Amok Koşucusu

http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2010/02/stefan-zweig-amok-kosucusu.html

Zweig bambaşka. Çeviri de oldukça güzel. Kitaba ismini veren öykü dışında Bezginlik adlı öykü de etkileyiciydi. Okuyana yeni tadlar kazandıracak bir eser bence. Tavsiyemdir.

her öykü ayrı ayrı bir harika!

Adam, eğlenceli bir baloda kendini o kadar yalnız hisseder ki şu etkileyici cümleyi kurar: "Öylesine bir başımaydım ki , yelek cebimdeki saatin tik taklarını duyuyordum." Sırf bu etkileyici cümleler ve betimlemeler için bile okunabilecek, içerisinde birkaç tane öyküyü barındıran güzel bir kitap.
saygılarımla,

Bu kitapla beraber Zwieg kitaplarını daha iyi takip etmeye karar verdim.Çok nadir beğendiğim anlatımdaki akıcılığı Zweig 'ın diğer kitaplarında da bulmayı umut ediyorum.Kitaplardaki o dil ne akıcı öyle.Büyük usta Zweig.Satrançla beraber bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.

Derin bir kuyuyu andıran ; ölmüş bir ağacın tepesindeki karanlık bulutlar içerisinde haykıran kargaların olumsuz ve etkileyici görüntüsü gibi bir duygu katıyor Amok Koşucusu.

Yazarın ruh halini , çoğumuzun zaman zaman hissettiği ama kelimelere dökemediği halet-i ruhiyetini mükemmele yakın aktaran Zweig'in kendi içsel dünyasının resmedilişi bu kitaptaki öyküler.

"Bir hiç olduğundan bu yana insanlar ona daha dostça davranıyorlardı ; hem sıcak hem de soğuktular. Kadınlar artık ona imrenmiyor iğneleyici sözler söylemiyorlardı ,erkekler de çevresinde pervane olmuyorlardı. Yalandan seviyormuş numarası yapmıyorlar , yalvarmıyorlar , yağcılık yapmıyorlar , düşman da olmuyorlardı. Kıskançlık olmadan , nefret olmadan , yalan olmadan yaşanmaya değmezdi."

Bu alıntıdan doğan sonuç ne harika. İnsanları, bizi , çevremizi ve çevremizdekileri aktaran ; bundan isyan etmeye kalktığımızda ise isyan ettiğimizin aksini isteyen kafası karışık depresif yaratıklar olduğumuzu ve hatta başkaları için farklı anlamlar da çıkarabileceği ve yorumlayabileceği harika bir paragraf.

Muhakkak edinin ve okuyun. Keyifli okumalar dilerim.

Zweig, insanların yoğun duygularla boğuştuğu taraflarını çok iyi incelemiş, ölümüne bakılırsa kendi de bizzat yoğun duygular içinde savrulup durmuş bir yazar bana göre.

Şimdiye kadar okuduğum Zweig karakterlerinin hepsi bazı kötü duyguların kurbanı olmuş, bazı duyguları o kadar aşırı hissetmişler ki artık içinde oldukları deri bile o hislerden oluşmuş ve bu duygular ile hayatlarına yön vermiş karakterler.

Benim ilgimi çeken tarafı da bu psikolojik boyutun kısacık bir öykü içinde anlatılmadaki ustalığı. Okudukça yazarın yazım tarzına, analizlerine ve belki de kendi zihnine daha da alışmış bir şekilde buluyorum kendimi. O an Zweig ne hissettirmek istemişse onu hissediyorum. Gerçekten çarpıcı bir yazar.

Zweig in satrançtan sonra en sevdiğim kitabı oldu. Uzun betimleme ve sıkıcı tekrarlamaları çok yoktu.

Ölmeden Önce okunması gereken 1001 kitap arasında sayılır ismi Amok koşucusunun. Gerçekten okunası ve incelenesi bir kitap. Özellikle esere ismini veren hikaye ise ilginç bir olay örgüsüyle etkiliyor sizi. Mutlaka edinin ve okuyun

Stefan Zweig okurken Dostoyevski'den aldığım tadı alıyorum. Karakterlerin iç dünyasını bu kadar mükemmel anlatabilen çok yazar olmasa gerek.

yazarın ilk okuduğum kitabı 'satranç' tı. çok iyi bir kitap olduğu kesin ancak 'amok koşucusu' nu çok daha etkileyici buldum. 'intihar' gibi ilgin bir konu etkileyici bir dil yeteneğiyle birleşince harika bir kitap çıkmış ortaya. Ancak yine de kitaptaki bazı hikayeler diğerleriyle karşılaştırıldığında insanı biraz hayal kırıklığına uğratabiliyor.

Stefan Zweig harikalar yaratan bir adam.

Oldukça depresif bir kitap. İntiharı düşüneneler için ilk öykü çok açıklayıcı. Kitabı okuyacak kişilerin en az 30 yaşın üzerinde olmasını tavsiye ederim. Gençlerin ruhunu sıkacaktır. Ama farklı bakış açıları ile inanılmaz iyi bir kitap.

Stefan Zweig ismine hürmeten aldığım bu kitap beklentilerimi karşılamadı. Güzel hikayeler var tabi ki. Genel olarak insanların kendilerini nasıl bitirdikleri üzerinde hikayeler. Bütün hikayelerde kendi sonunu kendi hazırlayan, biraz kendini beğenmiş, biraz kibirli insanlar temele oturtulmuş.

Öncelikle yordam kitap da çıkan bu baskı her ne kadar yazım hataları olsa da kapak tasarımıyla harika bir kitap...
Dostoyevski ile birlikte en iyi psikoloji analizleri yapan ve kitap karakterlerini bizim dimağımıza en etkili biçimde sunan adam Stefan Zweig

kitap 3 uzun öyküden oluşuyor

Amok: İnsan psikolojisini güzel bir kurguyla bize aktaran şahane bir uzun hikaye

Usta işi: Bir yazar, Bir adama dışardan bakarak nasıl betimleyebilir ve hareketlerinden nasıl karakter analizi yapabilir adeta örneğini vermiş Stefan Zweig

Görünmeyen Koleksiyon: Kör olan resim koleksiyoncusunun harika hikayesi

Bu kitapla seni daha çok sevdim Stefan :)

Kitaptaki hikayelerin sırası ara vermeden okuduğunuzda çok güzel oluyor.
Amok koşucusu hikayesi çok detaylı başlarken sonunda ne etkileyiciydi diyorsunuz. Zaten Zweig in karakterlerinin heyecanını anlatma biçimi hep tekrar eden kelimeler ve cümleler ile oluyor.Bunun dışında Zweig kitaplar gerçekten akıcı bence.

İntihar temalı öykülerden oluşuyor. Özellikle kitaba adını veren öykü diğerlerinden nispeten önde. Kitabın karanlık ve kasvetli bir havası var. Bu da okurken insanı zorluyor ama karakterin psikolojik durumları çok iyi tasvir edilmiş. Her ne kadar ''İnsan neden intihar eder?" sorusuna bana göre tam olarak bir cevap vermese de iyi ki okudum dediğim bir kitaptı.

Bütün öykülerin sonu intiharla ya da ölümle biterken ve kitap içimi hüzne boğmuşken nasıl bu kadar sevebildim? Harika bir yazar, günümüze ulaştığı gibi, 100 yıl sonra da okunabilecek bir kitap.

Hayata tutunamayan yedi ayrı karakter, yedi ayrı hikaye. Her bir kahramanın öykü sonunda ölümüne şahit oluyorsunuz. Ancak onlar ölümü kendileri tercih ediyorlar ve hiçbir zaman gururlarından ödün vermiyorlar. Yazar insan psikolojisini o kadar derinlemesine işlemiş ki, özellikle kitaba ismini veren ''Amok Koşucusu'' adlı öykü en başarılı öykü. Kitabı okuduktan sonra oturup düşünmemek elde değil. Eğer psikolojik tahlilleri güçlü kitapları okumayı seviyorsanız bu kitabı da kesinlikle okuyun derim...

Güzel bir kısa öykü.Sayfa sayısı burada yanlış girilmiş.60 sayfa

Zweig'ın bir oturumda okumalık kitaplarını seviyorum. Bence edebiyat bu tarafa dönecek yavaş yavaş. Artık insanların okumaya fazla vakti kalmıyor. Kitapkurtları dışında gününü kitap okumaya ayıran kişi özellikle bu ülkede çok az. Öyküye de gelirsek, Zweig amca yine psikoloji tahlili üzerinden anlatmış hikayesini ve çok da ilgi çekici olmuş.

özellikle amok koşucusu hikayesi güzeldi

bu kitabı okuyunca yazarın ölüm şeklini az çok tahmin edebiliyorsunuz.bu zamana kadar okuduğum en depresif öykülerdi.tüm hikayeler güzeldi ancak kitaba adını veren amok koşucusu bezginlik ve ay ışığı sokağı adlı hikayeler ayrı bir güzeldi.

yazarın hayat hikayesini okursanız neden bu kadar bunalım hikayeler yazdığını anlarsınız.

Yolculuk yaptığı gemide bir doktora rastlayan adam, ve doktorun hazin hikayesi... Doktor kendisine gelen ve kürtaj yapma isteğinde bulunan kadının isteğini ( ki kadın evli ve çocuk sevgilisinden ) kadında gördüğü kibir ve tavizsiz duruşundan dolayı reddediyor. Kadini arzuluyor ve ters geliyor. Daha sonra kendini kaybederek bir anda kadının peşine düşünüyor amok koşucusu. Amok bir hastalık. Suursuzca hedefe yönelerek hareket etmek. Kadından kendini affetmesini istiyor. Ona yardim etmek istiyor. Ama is isten geçmiştir . Sonunu söylememek en iyisi .. 60 sayfalık ince bir kitap. Tek solukta okunur. Stefan Zweig bu tarz eserleri iyi yazıyor.

nefis bir öykü, nefis bir anlatım.

Stefan Zweig ne yazsa okunur. Dili o kadar güzel ki. Müthiş psikolojik tahliller, hayatla ve ölümle ilgili etkileyici çıkarımlar...
Stefan Zweig'ın dünyası hep acılarla haksızlıklarla dolu, hikayelerde de görüldüğü gibi. Tabi bunda yaşadığı dönemin etkisinin ve kendisinin de çok ince ruhlu olmasının payı büyük.
Stefan Zweig benim gözümde çok büyük bir yazar, saf yetenek. Edebiyat için varolmuş ve edebiyat da o olunca çok güzel. Gerçekten hissettirebilenlerden,

Öyküleri çok beğenerek okudum.. Intihar ederek yaşamına son veren yazarın 'intihar' düşüncesini nasıl içselleştirdiğini bu kitap çok güzel anlatıyor.

muhteşemmmmm

Zweig ustanın usta işi bir eseri. Fazla söze gerek yok muhteşem.