Tutsak

her monica kitabı gibi çoook güzeldi... ben keyifle okudum... tarihi aşk romanı okumayı sevenlere
hatta sevmeyenlere bile tavsiyemdir :)

Orjinal Adı The Hawk Olan Tutsak'ın Goodreads puana 5/4,26 benim puanım
5/5
Yedi kitaplık Higland Guard Serisini ikinci kitabı..Umarım bu seriyi daha sık aralıklar ile okuruz..Çünkü Monica Mccarty'nin çok özel bir yazar olduğuna kitaplarının daha sık basılmasının gerekliliğine inananlardanım..

Müthiş bir kurgu ,gerçek tarihi mekanlar.Nefes kesici bir aşk..Monica Mccarty bu ne diyebilirim ki.Her zamanki gibi yine çok iyi iş çıkarmış.Romanlarında gerçek kahramanları kullanması kitabı okurken ayrı bir zevk veriyor..Çeviri bence çok iyi idi..Yazar ile arama girmediği gibi yazarın oya gibi işlediği kurguyu serpiştirdiği mizanseni çok iyi yakalamıştı bence..

Karakterlerin tahlilleri,duygu yoğunluğu özellikle erkek karakter Şahin lakaplı İskoç Muhafız Birliği Başı Erik MacSorley'in biraz taş kafalılığı,oldukça kendini beğenmişliği,kadınlara karşı olan aşırı öz güveni bazen ben gerdi ve kızdırdı.. ..Kadınlar için kendini bir nimet olarak görmesi ise deli etti..Ama sonunda kadının fendi erkeği yendi kuralı değişmedi..Bunun için kanının son damlasına kadar mücadele etse de..Kadın karakterimiz Ellie yani Lady Elyne De Burgh görünüşte silik ama derinliği olan bir kadın karakterdi..O sabır ve bilgeliği,Erik'i dize getirmesini çok sevdim..Karakterin kendisini de çok sevdim kendime çok yakın hissettim..
14.Yüzyıl başlarında geçen bu macera'da İki Ateş Arasında'dan tanıdığımız Tor MacLeod'da hikayenin başında vardı..Yıl 1307 İngiltere Kralı I.Edward İskoçya'yı I.Robert Bruce'dan alıp kendini İsloçya Kralı ilan ederek onu kaçak durumuna düşürür..Bu olaylardan sonra ikisi arasında inanılmaz bir savaş başlar..Erik MacSorley Robert Bruce'ın emrinde çalışan İskoçya Muhafızlarından idi..Lakabı ise Şahin idi..Ve Hikaye ile ilgili diğer bilgi Kadın Kahramanın ablası Robert Bruce ile evli idi..Yani devrik İskoçya kralı Ellie'nin eniştesi oluyordu..

İrlanda Kıyılarında Ellie ile Erik'in karşılaşmaları bu şartlarda oluyordu..Elyne De Burgh yüzerken yakalandığı Erik MacSorley'den kimliğini gizlemeye karar vermesi anlık tepki idi..Birde sözde bakıcı kadın olduğunu söylemesi orada tecavüze uğrayıp denize atılabilme olanağı varken Erik'in onu kurtarıp ailesine kendi elleri teslim etmeye söz vermesi bir anda olmuştu.. Fakat kimliğini gizleyen sadece kendisi değildi..O da Erik'i basit korsan olarak biliyordu..

Ellie'yi başta pek de güzel bulmayan ERik'in zaman geçtikçe ondan daha fazla etkilenmeye başlaması..Şimdiye kadar onu pohpohlayan ve çarpıcı güzel kadınlara alışık olan Erik Elli'nin derinliğini,mizahi yönünü,sivri diline görünce şaşırsada aralarındaki didişme bazen çok komik bazen de çok romantik sahnelere hiddetten köpürten sahneleri sizi boğabiliyordu..

Ellie'yi babası bir soylu ile sözlemişti..Tam da evlilik arefesinde gerçekleşen İskoçya'lıların eline düşmesi çok da manidar idi ...Zıt kutuplar birbirini her zaman çeker..Erik ile Ellie arasındaki en baştan var olan çekim gittikçe daha fazla ikisini zapt edecektir..İki tarafta görev,sadakat,aşk duyguları ile çok çetin sınava tabii tutulurlar..Ellie hayatının aşkı olarak nitelendirdiği yaşamında güzel bir anı olarak saklamaya niyetli olduğu Erik için hayatını bile tehlikeye atmaktan kendini alamaz...Bu Erik içinde geçerlidir..Birbirlerini bu kadar severken kırmak,canını acıtmak bu çifti daha fazla sevmeme neden oldu..
Bu güzel aşk,savaş,sadakat,mizah ile süslenmiş hikayeyi tavsiye ederim...Yazar gün geçtikçe daha iyi yazıyor kalemi güzelleşiyor...
Highland Guard Serisi:
1. The Chief (2010) İki Ateş Arasında
2. The Hawk (2010) Tutsak
3. The Ranger (2010)
4. The Viper (2011)
5. The Saint (2012)
6. The Recruit (2012)
7. The Hunter (2013)

Monica McCarty - Tutsak (Highland Guard #2) yorumu için: https://illekitap.blogspot.com/2020/09/monica-mccarty-tutsak-highland-guard-2.html

Bilindiği gibi İngiltere Kralı I.Edward kendisini İskoçya kralı ilan edip İskoçya'yı I.Robert Bruce'dan almıştır. Robert ise kaçak durumuna düşmüştür ve krallığını,tahtını geri almak, İskoçya'yı İngilizlerden kurtarmak için mücadele halindedir. Bu nedenle ülkede ki en yetenekli savaşçıları bir araya getirerek İskoç Muhafız Alayını kurmuştur. Bu adamlardan olan gemicilik ve yüzme becerisi ile tanınan Şahin lakaplı savaşçı Erik MacSorley yarı İskandinav yarı adalı bir İskoçtur.
İrlandalı paralı askerlerle ilgili gizli bir görüşme için Ulster kontuna ait Dunluce Kalesine gider. Ama gittiği gün Kızın Dalışı vardır ve işler umduğu gibi gitmez.

