George Orwell`in daha önceden bildiğim Hayvan Çiftliği (Animal Farm) hikayesini tekrar okudum 1984 (http://gokii.net/2010/09/02/1984-george-orwell/) adlı romanı kadar başarılı bulmasam da, başyapıtlar arasına koyabilecegim türde bir kitap. http://gokii.net/2011/03/hayvan-ciftligi-george-orwell/
Bir çiftlikte hayvanlar çalışma koşullarından memnun değillerdir.İsyan sesleri yavaş yavaş duyulmaya başlar. Çiftlik sahibi Jones bir gün çok içip bizim isyankar arkadaşları beslemeyi unutunca patlak verir. Domuzların liderliğinde yapılan bu hareket başarılı olur ve çiftlik artık "Beylik Çiftliği" yerine "Hayvan çiftliği" olur. Savaşlar yapılır. Hayvanlar eskiden çalıştıklarından daha çok çalışıyor, belki daha az yiyorlar ama özgürler. Kendileri için çalışıyorlar. Yedi emirleri var.Kuzular her yerde "Dört ayak iyi, iki ayak fena" diye meeliyorlar. Birinci ve İkinci değirmen yapma çabaları o ya da bu şekilde boşa gitsede geçen yılların ardından en sonunda değirmenlerini ve nicelerini yapıyorlar.(Bu arada lider domuzun adı Napoleon.)Kitabın sonunda ise artık 7 emirin yerinde yeller estiğini ve domuzların iki ayak üstünde yürüyüp insan eşyalarını kullandığını görüyoruz. En sonunda ise çiftlik ilk adını alıyor "Beylik Çiftliği".
1. İki ayakla yürüyen herkes düşmandır.
2. Dört ayakla yürüyen ve kanatları olan herkes dosttur.
3. Hiçbir hayvan esvap giymeyecektir.
4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacaktır.
5. Hiçbir hayvan alkol içmeyecektir.
6. Hiçbir hayvan diğer bir hayvanı öldürmeyecektir.
7. Bütün hayvanlar müsavidir.(eşit)
hangi siyasal yapı olursa olsun, baş olarak seçtiklerimiz ya da kendilerini seçenler yozlaşmış insanlar ( hikayede hayvanlar) olduğu sürece burnumuz b.ktan kurtulmazı gayet iyi bir şekilde açıklamış yazar okumaya değer...
sosyalizmin hayvanlar tarafından kurulan bir sistem dahilinde eleştirisi. hikayedeki karakterlerin gerçek hayattaki karşılıklarını bulmak mümkün. çok ama çok hoş bir yergi. dili gayet sade ve anlaşılır hikaye tarzında bir nefeste okunabilir nitelikte.
kitabın size vereceği dürbünle ülkeler tarihine bir baksanız aslında bu çifliğin hikayesinin bir çok ülkede yaşandığına şahit olacaksınız.farklı bir o kadar da heryerde yaşanan aynı hikaye hayvanların bakış açılarıyla...
Bazı kitaplar hakkında bir şeyler söylemek gereksizdir. Hayvan Çiftliği de onlardan biri.
http://pumpkinturta.blogspot.com/2013/05/hayvan-ciftligi-animal-farm.html
farkına varılmaksızın farklılaşmak olmuş olanı tekrardan ibaret olacaktır.farklılık kalmayınca her şey aynı olacaktır.
Sözde eşitlik sağlamanın iktidar hevesiyle harmanlaması.Güncel olaylara hala ışık tutabilen bir başyapıt.
Kesinlikle okunması gereken bir eser.
Kuralların nasıl çıkarlara göre bir kelime ile taraf edilişi yansıtılıyor.
"bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir! " sizce?
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların bir gün bir domuz tarafından kışkırtılmasıyla beraber yaşamları pahasına ortaya koydukları özgürlük mücedelesi ve bu hakka sahip olduktan sonra da aralarında ne gibi entriakların döndüğü anlatılmaktadır.
Aklını kullanmayan hiçbir varlık için özgürlüğün değeri yoktur.
Sadece bir döneme değil, tüm dönemlere hitap ediyor Orwell..
Bu kitap bana çok şey kazandırdı. Hala okumadıysanız hadi çabuk çabuk...
Gerge Orwell'in yine geleceğe dair çok başarılı saptamalar yaptığı bir romanı. Komünizm'in geleceğine dair bir değerlendirmesi olan Hayvan Çiftliğini 1945'de yazmış olmasına rağmen, İhtilalci nesilden sonraki nesillerin ideallerden uzaklaşarak menfaatleri doğrultusuna nasıl saptıkları anlatılır. 1991'deki Sovyetler Birliği'nin çöküşünün nasıl ve nedenlerini en güzel anlatan romandır bana kalırsa.
Kitabın başında hayvanların insanlara bir başkaldırış gösterdiğini okuyoruz.Domuzların önderliğinde olan başkaldırış amacına ulaşmış ve insanları çiftlikten çıkarmıştır.Hayvanların ilk işi önceden Beylik Çiftliği olan çiftliğin adını Hayvan Çiftliği olarak değiştirmektir. Daha sonraysa çiftliğin duvarına yazacakları 7 emiri kararlaştırmak.
