıydı.
Her ne kadar kitapta eksikler olduğunu düşünsem de beğendim, Türk yazarlar beni şaşırtmaya devam ederek okunmaya değer kitaplar yazmaya devam ediyorlar.
Yazarımızın kendisine de söyledim tekrardan dile getirmek istiyorum. Kitapta bölüm yoktu bu da beni zaman zaman yarım bırakma konusunda zor durumda bıraktı. Genelde biz okurlar alışığızdır bölüm bitsin bırakayım moduna bu kitapta bunun eksikliğini hissettim. Ve birkaç yerde imla hatası değildi noktalama işaretinin eksik olmasından da küçük anlamazlıklar oldu ama bunlar benim nazarımda okunmaya değer romanların nazar boncuğudur!
Yazarın 2. kitabı Köle 2'yi bekleyeceğim ve çıkınca okuyacağım. Her zaman mutlu son garantisi olan kitapları sevmişimdir ve bu da mutlu sondu :))
Ahhh bir de sizler için birkaç yerdeki alıntıyı işaretlemiştim onları da paylaşım yorumumu bitireceğim. Çok uzun bir yorum oldu farkındayım ama bu seferlik böyle olsun :))
"Ben dün geceki Jaymie'yi istiyorum. Gülüşünü, sevgini yaşamak istiyorum. Arzularını hissetmek istiyorum Jaymie. Benim olurken ürkmemeni istiyorum."
***
"Neden bu inadın? Neden? Sana köle olmaktan, seni sevmekten başka ne yaptım? Beni istemiyorsun değil mi? Aylardır gözlerini benden kaçırmadığın bir dakika yok. Aylardır bir gülüşünü görmek için bekliyorum, sır köle olduğun için mi? Sen üstüne bastırarak köleliğini sürekli hatırlatırken bile sana köle gibi davranmadım ben." derken nefesi kesilmiş, çıldırmış gibiydi.
"Ben bir köleyim lanet olsun. Benden ne istiyorsun? Sana doya doya bakamam, kendimi sana gerçekten veremem. Ellerinin beni ne kadar mutlu ettiğini söyleyemem. Sana aşık olmam neyi değiştirecek? Evet istemiyorum... Ben... Ben köleyim bunu kabulleneli çok oldu. Bedenim senin, kalbim gibi. Belki aklım olmasa... Belki yalancı cenneti yaşardı kalbim. Üzgünüm aklım kalbim kadar salak değil. Kalbime söz geçirip haddini bildiriyor. Her sende kaybolup parmak uçlarında titrerken köle olduğumu hatırlatıyor. Yalvarırım benden daha fazlasını bekleme. Çünkü ben senden beni rahat bırakmandan başka bir şey istemiyorum."
"Onu hiçbir zaman yargılamadım. Size olan aşkını anlatırken bile onu sevebildim. Beni reddettiği zaman aşkından vazgeçmedim, sabırla bekledim. Benim olmayacağını bile bile bekledim. Yanımda olmasıyla, ona yardım etmekle avundum. Yine bana gelse yine onu reddetmez olduğu gibi kabullenir yarlarını sarmak için elimden geleni yapardım."
Edward duydukları ile utanmıştı. Aklından "Marlon mu daha çok seviyor, ben mi?" sorusunun geçmesine engel olamadı.
***
Edward bir kere daha neden Jaymie'ye aşık olduğunu biliyordu. Jaymie onun ruh eşiydi. Tamamlandığı kalbiydi. Nefesinin yarısıydı. Gözlerinin gördüğü renkti.
***
Sevgi göreceliydi. Kimi insan aşkı gözle, ruhla yaşar; korumak, kollamak, uzaktan sevmek onlara yeterdi. Bazıları tenleriyle aşık olur; Jaymie ve Edward gibi kopamaz, hayat boyu birbirlerine verdikleri acılı aşklarıyla bağlı kalırlardı. Farklı duygular yaşayan insanların tek ortak noktası ne şekilde yaşanırsa yaşansın gerçek aşktı.
Bu kadar uzun bir yorumun ardından tekrardan diyorum ben kitabı beğendim ve tavsiye ederim okuyun. Zaman zaman romantik ve aşk dolu, aşk için verilen savaşın olduğu satırlarda gülümseyecek zaman zaman da hırsın ve intikamın esiri olmuş aklın ve davranışların verdiği zararlara sinirlenecek içiniz içinize sığmayacak ama yine de kitabı beğeneceksiniz!
Kitabı bıraktığınız her an aklınızda olacak, ne olacak heyecanıyla okuyacak ve akşam yatağınıza yattığınızda bile kendinizce senaryolar kuracaksınız. Şahsen kitabı bırakmayıp sabahlamayı düşündüğüm çok oldu ve her bırakıp yattığımda yatağımda uykuya dalmadan önce hep Jaymie ve Edward'ın neler beklediğini düşündüm ve kendimce kurgular kurdum...
