The Diary Of A Young Girl remains the single most poignant true-life story to emerge from the Second World War.
In July 1942 Anne Frank and her family, fleeing the horrors of Nazi occupation, hid in the back of an Amsterdam warehouse. Anne was thirteen when the family went into the Secret Annexe and, over the next two years, she vividly describes in her diary the frustrations of living in such confined quarters, the constant threat of discovery, the hunger and fear. Her diary ends abruptly when, in August 1944, she and her family were finally discovered by the Nazis.
Anne Frank died in March 1945, aged fifteen, in Bergen-Belsen concentration camp in Germany.
This book provides a deeply moving and unforgettable portrait of Anne Frank - an ordinary and yet an extraordinary teenage girl.
The Diary Of A Young Girl remains the single most poignant true-life story to emerge from the Second World War.
In July 1942 Anne Frank and her family, fleeing the horrors of Nazi occupation, hid in the back of an Amsterdam warehouse. Anne was thirteen when the family went into the Secret Annexe and, over the next two years, she vividly describes in her diary the frustrations of living in such confined quarters, the constant threat of discovery, the hunger and fear. Her diary ends abruptly when, in August 1944, she and her family were finally discovered by the Nazis.
Anne Frank died in March 1945, aged fifteen, in Bergen-Belsen concentration camp in Germany.
This book provides a deeply moving and unforgettable portrait of Anne Frank - an ordinary and yet an extraordinary teenage girl.
2. Dünya savaşında insanların çektiklerini o kadar güzel anlatıyor ki bize.. Anne Frank sadece küçük bir kızdı.
"Eğer dünyada kimse yaşamıyor olsaydı, sorusuna çare arıyorum. Dostun Anne M. Frank"
Uzun bir süredir günce tutuyorsun ve olağan bir şekilde o günki olayları yazıp defteri kapatıyorsun.Savaştan sonrasında ilgili hayallerin var.On beşine yeni basmış genç bir kızsın nihayetinde.Umutların, hayallerin ve inançların var.
Öte yanda kendini yahudilerin soyunu kazımaya adamış bir komutan var.Yapamıyor, mümkün de değil zaten.
Senin tifodan ölmenden birkaç ay sonra intihar ediyor.Bugün hala adı işitildiğinde insanın kanı donuyor.
Peki senin hayatın Anne?
Yok oluyor.
Son satırların bile yaşasa felsefede boyut açabilirdi, dedirtiyor.
Sonsözde herkesin hayatının nasıl sona erdiği yazıyor.Benim gözlerim doldu.Uzun bir süre bir karaktere ısınıp iki satıra özetlenen ölümünü okumak.
Bir de filmi var, tutuklanmayla başlıyor.İzlemenizi tavsiye etmiyorum.Yahudi çocuklar yakılmaya giderken ağlaya ağlaya kapadım ben.
Kitaptan;
*Kağıt insanlardan daha sabırlıdır.
*Birinin karakterini onunla ciddi bir kavga ettiğinizde daha iyi anlıyorsunuz.
*Korkunç bir son, sonsuzluktan (beklemekten) çok daha iyidir.
*Öldükten sonrada yaşamaya devam etmek istiyorum.
*Hepimiz yaşıyoruz ama; neden, ne için olduğunu bilmeden.
Kitabı okumak ve ilerlemek boğazımda bir şeylerin düğümlenmesini sağladı desem sanırım yalan olmaz. Kendimi onun yerine koyabilmek , çektiği acıları ve orada bulabildiği azıcık mutluluğu defterine yansıtması sonunda ise gerçekleşen üzücü durumu kendimi kötü hissetmeme sebep oldu. Onun gibi birçoklarının çektiği acılar maalesef ki çok çabuk unutuluyor.
Muhteşem bir kitaptır. Bana kalırsa okullarda okutulması gereken kitaplardan bir tanesidir. Özellikle günümüzde gerek dünyada gerekse de Türkiye'de artan hoşgörüsüzlüğü ve bencilliği yıkacak bir kitaptır. Çünkü bu kitabın bize sunduğu en büyük fırsat empati yapabilmektir ve empati yapmaya başladığımız anda milli ve dini duygularımız geride kalıp insani duygularımız ortaya çıkıyor ki bu da karşımızdakinin de bizden farklı olmadığını anlamamızı sağlıyor. Mutlaka okuyun! İyi okumalar!
Sonunda kız dahil tüm karakterlerin ölmesi(1944-45) ve kızın Peter ile sevgili olmaması kitabın mutlu biten bir sonu olmamasını sağlıyor.Fakat güzel bir kitap ayrıca günlük olduğu için çabuk bitiyor.
bir arkadaşa verilip sonsuzlukta kaybolan kitaplar.
Yarısını okudum, sonra baktım aynı modda devam ediyor, açtım sonunu okudum. Ki bugüne kadar hiçbir kitapta yapmamıştım bunu. Bomboş yahu. Hiçbir şey yok. Yazıp duruyor, şöyle oldu böyle oldu, şunu yaptı bunu yaptı. Hiç hitap etmiyor bana, sevenleri kusura bakmasın. Bünyeye kattığı zerre bir şey yok. Puanı da ayıp olmasın diye verdim, yoksa puan verilecek durumda değil.
İngilizce ve Türkçe olarak okudum... İngilizce tiyatro metni de çok başarılı...
2. dünya savaşaını birde 15 yaşındaki kızın gözünden görün !
Ciltli, 341 sayfa
Penguin Group tarafından yayınlandı