Romanın baş kadın kahramanı Scarlett O`Hara`dır. Sert bir karakter sergileyen bu genç, güzel, atak ve bencil kadının başından geçenler akıcı bir dille anlatılmıştır.
Savaşın neden olduğu felaketler, eserde bir fotoğraf gibi bütün çıplaklığıyla ve tüm gerçek yanlarıyla gözler önüne serilmektedir.
Romanın baş kadın kahramanı Scarlett O`Hara`dır. Sert bir karakter sergileyen bu genç, güzel, atak ve bencil kadının başından geçenler akıcı bir dille anlatılmıştır.
Savaşın neden olduğu felaketler, eserde bir fotoğraf gibi bütün çıplaklığıyla ve tüm gerçek yanlarıyla gözler önüne serilmektedir.
Bence çok uyanık bir yazarmış, Margeret Mitcell. Neden mi, siyahi bir insanın ağzından siyahi insanlara sözcüklerle bindirmek beceri ister. Yazar Güneyli yani Atlantalı bir yazar ve kitabın her satırında Güneye karşı vefa borcunu ödemiş. Tabi ya, Güneyliler kölelere çok iyi davranmışlardır şüphesiz. Ne adlarını zorla değiştirmişlerdir, ne de en ufak bir suçta cezalandırılmışlardır hatta Güneyliler kölelere öyle iyi davranıyorlardı ki, köleler efendi, efendiler köleydi ya da Kunta Kinteler hiç yaşamamıştı. Hele Ku Klax Klan denilen cani, ırkçı örgüt aslında pırıl pırıl kişiliklerdi. Bence kitap duygusal bir kitaptan çok hırsın, doyumsuzluğun kitabıydı. Scarlett, hırsıyla güçlü görünse de kırılgan ve zayıftı. Kitabın alkışı hak eden iki kahramanından biri Rhett, diğeri ise Melanie'dir bana göre.
Rüzgâr Gibi Geçti, iç savaştan hemen önce Güneyli Güzel Scarlett O'Hara'nın çiftliği Tara'da başlar. Kitabın içeriğinde Amerika İç Savaşı, yani Kuzey-Güney Savaşı, kölelik, ölümler, acılar ve Scarlett'in sonsuz hırsını barındıran kitap, aslında çok büyük bir aşk hikâyesidir
Siyasi olayların girişi, anlatımı olayın gidişatını sıkıcılaştırıyor ama kesinlikle çok zevkli.
Ne diyebilirim ki. Muhteşem bir eser
Amerikan iç savaşını bir güneyli hassasiyetiyle değerlendiren ilginç bir eser. Canlı karakterler ve sıkmayan betimlemeleriyle bir tarih kesiti hakkında en azından bilgi sahibi olmak isteyenlerin okuyacabileği bir kitap.
"Yarın başka bir gündür bunu yarın düşünüceğim" scarlettin hayat felsefesiydi kendi hayatımda uyguluyorum açıkçası :)))
Müthiş bir kitap Güneyin muhteşem ihtişamını ve bu dönemde doğan bir kızın kuzeyle savaşta nasıl hayatta kalışını bazı değerleri açlık uğruna terk edişini aşkı yanlış yerlerde aramasını ailesi için nasıl ayakta kaldığını anlatan görkemli bir roman.Red buttler ise fırsatçı yakışıklı bir adam scarlett aynı hamurdan olduklarının farkında ama yaşananlar hep onları başka kaderlere itiyor.yan karakterleride yabana atmamak gerekir nerdeyse asıl kahramanlar kadar güzel işlenmiş bir roman .
ne zaman rüzgar gibi geçti kitabını düşünsem içim burulur ve hatırlarım red buttler sözlerini " bilirim ki vazo bir kere kırılırsa yapıştırılsada asla eskisi gibi olmaz" çok şey öğretecek bir kitap kesinlikle okunmalı kütüphaneniz yer almalı
Ciltli, 668 sayfa
1974 tarihinde, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı