Ne kadar cok konuşuyorsun Çağlar iyice :)) Bazen fazla kalabalık gibi gelsede Emrah Serbest Okumaktan keyif aldım:)
Emrah Serbes'in okuduğum ilk kitabı oldu Deliduman. Yalnız hiç ummadığım bir şekilde etkiledi beni. Başlarda biraz ağır ilerlese de bir yerden sonra hikaye ilginç bir yöne kaydı ve o kadar içine aldı ki, yazarın samimi tavrının da etkisiyle bir ara karakterlerin gerçek olup olmadığını bile düşündüm ciddi ciddi.
Kitabın sonunda ortalarında yakaladığım ivmeyi yakalayamadım.
Sonu havada kalmış gibiydi.
martı. martı. martı...
seni asla unutmayacağım dostum.
serbes. âh be ağbi. iyi ki var! iyi ki.
"ben ağaçların soyundanım. ve bu bayat havayı solumak kederlendiriyor beni. ölen bir kuş uçuşu unutmamayı öğütledi bana"
emrah serbes'in mizahlı dilini çok sevdim. her sayfayı merak ederek okuduğunuz bir çırpıda okunan fondip edilen bir içecek gibi. tadı damağınızda kalıyor ama bir anda içmektende kendinizi alamıyorsunuz
emrah serbes okurlarının beklentilerini karşılayan bir roman olmuş. dili, üslubu, birlikte yürüttüğü mizahı ve hüznü ile önceki roman ve öykülerine yakın. çok heyecanlı, çok sürprizli bir hikayesi olmasa da anlatı müthiş bir okuma keyfi veriyor, elinizden bırakmak istemiyorsunuz, hızla okurken kitap bitsin istemiyorsunuz. büyük büyük sözler söylemeden okuru hikayenin içine, hikayenin içindeki insanların arasına almayı başarıyor emrah serbes. gülümsetiyor, hüzünlendiriyor, umutlandırıyor, öfkelendiriyor...daha ne olsun?..
Bitmesin diye diye son 50 sayfayı inatla okumadığım,en nihayetinde merakıma yenik düştüğüm romandır kendileri.En son çavdar tarlasında çocukları okurken bu duygulara kapılmıştım.Arkadaşınız anlatıyor da siz dinliyorsunuz sanki.Tanıyorsunuz onu,iliklerinize kadar tanıyorsunuz.Ne yazdın be abi,ne yazdın be dostum.
Finali haricinde güzel bir kitaptı. Anlatım çok akıcı.
Partilere ve örgütlere taktığı isimler komikti, yer yer kahkaha atarak okudum. Nedense sonunu beğenemedim daha farklı bir şey bekliyordum belki de ondan.
"Dur bir kitap yazayım da önüme gelene geçireyim."
kesinlikle okunmaz bir kitap, bir zaman kaybı değil. Abartılacak kadar da değil ama.
Tebrikler Emrah Serbes, "sosyal mesaj vereyim derken nasıl saçmalanır?" dersi vermişsin.
Öncelikle kitaptaki karakterler muhteşem. Her zaman ki gibi Emrah Serbes karakterleri sanki anlattığı yerlerde gerçekten yaşıyorlarmış gibi yazmış. Hikaye akıcı, gezi olaylarına kıyısından dokunuyor ve her açıdan ele alıyor. Tek bir bakıi açısına sıkışıp kalınmamış. Hikaye biraz ağır ilerliyormuş gibi geldi bana biraz daha sürükleyici bir roman bekliyordum belki de ondadır ama yine de keyifle okudum. Emrah Serbes'in mizahı ve karakter analizi bu romanında da üst düzeylerde.
yorum yapmaya bile degmez kendisini bukowski sanıyor yazar baştan sona küfür olan bır romanın edebi degerı nekadar olabilirki
Küçük insanların gözünden adeta Türkiye panaroması çizilen bir kitap. Şu hayatta hala saf ve güzel duyguların kaldığına bizi inandıran en azından umut ettiren bir kitap. Gerçekten Türk yazın tarihinin en başarılı eserlerinden biri olacakken kitabın üslubu bir anda her şeyi berbat ediyor. Evet kitap 17 yaşında bir gencin ağzından yazılıyor ama bu kitabın 17 yaşında birinin edebi toyluğuyla yazılması gerektiğini göstermez. Sürükleyici yer yer güldüren ögeleriyle deliduman gerçekten başarılı bir eser
Serbes dilini seven herkesin şiddetle okuması gereken, arkasına Gezi'yi alıp güzel bir hava yakalayan Deliduman, sıkmadan, sonuna kadar götürüyor.
Beklentilerimi karşılamadı maalesef.
Harika değil, ama farklı bakış açıları göreceksiniz okudukça.
Küçük bir alıntı isterseniz de;
"Kıyamet yakın mı diyorsun? Iyi de bizim kıyamete ihtiyacımız yok ki Allah'ım! Temelinden sarsılıp yıkılmamış neyimiz kaldı ki bugün elimizde, daha başımıza neyi yıkacaksın? En azından bizim için, Türkiye açısından söylüyorum yani, çevreyi biraz daraltırsak, fakir kalmış ruhların ülkesi. Bizim için kopardığın kıyametle Danimarka'da kopardığın kıyamet aynı mı olacak şimdi? İsviçre'yi yıkarken bizi de mi yıkacaksın? Almanya'yı, Fransa'yı döverken bize de mi tekme tokat dalacaksın? Bu mu ilahi adaletin! Tamam, ahlak da onlarda kalsın, teknik de, ama böyle de çok güçlü olmadılar mı? Bize de biraz ruh takviyesi yap o zaman. Dostoyevski'nin ruhunu bağışla bize. Bize Dostoyevski'nin ruhunu gönder, bir de Rusça çevirmen. Ondan evvel kıyameti koparırsan eğer uluslararası konjonktür açısından büyük haksızlık olur."
Son sayfalara yaklaştığınızda, Turgut Uyar'ın, Geyikli Gece'sine tatlı bir gönderme göreceksiniz, işte orada tebessüm edin. Tebessüm edin ve şiiri sevin, Emrah Serbes'i sevin...
#deliduman / Emrah Serbes #kitap i için blogumdaki yorumum http://tayfunsurucu.wordpress.com/201...
Beklediğim kadar güzel bir roman değildi açıkçası alelacele yazılmış gibi geldi bana. Fakat altını çizeceğimiz kelimeler var o yüzden yinede okunmaya değer görüyorum.
Yazari bu kitapla tanidim.. Cok ovgu alinca okunacaklar listeme eklemistim.. Siyasi gondermeleri anlatim dili cok hosuma gitti. Parti isimlerine degisik adlandirmalari ve mizahi anlatimi kahkaha attirdi yer yer..Ailenin ve cocuklugun onemini de cok guzel hissetirmis. Yazarin diger kitaplarini da inceleyecegim.
Saçma sapan bir kitap. Ne mantık var ne edebiyat. Gezi olayları hakkında kitap yazayım da satışı çok olsun, istemiş belli ki yazar. Yoksa bunu kitap diye önümüze koyması pek akıl karı değil. Emrah Serbes'in okuduğum tek kitabı. Birinden ödünç aldığıma sevindim. Zira para vermeye değmez. Umarım diğer kitapları da böyle değildir ki ben hiç merak etmiyorum. Elime düşerse okuyabilirim. O kadar.
17 yaşındaki bir çocuğun gözünden Gezi Direnişi'ni ve etkilediği insanları anlatan, oldukça sürükleyici bir kitap.