İlk Livaneli kitabım. Bazı insanlar sevmemiş bu kitabı ama ben çok sevdim ve livaneli anlatımına aşık oldum diyebilirim. Bütün livaneli kitaplarını okumak hedefim artık.
Her Livaneli kitabının yeni bir başlangıç olduğunu ispat eden,mükemmelden de öte bir başyapıt...
Kim ne derse desin, etkileyici, sasirtici, edebi acidan oldukca doyurucu bir kitapti.
Bir cinayet romani gibi basliyor ama cinayet romani degil. Cinayet, hikayenin arka fonunda sos. Ama kitap boyunca insanin kafasini kurcaliyor. Katil gizemli degil, kolayca anlasiliyor kitabin ortalarinda bir yerlerde. Hatta dikkatli bir okuyucu icin, baslarinda bile tahmin edilebilir.
Bas karakter cok basariliydi. Rusya tasvirleri cok basariliydi. Hikayenin örgüsü yerli yerinde ve kurgusu cok zekiceydi. Hikayede bircok didaktik kavramlar vardi, okurken ögrenmeyi seviyorum. "Hipofiz bezi, Nicola Tesla, Blunted Affeckt" ögrendiklerimden...
Kitabin sonu sasirticiydi. Elestirileri okudum, olmamis diyenler, aceleye gelmis diyenler vardi. Bence olmus. Ben bir kusur bulamadim.
Sayın Livaneli'den beklenmeyen bir tür değil elbette ama, çok şaşırtıcı olmuş. Okunmasını tavsiye ederim.
http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/11/99-kardesimin-hikayesi-zulfu-livaneli.html
abartılacak derece güzel bir kitap değildi çok yavaş ilerliyor sadece sonu farklı olmuş dikkatli okuyanlar tahmin edebilir her şeyi. 300 sayfalık bir kitap olsun diye zorlanmış sanki
Zülfü livaneliyi bu kitapla keşfettim diyebilirim ve eksikliğimi hissettim kendimde inanılmaz bir psikolojik drama olmuş çok sürükleyici ve karakterler inanılmaz oturmuş yerlerine kitap bittikten sonra bile hikayeyi hayal etmekten alamıyorsunuz kendinizi sözün özü güzel bir edebi eser
Bu okuduğum, Zülfü Livaneli'nin ikinci kitabı. Büyük övgüler üzerine aldım ve büyük bir beklentiyle başladım. Nitekim beni yanıltmadı. Dili basit ve bu yüzden oldukça hızlı ilerliyor. Konusu çok enteresan. Kitabın sonunda sizi şok edici bir sürpriz bekliyor. Bu kitabı bitirdikten sonra Zülfü Livaneli okumaya devan etmeye karar verdim. Serenad'ı da aldım. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yazarın hayal gücü, anlatımı, yaşananlar mükemmeldi. Sevmediğim tek yönü ise keşke kardeşi Mehmet'ten yani yaşanan o aşkı daha da ayrıntılı anlatsaydı.Okurken en çok merak ettiğim yer kardeşiydi çünkü.Açıkçası okuduğum kitaplardan daha farklıydı, ama beğendim.
Severek okudum. Elime almamla bitmesi bir oldu diyebilirim. Her ne kadar bazı şeyleri tahmin etmiş olsam da yine de beni çok şaşırtan birçok detay oldu.
Tavsiye ederim.
http://hasibecengiz.blogspot.com.tr/2014/01/kitap-elestirisi-kardesimin-hikayesi.html
Kitap, Zülfi Livaneli'nin dediği üzere, Güneş isimli birinin (kim olduğunu bilmiyorum), "İnsanların hiç duyguları olmasa hayat ne güzel olurdu" demesinden yola çıkarak şekillenmiş. Gerçekten de insanların duygusu olmasa hayatımız nasıl olurdu? Güzel mi, çekilmez mi? Hiç kimseye hiç bir durumda öfkelenmesek, hiç üzülmesek, hiç egomuz olmasa, tamamen hissiz olsak dünya çekilir miydi? Bence hiç de öyle olmazdı ama! Siz de Zülfi Livaneli'nin anlatımından bakın! Gerçekten çok etkileyici bir kitaptı. Kitap bittikten sonra sindirmem biraz vakit aldı. Önce birkaç dakika kitabı elimden bırakamadan düşüncelere daldım, sonra birkaç gün etkisinden kurtulamadığımdan başka bir kitabı okumaya da başlayamadım. Livaneli'nin okuduğum ilk kitabıydı. Şimdi diğer tüm kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
Buda benim için bir ilk. Daha önce ZÜlfü Livaneliden bir kitap okumamıştım. Kitabı çok beğendim. Polisiye pek okumuyorum aslında ama severim. Bundan sonra daha fazla polisiye, cinayet ve intikam kitapları okumaya karar verdim. Cinayeti isleyeni son ana kadar bulamadım. Bu yüzden kitabın sonunda katilin kim olduğunu öğrendiğimde şok oldum.
Akıcı ve sürükleyici bir eser. Fakat sürükleyiciliğinin sebebi derinlikten ziyade merak duygusu bence. Senaryo olarak daha iyi olurmuş sanki. Özellikle Minsk tasvirleri çok başarılı.
sonunu okuyana kadar uff pufflarla geçti kitap. ama sonunu görünce kitabı okuduğuma değdi dedim. Çok şaşıracaksınız..