Hayvanlar artık kendi başlarının çaresine bakıyorlar, yiyeceklerini kendileri karşılıyorlar. Ve her Pazar toplantılar yaparak İngiltere'nin Hayvanları Şarkısı'nı söylüyorlar.
Fakat zamanla 7 emir değişiyor, domuzlar kendilerini üstün olarak görmeye başlıyor.
Kitabın sonundaysa Yel Değirmeni 2 kez başarısız denemeden sonra yapılıyor, Hayvan Çiftliği tekrardan ad değiştiriyor. Domuzlar yönetimi alıyor.
Çok güzel bir kitap. Stalin döneminde Sovyetler Birliği'nin geçirdiği bürokratik dönüşümü hayvanların dünyasıyla anlatmış bir taşlama. Zekice düşünülmüş bir kurgu...
yazar gerçeklerin üstünü ustaca örterek okuruna çok şey anlatmış
okunduğunda olaylara bakış açınızı değiştirecek harika ve bir o kadar da sürükleyici bir klasik.
Ülkemizin durumuna bu raddede yakın benzetmeler bulmak, beni cidden yaraladı:
'Hayvan Çiftliği'nde tayınları düşük tuttukları, iş saatlerinin her yerdekinden daha fazla olmasını sağladıkları ve hayvanları aşırı bolluğa boğarak şımartmadıkları için domuzları bir kez daha kutlamaktan kendini alamadı.'
İktidarın insanı veya hayvanı :) nasıl değiştirdiğini çok güzel anlatılmış. Stalini domuz Napoleon olarak anlattığı söylenir ama bence bütün iktidarlar için genel geçer bozulmaları anlatıyor. Domuzun nasıl 7 emri kendilerine göre yorumladığı,ediği zaman bunları değiştirdiği, kendine şarkı yazdırdığı, yalaka takımı vb ilginçti
Sistem sorunlarını iyi işlerken arka planda tam bir emperyalist propagandası yapıyor,ne yaparsanız yapın insan ve domuz doğanlar sizi ezecek çıkarımına getiriyor.orwell tam bir squarrel,kendini oterite olarak kabul ettir,böl ve yönet.
Hikayede pinkerton baş domuzla jones u göndermek için gizli anlaşma yapıp ona liderlik teklif etseydi daha açık olurdu.Rusya karşıtı değil bu dünya karallığı reklamı.(bence)
G. Orwell en sevdiğim ve yazarlardan biridir ve bu eseri de sevilecek bir başyapıttır. Asla zaman kaybı denilemez ve bir o kadar da mizahi bir dil ve karakterler kullanılmıştır ama gel gör ki denilmek istenen de bir o kadar iç karartıcıdır !
Mutlaka okunması gereken bir roman. Masal tadında etkileyici, sürükleyici bir anlatım. Hiç eskimeyecek bir konunun hayvanlar üzerinden çarpıcı bir anlatımı. Anlıyoruz ki hak, eşitlik diye yola çıkılıyor, başta herkes temiz düşünüyor ama iktidar insanı yolundan çıkarıyor.
Squelar, çiftliğin akil insanı !
George Orwell gibi tecrübeli ve her kitabı büyük merakla okunan bir yazarın popüler ve klasikler arasında gösterilen bu kitabını okumak icin belki de geç kalmış olabilirim. Kitabın kapağında bir Peri masalı olduğundan söz ediliyor fakat bu masal çocuklar icin degil yetişkinler için bu kitaptan günümüz sorunlarını düşük kesimlerin yüksek kesimler tarafından nasıl ezildiğini nasıl bastırıldığını çok güzel bir şekilde işlenmiş. Yıllar geçse de bu sorun sürmeye devam ettikçe gelecek her nesilin okuması ve bu kitaptan küçük küçük dersler çıkarması gerektiğini düşünmekteyim. Belki de olaylara farklı açılardan bakmayı öğrettiği icin okullarda zorunlu hale getirilmesi gerekiyor olabilir. 7'den 70'e her yaş grubunun kesinlikle okuması gerektiği düşüncesindeyim çok başarılı bir kitap!
Uzun zamandır okumayı düşündüğüm ancak bir türlü fırsat bulamadığım bir kitaptı. Sonunda bende okuma şansını yakaladım. Bir solukta bitti. Gerçekten insanın ufkunu açıyor. Üzerine uzun uzun düşünülmesi gereken bir kitap.
Kesinlikle tavsiye ederim.
"Bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir."
Birileri Stalin benzetmesş yspm7ş. Bana şse çok yerpi felfi jşkaye. Jşç durmadan tektar eden. Her tekrar bit öncekinden daha sert ve köşeli. Unuturuluyoruz. Okumadıkça, aesştıröadıkcs bşxe helketileni foğru zanbederek krnfiöizdrn vaz geçr gaz geçe sadakalar ile yaşadığımızı sanıyoruz
Snowbell ve napolyon u Türkiyedeki malum iki insana benzetenlere selam :)
Çiftlik iki doyumsuz DOMUZa az geliyor ve snowbell hain ilan ediliyor :)) snowbellci terör örgütü tüm çiftliğe sızmış merak etmeyin ama örgütün domuz uzantısı yok :)