Kesinlikle harika!
Küçükken okumuş ve çok beğenmiştim.
son sayfalarda gözyaşlarımı tutamamıştım
Küçük, büyük herkes okumalı.
Devamını okuyacağım.
doğruyu söylemek gerekirse ilk başlarda kitabın büyüsüne kapılmamıştım.içine girememiştim ve bu benim canımı sıkmıştı "abartıldığı kadar yokmuş canım. . . " diye düşünüyordum ama bu düşüncemin yanlış olduğunu ortaya çıkartan bir son 50 sayfa vardı.o son 50 sayfa için bile okunabilir gerçekten ününü sonuna kadar hakeden bir kitap. . .
Tekrar tekrar okunabilecek muhteşem bir kitap.
http://hayaletkitaplar.blogspot.com/2013/05/jose-mauro-de-vasconcelos-seker-portakal.html
Benim küçük Zeze'm nasıl da bizden, nasıl da yüreğimizin en içindensin. Herkes okusun bu kitabı özellikle de içindeki çocuğu kaybetmeyenler okumalı çünkü en çok onlar hissedebilir Zeze'nin koskocaman yüreğini
Her sayfasında ayrı bir hüzün olan bu kitaba bayıldım. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle okudum ve gerçekten çok beğendim. Hayat insanlara her zaman aynı şeyleri vermiyor ki, ayrıca Zeze gibi küçük bir sivrisinek çok zor bulunur sanki dünyanın bütün yükü onun üstündeymiş gibi yaşıyor kocaman yüreğiyle küçük bir çocuk
bir kitabın beni bu kadar ağlatıcağanı hiç düşünmemiştim Zeze çok tatlı -çok akıllı bir karakter ama yaşadığı hayat -ailesi ona çok zıt düşüyor hayat herkese aynı güzellikleri sunmuyor
Birkaç yılda bir tekrar okunması gereken eserlerden. Yetişkinlerin bile zorlukta kaldırabileceği türde bir hayatı olan Zeze karakterinin hayal gücüne hayran olmamak mümkün değil. Ve tüm afacanlıklarına rağmen kalbinin saflığı insana dokunuyor. Kaç sefer okunursa okunsun etkisi azalmayan kitaplardan.
“Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.”
Zezé... O küçük İsa'dan zengin olmayı dilemiyordu halbuki. Sadece mutlu olmayı ve Noel gecesinde pabuçlarının boş kalmamasını istiyordu. Belki küçük İsa gelmişti! Ama geç kalmıştı bir kere. Çünkü onun mutlu olabileceği tek şeyi almıştı İsa ondan.
''Artık uslu durmama değecek kimsem kalmadı.''
''Uslu duracağıma, bir daha kavga etmeyeceğime, hiç sövmeyeceğime, 'kıç' bile demeyeceğime söz veriyorum... Ama hep senin yanında kalmak istiyorum.''
Boğazımı düğüm düğüm eden bir kitap.
Çocukları, çocuk olmayı ne kadar önemsememiz gerektiğini hatırlattı tekrardan. İnsanlarla iletişim kurmanın, yaşı ne olursa olsun onlara değer vermemizin ne kadar önemli olabileceğini gözler önüne seriyor.
Hayatım boyunca unutamayacağım kitaplardan olucak.. Daha önce okumadığım için kendime kızdım sadece.
Öyle güzel bir kitaptı ki okumayanlar çok fazla şey kaybeder.
Zezé'yle birlikte üzüldüm ve ağladım bende.. çok çok güzel bir kitaptı.
Onlarca kere okuduğum halde her seferinde tekrar ağlarım okurken. Yüz temel eserden çıkarıldığında ne kadar üzüldüğümü bir ben bilirim. Sanırım bir kitap bu kadar muhteşem olunca herkes anlayamıyor güzelliğini.
Kitabın olayı Portekizliyle tanışmasından sonra başlıyor ordan sonrası gayet akıcı ve güzel ...
zeze nin aşık olduğu adamın siyah arabası ve portakal ağacından başka şey hatırlayamıyorum. bu yorumum kişiseldir. söylemek istediğim için söyledim.
''Bir çocuğun iç dünyası ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi '' denebilir mi?
sevgiyse her kalpte yeşermiyor...yeşerse bile o sevgiyi karşımızdakine gösterebilme kabiliyeti her insana ait olmuyor.
SENİ ÇOK SEVDİK ZEZE;
ALTIN KALPLİ ÇOCUK...
Zeze'nin hikayesi bence daha çok büyükler için yazılmış gibi.
Çocuğum ortaokul seviyesine gelir gelmez bu kitabı okuyacak. Milli eğitim bunu zorunlu yapmalı. Harika bir klasik.
Bu kitap herkesin okuması gereken bir kitap. Bir çocuğun, özellikle farklı bir çocuğun dünyasını anlamanın en iyi yolu bu kitaptan geçiyor.