Herkesin hayatında önemli kitaplar vardır. Hayatımın dönüm noktalarından birini oluşturan kitap...
Okuduğum en güzel kitaplardan biri .Pusat'ın başından geçen olaylar ve Atsız'ın dili muhteşem
Kitabı okumayanın bir tarafı eksiktir bence popüler olmadan okumalısınız bu çok ciddi bir öneridir.
bir kitap yazmış ama ne kitap Aşkı öyle bir irdelemiş öyle bir çerçeveye almış ki insan okudukça tamam bu doğru ama bir de bu şu var diyor
irdeliyor aşkı tarih sahnesinden bir bölüm alıyor önüne düşün diyor aşk nedir kim kimi sevebilir ya da var mıdır ? aşk diye bir duygu belki bir hastalık çeşididir
bu aşk denen illet
Kralcı bir askerin askerlikten atılma sürecinden sonra başına gelen olayların sıralandığı hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği tarihten alıntılar yaparak aşkı betimleyen
yorumlayan bir atsız romanı
siyasi kimdiğini siyasi görüşünü hayata bakış açısını hesaba katmadan önyargısız okunması gereken bir roman ciddi betimlemeler akıcı cümleler duru Türkçe
okudun ne anladın ne kattı derseniz ; ait olduğun yer ile mutlu olduğun yer faklı ise insan ait olduğu yerde mutlu olmayı denemeli
ruh adam; girift bir sembolizmin içinde adamı ruh eden, adama ruh katan bir şaheser...
Atsız'ın Selim Pusat karakterindeki derin izler bırakan yegane romanlarından biridir .
Etkisinden günlerce çıkamayıp bir daha kitap okuyamayacağımı düşündüm... Üzerine başka bir roman yazılamazdı... Umarım popüler olmaz bırakalım da bizlere kalsın.
Atsız'ın baş eğmez, dik duruşunu ana karakteri Selim Pusat'a da yansıtması bir yana, dilini yine harika bir ustalıkla konuşturması bir yana, en sevdiğim yazarın en sevdiğim kitaplarından biri Ruh Adam. Okuduktan sonra uzunca bir süre etkisinden çıkamadım, hatta okuyalı üç, dört ay oldu ve hala dakikalarca kitap hakkında düşüncelere dalabiliyorum. Özellike o mahşer sahnesi, nefesimi tuttuğum ve kitabı yavaşça bir yere bırakıp birkaç dakika okumayı kestiğim bölümdür. Kısacası, mutlaka okunması gereken ve etkisinden uzunca bir süre çıkılamayan bir kitap.
Derin bir iç sıkıntısı, hesaplaşma, değişen dengeler
Anlam yüklü dörtlükler
Akıcı, hoş
Atsız'a olan önyargımı kıran kitap. Biraz ürkütücü,çokça hüzünlü biraz da okuyucunun hayal gücüne bırakılmış bir son.
Etkiledi beni bu kitap öneririm.
Çok enteresan bir kitaptı. Selim Pusat'ın yaşadıkları, kafasından geçenler o kadar güzel anlatılmış ki sanki Pusat'ın yanı başındaydım. Türk edebiyatının mihenk taşlarından biridir bu kitap. Oku...
Arka kapakta da yazdığı gibi Ruh Adam Türk Edebiyatının pek alışılmamış türde bir romanıdır. Ayrıca benim kanaatim Ruh Adam Türk Edebiyatının çok ciddi bir eseridir.Kesinlikle herkes bu kitabı özellikle son bölümde kitabı iyi ki okumuşum diyorsunuz.Eh son bölümde ne yazdığını okumakta size düşer :)
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim kitaba bir Uygur masalı ile başlamak son derece zekice. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi daha iyi anlarlar.
''Bazen bir sevgili için her şey bırakılır yüzbaşım. İnsan bir öfke anında arkadaşını, bir buhran dakikasında kendisini öldürebildiği gibi, aşk denen hastalığın şiddetlendiği bir sırada da, istikbalini, halini, mazisini, her şeyini feda edebilir.''
