Bitirilmemiş olmasına rağmen dünya edebiyatında bir başyapıt ve çağının özlü bir sosyaleleştirisi sayılan Ölü Canlar ın kahramanı Çiçikov aracılığıyla Gogol, 19 yüzyıl ortalarındaki Rus toplumunun çürüyen yanlarını ortaya koymaktadır.
Bitirilmemiş olmasına rağmen dünya edebiyatında bir başyapıt ve çağının özlü bir sosyaleleştirisi sayılan Ölü Canlar ın kahramanı Çiçikov aracılığıyla Gogol, 19 yüzyıl ortalarındaki Rus toplumunun çürüyen yanlarını ortaya koymaktadır.
Tek kelime ile Mükemmel
Üzücü olan şu ki ikinci kitabının yakılması ki devamını okuyamamak
Dosteyevski nin gogoldan esinlendiği bariz bir şekilde belli.Zaten bu kadar güzel bir yazardan etkilenmemek mümkün değil doğrusu.
içerisinde hem biraz mizah hemde çeşitli mesajlara barındıran bu jitabın bir solukta okunacağına inanıyorum.
sıkılarak okudum bazı kısımlarını ama sonlara doğru yazarın ne yapmak istediğini, ne anlatmak istediğini anladım. oğuz atay'ın türk toplumuna tuttuğu aynayı, gogol 19.yüzyılda rus toplumuna tutmuş. çok iyi işlenmiş karakterler var. piluşkin(çöpçü) ve tientietnikov bunlardan bazılarıydı. yalnız kitap ismindeki iki anlamlılığa dikkat edin derim. çok zekice
Romanın örnek alınamayacak baş kahramanı Çiçikov’un hidayete erişini göremeyişimiz eserin belki de yazarın buhrana kapılmadan önce planladığından bile daha sert bir feodal sistem eleştirisi olarak kalmasına sebep olmuş. Sadece yozlaşmış devlet mekanizmasına değil, Rus halkına hatta okuyucuya bile (yazar burada dar görüşlülük yaparak sadece Rusya’da okunacağını düşünse de) ayar üstüne ayar veren aslında çağının oldukça ilerisinde olan bu eser Çarlık Rusyası'nın nasıl çöktüğünü de gözler önüne seriyor. Barındırdığı birbirinden cins karakterleriyle ince bir mizaha da sahip olan kitapta alttan alta büyük bir umutsuzluk da seziliyor.
Kitabı okuduktan sonra Türkiye ile Rusya benzerliğine bir kez daha kanaat getirdim.
Karton Cilt, 313 sayfa
2002 tarihinde, Alfa yayınları tarafından yayınlandı