İkibin yılından bu yana hemen her sene bir kitap yayımlayan Mustafa Kutlu, bu defa Rüzgârlı Pazar adlı eseriyle okurların karşısına çıkıyor. Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş ve Tufandan Önce kitapları Kutlunun uzun hikâye türünde kaleme aldığı son eserleri. Kutlu bu kitaplarında geleneğin halk hikâyesi vadisinden devşirdiği unsurlarla bir yeniden üretim çabası gösteriyor.Anlatma esaslı üslup, şifahî edebiyatın bir bakıma yazılı metin haline sokulmasını hedefliyor. Metinlerde kullanılan dil belki de bu açıdan yediden-yetmişe her seviye ve yaştan okura sesleniyor. Rüzgârlı Pazar yazarın önceki dört eserinden farklı olarak halk hikâyesinden masala doğru yürüyen bir özellik taşımakta.Bu kitap için Bir kent masalı tabiri kullanılsa yerinde olur. Denemelerinde öteden beri ülkemizde görülen ve nedense bir türlü gündemin ilk sıralarına çıkamayanı derin yoksulluk konusunu ısrarla dile getiren Mustafa Kutlu; bu uzun hikâyesinde esas itibarı ile yoksulluk temasını işliyor. Kent yoksulları kronik hale gelen ve sürekli kanayan bu yarayı nöbetleşe nesilden nesile devralmaktadır.Rüzgârlı Pazarın ahalisi bir bakıma bu yoksulluk nöbetini tutan insanlardan oluşuyor. Yine de her kitabında umudun, dayanışma ve sevginin, merhamet ve şefkatin kapılarını açık tutan yazar, Rüzgârlı Pazarda da umudun kapısını hepten kapatmıyor. Kitap bu hüviyeti ile sevginin, dayanışmanın, merhametin destansı hikâyesini sunuyor.
İkibin yılından bu yana hemen her sene bir kitap yayımlayan Mustafa Kutlu, bu defa Rüzgârlı Pazar adlı eseriyle okurların karşısına çıkıyor. Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş ve Tufandan Önce kitapları Kutlunun uzun hikâye türünde kaleme aldığı son eserleri. Kutlu bu kitaplarında geleneğin halk hikâyesi vadisinden devşirdiği unsurlarla bir yeniden üretim çabası gösteriyor.Anlatma esaslı üslup, şifahî edebiyatın bir bakıma yazılı metin haline sokulmasını hedefliyor. Metinlerde kullanılan dil belki de bu açıdan yediden-yetmişe her seviye ve yaştan okura sesleniyor. Rüzgârlı Pazar yazarın önceki dört eserinden farklı olarak halk hikâyesinden masala doğru yürüyen bir özellik taşımakta.Bu kitap için Bir kent masalı tabiri kullanılsa yerinde olur. Denemelerinde öteden beri ülkemizde görülen ve nedense bir türlü gündemin ilk sıralarına çıkamayanı derin yoksulluk konusunu ısrarla dile getiren Mustafa Kutlu; bu uzun hikâyesinde esas itibarı ile yoksulluk temasını işliyor. Kent yoksulları kronik hale gelen ve sürekli kanayan bu yarayı nöbetleşe nesilden nesile devralmaktadır.Rüzgârlı Pazarın ahalisi bir bakıma bu yoksulluk nöbetini tutan insanlardan oluşuyor. Yine de her kitabında umudun, dayanışma ve sevginin, merhamet ve şefkatin kapılarını açık tutan yazar, Rüzgârlı Pazarda da umudun kapısını hepten kapatmıyor. Kitap bu hüviyeti ile sevginin, dayanışmanın, merhametin destansı hikâyesini sunuyor.
Yoksulluğun kekremsi hikayesi. İrili ufaklı tüm karakterlerin çok canlı bir şekilde tasvir edilmiş olması belki bu kitabı böylesine güzel yapan, belki parasızlık ve hastalık gibi illetlerle uğraşmalarına rağmen hemen hepsinin, bir şekilde ayakta duruyor olmaları, belki de mutlu sonla bitmesi. Sebep hangisi olursa olsun, bu kitabın tüm olumsuzluklara rağmen insanın içini sıcacık yaptığı kesin; enfes bir eser. Cesur ile Nimet'in hikayesinin anlatıldığı bölümde yüreği olan herkesin gözlerini tuhaf bir biçimde dolduracağının garantisini verebilirim.
185 sayfa
Dergâh Yayınları tarafından yayınlandı