Ortadan kaybolun. Sizi başyapıtınızı yaratmaktan alıkoyan her şeyi geride bırakın. İşinizi, ailenizi ve evinizi; tüm bu sorumluluklarınızı ve dikkatinizi dağıtan şeyleri üç aylığına askıya alın. İşinize tam anlamıyla odaklanmanızı sağlayacak bir ortamda, kafa dengi insanlarla birlikte yaşayın. Katılmaya hak kazananlar için kalacak yer ve yemek bedavadır. Profesyonel bir şair, romancı veya senarist olarak yeni bir gelecek kurma şansını yakalamak için hayatınızın küçük bir bölümüyle kumar oynayın. Çok geç olmadan, hayalini kurduğunuz hayatı yaşayın. Yer çok sınırlıdır.
Her şey yukarıdaki ilanla başladı. Bunun yazarların inzivası olması gerekiyordu. Güvenli ve huzurlu bir yer olacaktı. Meğer öyle değilmiş. Birbirimize isimler verdik. Leydi Çöpçü, Ajan Fitneci, Aziz Bağırsaksız gibi. Hatalarımıza, suçlarımıza, günahlarımıza istinaden uydurduğumuz isimlerdi bunlar. Anlatacak birbirinden korkunç, kafa karıştıran, mide bulandırıcı hikâyelerimiz vardı. Ancak en korkunç hikâye, bizi bir araya toplayan adamın birer kurbanı olduğumuzu anladığımızda yazılmaya başladı. Ve biz parıltılı şöhretler dünyasına kapağı atmak adına tırnak sökmeyi, penis kesmeyi, insan pişirip yemeyi bile göze aldık; ama artık çok geçti...
Ortadan kaybolun. Sizi başyapıtınızı yaratmaktan alıkoyan her şeyi geride bırakın. İşinizi, ailenizi ve evinizi; tüm bu sorumluluklarınızı ve dikkatinizi dağıtan şeyleri üç aylığına askıya alın. İşinize tam anlamıyla odaklanmanızı sağlayacak bir ortamda, kafa dengi insanlarla birlikte yaşayın. Katılmaya hak kazananlar için kalacak yer ve yemek bedavadır. Profesyonel bir şair, romancı veya senarist olarak yeni bir gelecek kurma şansını yakalamak için hayatınızın küçük bir bölümüyle kumar oynayın. Çok geç olmadan, hayalini kurduğunuz hayatı yaşayın. Yer çok sınırlıdır.
Her şey yukarıdaki ilanla başladı. Bunun yazarların inzivası olması gerekiyordu. Güvenli ve huzurlu bir yer olacaktı. Meğer öyle değilmiş. Birbirimize isimler verdik. Leydi Çöpçü, Ajan Fitneci, Aziz Bağırsaksız gibi. Hatalarımıza, suçlarımıza, günahlarımıza istinaden uydurduğumuz isimlerdi bunlar. Anlatacak birbirinden korkunç, kafa karıştıran, mide bulandırıcı hikâyelerimiz vardı. Ancak en korkunç hikâye, bizi bir araya toplayan adamın birer kurbanı olduğumuzu anladığımızda yazılmaya başladı. Ve biz parıltılı şöhretler dünyasına kapağı atmak adına tırnak sökmeyi, penis kesmeyi, insan pişirip yemeyi bile göze aldık; ama artık çok geçti...
Çok etkileyici.
Ana kurgunun içinde küçük hikayeler var, böylece hem öykü okumuş hem de roman okumuş hissini veriyor.
Yine şaşırtıcı, yine mide kaldıran olaylar, kişiler. Palahniuk severler için biçilmiş kaftan. Şaşırtıcı sonlar üstadı olan Palahniuk yine yapacağını yapmış tabi.
En kalın Palahniuk kitabı olması ve ara hikayelerin ana kurguyu yavaşlatmasından mütevellit sevenleri az.
Palahniuk her ne kadar üslup açısından benzer numaralar çekiyor gibi görünse de her kitabında farklı bir kurgunun peşine düşer; bu açıdan hayranları bile bazı kitaplarını soğuk karşılar.
Chuck'ın bu kitabının ilginç bir teknik farklılığı vardır. Anlatıcı "biz" şeklinde aktarır olanları, çoğul anlatıcıdır yani; ama "biz" ifadesini kullanan bu anlatıcı, karakterlerden herhangi biri olarak yapmaz bunu, o hepsidir, ortak bir zihindir. Daha evvel "bakış açısı tekniği" bakımından böyle bir seçim görmemiştim.
Palahniuk, okuduğum her kitabında olduğu gibi beni sarsmış, şaşırtmış ve eğlendirmiştir. Kitap, sırf "Bağırsaklar" öyküsü için bile okunabilir, yalnız hazır olun çünkü midesi sağlam olmayanlara tavsiye edilmez.
Hikayenin içinde barındırdığı diğer hikayeler sayesinde, kendisini hiç sıkmadan okutan bir kitap. Onun dışında yine Palanhiuk kitabı, yazardan ne bekliyorsanız kitabın içinde mevcut.
Hikayenin içinde güzel hikayecikler var. Deli işi.
Açıkçası böyle insanların yer aldığı dünya bir yana yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Sonlara doğru ismini unuttuğum biri önemli bir parçasını kesip , sonra diğeride onu yemeye kalkerken boğulması beni bayağı güldürdü. İğrençlikler kitabı denilebilir buna. Her çeşit insan var zaten kitapta. Hele ki ismini unutmayacağım o Aziz Bağırsaksız. Tek kelime ile harika biri :) Ama tabiki bana artık yeter bitsin dedirten bir kitap. Yeraltı edebiyatı denilince sanırım söz konusu olan ifade bu kitapta yer alıyor.
İğrençlik diz boyu , okumadan önce göz önünde bulundurulması gereken bir durum.
http://nurhayatkoklu.blogspot.com/2011/04/chuck-palahniuk-tekinsiz-medeniyetin.html
450 sayfa