Elyne De Burgh Ulster Kontunun kızıdır. Erkek kardeşi ve annesi hummadan öldükten sonra tüm sorumluluk kendisine kalmıştır. Bu yüzden maceraya doyamayan canlı kız hallerinden eser kalmamıştır. Kral Edward kontun desteğini almak için Ellie'i eski damadı Ralph de Monthermer ile nişanlamıştır. Kardeşi evlenmeden önce eskiden yaptıkları gibi Kızın Dalışına gelmesi için ikna eder onu. Bu pagan ayininde gece yarısı kızlar soğuk denize atlar şenlik ateşinde ısınmak içinde kıyıya kadar yarışırdı. Ellie suda yüzdüğü sırada bir saldırı olur ve mağarada bir kayaya sığınır ama orada ki adamlara yakalanır. Konuştuklarını duyduğu ve kontun kulağına gideceği korkusunda oldukları için öldürmek isterler. Erik kurtarma işini üstlenir ve kızı ortam güvenli olur olmaz ailesine götürmek üzere yanına alır.

Ellie kontun çocuklarının bakıcısı olduğunu söyler ve etkilendiği Erik'in de korsan olduğunu düşünür.
Aslında Ellie Robert Bruce ile akrabadır. Robert onun ablası ile evlidir.
Erik'i kadınlar hep çok beğenmiştir. Kadınların emirlerini uygulamasına alışkındır,bir kadını cezbetmek için de çok uğraşmasına hiç gerek kalmamıştır ama Ellie'i sayesin de her şeyin tam tersi olur. Ayrıca balık etli kadınları sevdiğinden ve Ellie zayıf olduğundan önce onu güzel bulmaz tipi değildir ama zamanla ondan ayrılamaz hala gelir,kimseyle karşılaştırılamayacak kadar benzersiz olduğunu söylemeye başlar. Ellie ise Erik'i hep beğenmiştir ama senin gibi bir adama kendimi kaptıracak değilim derken tabi ki kaptırır.
Ellie önce kaçmak ister gemiden suya atlayıp kaçacaktır ama tabi ki yakalanır. Sığındıkları adada kıskançlıklar başlar,yakınlaşırlar. Bu yakınlık özellikle Erik'i sinirlendirip Ellie'ı görmezden gelmesine,yaptıklarına kusur bulmasına neden olsa da fazla dayanamaz. İngilizlere yakalanırlar ve tüm tekneler yakıldığı için tamir ettiği yelkenleri çarşaftan olan kayıkla çıktığı yolculukta onuda yanına alır onu kurtarmak,korumak için asla pes etmez.
Arada görevler olunca zor zamanlar geçirseler araya ayrılık girse de nihayet aşk galip gelir.

Seriyi şimdiden sevdim her bir savaşçının aşk hikayesini merak ediyorum. Kitapta ilk kitaptan sevdiğim Tor MacLeod'ı da gördüm. Erik bir harikaydı ben çok sevdim hep asık suratlı aksi erkekler yerine neşeli sürekli gülen erkekleri okumak çok güzel oluyor. En sefil durumlarda bile espiri yapabiliyor.
Erik tek başına kitabı aldı götürdü diyebilirim. Ellie'yi düğün sabahı çuvala koyup kaçırır. Bu Ellie'nin sandığı düğün aslında Ellie'nin kardeşi ile birbirine aşık olan nişanlısının düğünü. Robert'in Erik'i desteklediği Ulster iki kızı İskoçlarla evlenince bize karşı bir değil iki gözünü birden yumar taktiği bu bölümler harikaydı.
Ellie ailenin en gösterişsizi silik bir tip olarak görünüyor ama öyle değil. Cesur,sabırlı,iyi yüzücü,sivri dilli,espirili ayrıca Erik'i de dize getiriyor. Özellikle ona attığı tekme ile Erik'in gözü açılır ve sevdiğini anlar.
Kitapta aşka yoğunluk verilmemişti savaş,tarih detayları çok ama diğer kitapların aksine kitapta bu detaylar insanı sıkmıyor yazarın sevdiğim yönlerinden biride bu.
Kitap güzeldi beğendim tavsiye ederim.

Artık bu yazarıda okuyamayacağıma karar vermiş bulunmaktayım.

Hiç ama hiç beğenmedim.İlk üç kitabından sonra çıkan serisi benim için hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemedi.
Sevemedim bir türlü.

Hiçbir şey Asi kitabının yerini tutmuyor.

Kitabın ilk 100 sayfası çeviri işkencisi. İlk dört kitapta bir üslup vardı bunda ise tepetaklak oldum. Sonra bir bakayım dedim ki çevirmen değişmiş. Hatta okurken bu gerçekten de MC kitabı mı diye şüphe ettim. Muhafız alayı üyelerinin simi geçtikçe sakinledim.

Hikaye güzeldi, diğer kitaplara göre bir parça sönük geçti.

Size tavsiyem ilk 100 sayfada sabredin gerisi geliyor.

Erkek karakterin isminin bildiğimiz erik olduğunu geç fark ettim. Yabancıların isimlerini okumaya o kadar alışmışım ki Türkçeyi mi unutuyorum dedim bir an.