Her zaman yeni bir romana başlamadan önce ''kendi aklım yokmuş gibi'' kitap hakkında yapılan değerlendirmeleri tararım. Bu esere başlamadan öncede yaptığım araştırmalarda maalesef insanların okumadan, siyasi kinlerini kitabın üstüne kustuğunu gördüm. Hatta bir tanesi mutlak seveceksin şiirini edebi değerden yoksun bulmuş hemde ruh adamı okumadan... Bazı kişilerde selim pusat'ın kendinden 25 yaş küçük birine aşık olmasını edepsizlikle suçlamış. Ama bu kişiler Orhan pamuğun ''kırmızı saçlı kadın''ında geçen çocuk istismarını çok büyük bir aşk, serenadta ki kurguyu muazzam bir aşk olarak değerlendirmeleri de ayrı bir ironi tabi. Tanrı insanı demokrat olduğunu sanan yarı cahillerden korusun. Kitabı bitirip uyumamdan mütevellit bipolarım bozuldu. Kitapla bağıntılı rüyalar gördüm. Metin aralarındaki şiirlerin güzelliği, romanın bütünlüğünde gizli. Hele o mahkeme sahnesi var ya!. Gelsin kürşad, gitsin mete , , bilgekağan,oruç reis..... Böyle bir sahneyi yazmak ağır bilgi birikimi ve kültür ister.Bu sahne de bazı kesim diz vurmak eylemini,Allah'a hakaret hakaret olarak algılamışlar. Tarih biliminin en önemli kaidesi olan ''olayı dönemiyle yargıla'' sözünden bihaberler. Zaten kendisinin Türk tarihinin Orta asya koluna yaptığı katkılar, tartışma götürmez gerçeklerdir. Romanda güntülüye karşı, antipatik duygular hissettim. Onun dışında ruhumun derinliklerine, kanımdaki her hücreye kitap eden bir roman oldu. Böyle bir kitap, kalpten kaleme aktarılır.
Ruh göçü yaşayan bir adam... Her devirde asker... Askerlikten başka hiçbir şeye kıymet vermeyen Selim karakterinde karşımıza çıkıyor. Halbuki öyle değilmiş öncesi. Askerliğin önüne geçirdiği bir duygu yüzünden binlerce yıldır oradan oraya göçmüş ve göçecek.
Çok değişik bir hikaye. Aklımı aldı diyebilirim.
"Tiyatro bitti. Beklemeye lüzum görmüyorum..."
"Çünkü yanlış ve yalan davalar daha parlak gözükür. Fuhşun felsefesini yapmak namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi..."
"Ağlamak da hayata dönmenin işaretiydi."
"Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar."
Soyutluğu ve gerçekliği öyle güzel harmanlamış, öyle akıcı bir dille ve öyle sürükleyici bir dille yazmış ki; okurken hem ürperiyor hem elinizden bırakamıyor hem de bitmesin diye uğraşıyorsunuz. Öyle güzel bir kitaptı ki; hiç bitmeseydi keşke. Ve sanırım tekrar okuyacağım bir kitap. Her okuyuşumda sanki daha önce fark etmediğim bir şeyi idrak edecek gibi hissediyorum; nedendir bilinmez.
Nihal Atsız ismini mıh gibi hafızalara saplayacak bir başyapıt.
Daha romanın başındaki Uygur Masalı ile büyülenecek, arkasından Divan Edebiyatının Üstatları dile gelecek;
''Gönlüm dolu ah-u zar kaldı''
mısrasıyla, kederi yudum yudum içinize çekecek,
''Can verme gam-ı aşka ki afet-i candır
Aşk afet-i can olduğu meşhur-ı cihandır''
mısralarıyla, bir cigara daha yakıp uzaklara taa uzaklara dalacaksınız...
Selim Pusat'ın kendinden emin, kararlı, cüretkar bazende alaycı ve ezici cevapları, kimi zaman düşündürecek kimi zaman şaşırtacak kimi zaman saygı uyandıracak kimi zamanda sizi kahkahalara boğacak. Selim Pusat' susmasını hiç istemeyeceksiniz.
Melankolik hayatı ise bambaşka bir dünya...
Hele birde kendinizi Ayşe Pusat'ın yerine koyarsanız ızdırap neymiş, o an anlayacaksınız...
Yüzbaşı Şeref ise tüylerinizi diken diken edecek...
Kısacası; heyecan ile okuyacağınız, meraktan elinizden bırakmayacağınız, nasıl okuyup bitirdiğinizi anlamayacağınız, bitince de niye bitti ki diye afallayıp kalacağınız ve okuyanlarda derin etkiler bırakacak bir roman...
''Mutlak seveceksin bu romanı, bundan kaçamazsın''
Herkesin Nihal Atsız'a olan ön yargılarını bir kenara itip, mutlaka okuması gereken muhteşem bir şaheser...
Kitabı 18 yıl sonra tekrar okudum.İlk okuduğumda çok beğenmiştim yine çok beğendim.Ama bazı bölümlerde isyankâr sözler olmasaydı daha harika olurdu.Favori kitaplarımın arasında
Yaklaşık 1 aydır bu kitabı okumakla meşgulüm. Okuduğum ilk ATSIZ kitabı. Bazı kısımlarına katılmamakla beraber güzel bi kitap.