Tek kelime ile muhteşem... İnanılmaz sürükleyici, ve sonunda yaşanan şoklar ardı sıra..Asla beklenmeyen bir son ve bir süre kendinize gelemiyor inanamıyorsunuz. Mutlaka okunmalı, aşkı,sezgiyi,öfkeyi,ihaneti ve daha nice duygu karmaşasını bir arada yaşıyor ve adeta içinde kaybolup gidiyorsunuz...
Bir başka Livaneli kitabı daha.Gizemli bir aşk hikayesi gibi gösterilse de aslında kimlik karmaşasına düşmüş Mehmet'in kendini arama mücadelesi bu.Sonu olmamış her ne kadar şaşırtsa da.Kitabın tamamında biraz bu olmamışlık havası egemen.Katilin Muharrem olduğunu Mehmet nasıl çözūyor?O kolyeden yola çıkarak çözdü diyelim,Kerberos'un kulübesine de gizleyebilir ona da tamam.Ama açıkcası ben Mehmet'in olacağını düşündüm sanırım yazar da bunu istemiş.Öyle aman aman bir şey beklemiyor ve birkaç gün içinde okunabilecek bir kitap arıyorsanız okumanızı tavsiye edebilirim.Yalnız Zülfü Livaneli öğreten bir yazar.Hemen her kitabında ilgi çekici bilgiler veriyor bu da onlardan biri.
merak uyandıran bir konusu var, umulmadık bir sonla bitiyor.. farklı bir hikaye okudum..
Akıcı bir şekilde yazılmış süper bir hikaye. Sonlara doğru yaklaştıkça uykuları kaçıracak şekilde kendine bağlıyor. Çok az rastlanır şekilde süper bir finalle bitiyor. Süper bir kurgu.
Sürükleyici bir roman olmuş. Sonunu tahmin etmiş olsam da okurken zevk aldım denilebilir.
Koca bir 'vay be' çıktı kitabın sonunda ağzımdan.
Son 100 sayfayı soluksuz okudum, harikaydı...
Kitap oldukça sade bir dille yazılmış.Bu cümlede ne demek istemiş ne anlatılmaya çalışılmış diye düşündürmüyor.
Kardeşin hikayesi parçalar halinde yazılmış.İşte bu bölümlerde zaman problemi var.Mesela sabah hikaye anlatılmaya başlanıyor 2 3 sayfa hikayeyi okuyorsunuz sonra bir anda öğle oluyor araya yemek yeme ,köpek gezdirme gibi olaylar giriyor.Ancak 2 3 sayfada o kadar zamanın geçmesi mümkün değil ya da geçebileceğine karşı mantıklı bir açıklama yok.Bu durum sürekli tekrarlanıyor.Sadece kitabı uzatmak için yazılmış gibi.
Hikayedeki hapishaneye giriş nedeni gülünç.İnsanda nedenini yazarda bulamamışta öylesine yazıvermiş gibi bir his uyandırıyor.
Başta anlamlandıramadığınız olaylarla sıkılacağınızı düşünüyorsunuz. Ama ilerledikçe yazarın ne anlatmak istediğini hissediyor ve satırlarda kayboluyorsunuz..Kesinlikle okunmalı
sonu çok şaşırtıcı
16 günde okumuşum ama işlerimden dolayı uzun sürdü yoksa sıkılmadan okudum, kesinlikle tavsiye ederim
Yabancı yazarların akıcılığını severdim ama bir Türk yazarın bukadar akıcı yazmasına aşık oldum diyebilirim.
Zülfü Livaneli'nin kitaplarındaki o içten içe gizlenmiş ama vakti geldiğinde bir yanardağ patlaması gibi ortaya saçılan dramatik aşk hikayeleri benim hep ilgimi çekmiştir. Bunun dışında kitap akıcı ve dili sadedir tavsiye ederim
İlk defa Zülfü Livaneli okuyanlar için güzel bir kitap. Ancak bütün kitaplarını okuyanlar için beklentinin biraz altında kalıyor bana göre.. benim için sıralama Engereğin Gözündeki Kamaşma, Leyla'nın Evi, Serenad, Son Ada, Kardeşimin Hikayesi şeklinde gidiyor.(Sevdalım Hayat ı ayrı tutuyorum roman olmadığı için).
Ancak Livaneli'nin duru dili, anlatma biçimi, kelimeleri, kurgusu, engin bilgisi tartışmasız çok güzel..
Zülfü Livaneli kitabı olması sebebiyle beklentim yüksekti. Zaten fazlasıyla da beklentilerimi karşılayan bir kitap oldu. Bir adamın ölen kardeşini yıllar boyu kendince yaşatması benim için çok etkileyici bir konuydu.
Okudukça sonunu merak ettiren, enteresan serüvenlerle dolu, sürükleyici bir roman...
İlginç bir konusu vardı, Serenad'daki anlatımdan sonra bu konuyu da çok daha güzel işleyebilirdi diye düşündüm. Bunun dışında beğendim.
güzel başlamış ama sonu olmamış bir zülfü livaneli romanı.hatta genel olarak yarım kalan çok yer var.ne ön plandaki cinayetin ne de arka plandaki aşk öyküsünün içine giremiyorsunuz.romanı birinci ağızdan anlatan ahmet'in de amacının ne olduğu ya da amaçsızlığı havada kalıyor.edebi gibi gelmişti ama edebi bir roman olduğu da söylenemez.maalesef ki gazetelerde bahsi geçen plajda okumalık kitap olmaktan öteye geçemez benim için.yine de zülfü livaneli'yi severim,naifliğinden alçakgönüllülüğünden ötürü.emek vermiş yazmış,biz de hakkını verdik okuduk.okunmasın demem,okunsun derim.
yazarla 'son ada' adlı eseriyle tanıştım. çok sevdim o kitabı.. derken 'seranad' adlı mis gibi tarih kokan aşk kokan kitap geldi kitabın etkisinden çıkamadım. son kitap 'kardeşimin hikayesi' için aynı düşüncelere sahip değilim...
bu kitap önceki iki kitabının aksine değişik olmuş.. ismini duyunca
işlenen cinayet, başkasının kimliğini kullanma, tuhaf tuhaf olaylar.. yani açıkçası livaneli mi okudum ahmet ümit mi okudum şaşırdım!
galiba yazarın son kitabından beklentiyi yüksek tutmuşum..