Kitabı bitirmem uzun zaman aldı başka bir kitap olsaydı şimdiye dek yarım bırakmıştım dediğim zamanlar da oldu. Şimdi en sevdiklerim arasında.
O dönemlerde roman tarzında yeni eserler vermeye başladığımızdan biraz acemice yazılmış bir roman. Fazla diyalog yoktu belki bu açıdan sıkıldım. Karakterler birbirleriyle olamayacağını anlıyor. Bence o sahneden sonra ya Necip yurt dışına çıkacaktı ya da biri üzüntüden ağır bir hastalık geçirecekti. Ve mükemmel bir son olacaktı. Kitabı bitirdiğimde "Ne yani ben bu kadar ağır bir kitabı bu saçma sonu görmek için mi okudum?" diye çok hayıflandım. Yazar kitabın sonunda içine etmiş. Bu sondan ötürü 1 verdim. Bu son olmasaydı 7-8 arası olurdu.
Gizli bir aşk psikolojik tahlillerle dolu bir anlatım. Başlayınca sonunu merak ediyorsunuz. Akıcı bir roman.
bu ikinci okuyuşum, ilk okumam 2 yıl önceydi ve bayılmamakla birlikte hoşuma giden bir kitap olmuşti, yer yer sıkıldığımı da hatırlıyorum. ancak şimdi okuyunca farkettim ki aslında çok akıcı bir kitapmış, o geçen iki senede bir şeyler öğrendiğimi ve bu yüzden kitabın bana daha çok hitap ettiğini düşünüyorum. güzel bir okuma oldu.
Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Eylül'ü liseden beri okumak istiyordum.Okuduğum için pişman değilim.Ancak çok beğendiğimi de söyleyemeyeceğim.Şöyle anlatayım: kitap kısaca yasak bir aşkı; Süreyya ile evli olan Suat ve Süreyya'nın kuzeni Necip Bey'in gün geçtikçe birbirlerine aşık olmasını anlatıyor.Hikaye çok güzeldi.Tasvirler de güzeldi ama biraz fazlaydı.psikolojik tasvirler doğal olarak vardı ama biraz aşırı geldi bana.Bu eleştirileri yapmak haddime değil belki ama bir yerden sonra sıkılmaya ve hikayeden kopmaya başlamıştım.Belki de psikolojik bir roman olduğundan bunlar normal.Bilmiyorum yanlış yorum yapmak istemem.
Son olarak kitabın sonu hakkında kafamda soru işretleri kaldı.Aceleyle yazılmış bir sonmuş gibi geldi.Sondan pek tatmin olamadım.
Her ne kadar sondan memnun kalmasam ve tasvirleri fazla bulsam da bir aşk nasıl anlatılır,o duygu okuyucuya nasıl geçirilir bunları öğretmek için yazar olmak isteyen herkese bu kitap ders niteliğinde okutulmalı.Ki zaten okutuluyordur da.
Ne olursa olsun dünya klasiklerinin yanında Eylül gibi türk klasiklerini de okuyun derim.
Hikayenin anlatımı sıkıcıydı ama karakterlerin psikolojik durumları ve içlerinde yaşadıkları ikilem güzel yansıtılmış. Okurken kimi yerlerde sıkılsam da ilk yazılan psikolojik roman olması hasebiyle okunabilir.
Kitabı bir heyecanla elime aldım. Lise yıllarında ismini duyup, merak ettiğim bir kitaptı. Yalnız biraz okuduktan sonra o kadar sıkıcı ve ağır geldi ki anlatamam. Bir kere kitapta çok fazla tasvir var. Artık içim bulandı. Gereksiz konuların üzerinde fazla durulmu. İlk 150 sayfa ''Bu nedir ya, işkence gibi'' dedirtecek cinsten. Ondan sonra da aşk başlıyor. Burdan sonrası biraz daha akıcı.
Yalnız kitabın sonu tamamen hayal kırıklığı. '' sıkıldım artık bitsin şu kitap'' dermiş gibi yazmış yazar kitabın sonunu. Sonu daha uzun anlatılmalıydı. Madam Bowary'nin ölüm anı çok iyi kurgulanmıştı mesela. Bunda aynı tadi asla bulamazsınız. Yine de fena değil diyebilirim.
1901 yılında yazıldığına inanılmıyor resmen. Düşüncelerini analizlerini rahatbyakalıyorsun. Ama aşk romanı olarak okursan benim Tarzım olmadığı için hoş gelmeyecek. Birden bitişi. Her şekilde içini acıtıyor Kayıtsız kalmayıp içine daldırıyor.
Çok eski kelimeler barındırdığından biraz zor okuyorum ama konuyu anlamış sayılırım :D
Servet-i Fünun romanlarını, üslubunu ve psikolojik tahlilleri seven sıkılmayanların zevkle okuyacağı bir aşk romanı.
çok akıcı olmayan hatta sıkıcı bir kitaptı, ama hissediyordum kitabı yarım bırakmadım müthiş bir final.(erkek olmasam ağlardım )
Lise çağlarında öğretmen tavsiyesine okuduğum, o yaşlardaki gençlere önerebileceğim bir kitaptır. Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak adlandırılması nedeniyle bilgi yarışmalarında karşımıza çıkma ihtimali yüksektir.
Yıllaaar öncesinin İstanbulunda keyifle dolaşırken ; Suat ve Necip, halet-i ruhiyelerini ve aşklarını bu denli iyi analiz ve yorumla yaratan bir yazarla karşılaştıkları için şanslılar diye düşündüm.. :)