Heyecan verici bir kitaptı! :)) çok karmaşık bir yorum oldu sanırım susuyorum daha fazla konuşmuyorum :)) ama kısacası tavsiye ederim.
TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL! Yazar kitaptaki bütün duyguyu okuyucusuna fazlasıyla hissettirebilmiş .KÖLE'yi okurken aşkı,tutkuyu,nefreti, şiddeti Jaime ve Edward'la yaşıyorsunuz.Bence diğerlerine açık ara fark atan okunması gereken bir aşk romanı..
Kitaptan sonra monarşinin kalkmasının ne kadar iyi olduğunu bir kere daha anladım...Yazarın kalemini seviyorum kurgusu değişik modern çağın masalı olmuş gerçekten...oldukça sürükleyici bir kitap..Edward paşaya sinirlensekte arada jamie kızımıza da yuh yani artık konuş bir tepki ver ağzını burnunu kır şu edward'ın diyorsunuz ama tabi kız da haklı bu şekilde yetişmiş..jamie'nin intikamını seneler sonra alması da ayrıca güzeldi kölelik öyle olmaz böyle olur al sana edward..mutlu sonları sevenlere tavsiye ediyorum...
bir arkadaşımın tavsiyesiyle başladım isimler yabancı olduğu için çok istemiyordum okumak ama okuduktan sonra fikrim değitşti yazarına hakzızlık yaptığımı anladım benim gibi düşünen herkeze sesleniyorum okumayı ertelemeyin
734 sayfalık kitabı elime aldığınızda gözünüz korkacak diye lütfen hiç düşünmeyin bile. Bir kere yazarı Işıl Parlakyıldız . Yani onun kitapları su misali akar aktıkça da alır götürür sizi kelimelerinin anlattığı yerlere. Duygu ve Alim'den sonra bu kitabı da kesinlikle yanıltmadı beni. Yine muhteşem ötesi tutkulu bir aşkı kendine has uslübu ile anlatan yazarımız harika bir roman yazmış. Buyurun zevkle okuyun..
Okuduklarım içinde ilk 10'a rahatlıkla girebilecek, etkileyici bir kitap. Konusu, karakterleri ve akıcı anlatımıyla her kütüphanenin baş köşesinde olmalı. Fark etmeden kendinizi gülümsüyor bulurken bir anda Edward'a sinirlenebiliyorsunuz. Ardından okurken, Edward'ın sizi etkileyen kelimeleri ile siniriniz uçup gidiyor. Kesinlikle okuduğum her saniyeye değdi! Fazla bekletmeden okuyun!
Kitaba ilk başladığımda zaman olayına hakim olmakta biraz zorlandım. Yani olay tarihi bir roman gibi ilerlerken birden karşımıza telefon, televizyon gibi şeyler çıkıyor. Alışık olmadığımız bir şey olduğu için biraz "Neredeyim ben?" karmaşası yaşadım. Ama yazarımız zamanı ve neden böyle bir şey olduğunu kitabın başında çok güzel anlatmış.
Ayrıca Köle ciddi ciddi kalın bir kitaptı -734 sayfa-. Bence kitabın bu kadar kalın olmasına gerek yoktu tabi yazarımız düşünmüş, emek vermiş, yazmış güzel de yapmış ama bazı yerlerde olaylar çok fazla tekrar ediyordu. Onlar daha aza indirilebilirdi bence. Bu arada kitap kapağı çok güzel ve anlamlı. Bir de kitap bölümlere ayrılmamış o yüzden benim gibi "Şu bölüm bitsin bırakıcam." diyen okurlar kitabı nerede okumayı bırakacağını şaşırabilir. Şahsen ben bırakacak yer bulmak için 100 sayfa falan okuduğumu hatırlıyorum.
Onun dışında Edward'a gıcığım. Tamam eyvallah güzel seviyor ama cık olmadı. Seven adam o kadar işkence eder mi be kardeşim? Bu kadar bencil olunmaz yahu! Kısacası kitap fena değildi, boş zamanınızı değerlendirmek için okuyabilirsiniz.
James'in aşkından vazgeçmemesi, her şeyi yapması kitabı okunası yapan yagane şeydi. Kitapta zaman kavramının olmaması, okumayı güçleştiriyor. Çok beğendiğimi ya da ikinci kitabı okumak istediğimi söyleyemem.
Çok da uzatılmadan yazılabilcek beyaz dizi kıvamında bir konuydu, ya da zaman kavramı olsaydı dönemi biraz olsun anlatsaydı yazar daha okunaylı ve keyifli bir kitap olabilirmiş..
Bu puanı vermemin nedeni yazarın yabancı kişi isimleri kullanmasına rağmrn göze batmaması ve james'in her şeye rağmen -öfkesi de dahil - vazgeçmemiş olması.
Çok güzeldi. Internette yayınladığı diğer hikayelerini de okudum hepsi de sahaneydi. Çıkmaz sokak en sevdiğim hikayesi ışıl ablamin.
Karton Cilt, 744 sayfa
Müptela Yayınları tarafından yayınlandı