Rus Edebiyatı'nı seviyorsanız çok eğlenceli ve trajikomik ama eğer bu edebiyat sizi bayıyorsa bu kitap da size afakanlar bastıracaktır. Zevk meselesi
Filiz Ali'ye anne ve babasının mahrem mektuplarının yayımlanmasına müsaade ettiği için ne kadar şükran duysak az. Bu mektupları okurken günümüzdeki ilişkilerin ne kadar sığ, diyalogların ne kadar ruhsuz olduğunu görüp içlendim doğrusu. Belki de bir haber için beklememek, bir resimin sadece bizde olmaması bize bazı duyguları kaybettirmiş. En yaralayıcı ise o son sayfa, o mektupların bitişi. Sanki güzel insanlar fazla aramızda kalmıyor da en hin en kaypak kimseler dinazorlar gibi dünyadan göçüp gitmek bilmiyor.
Şibumi çok sevilen bir kitap olduğu için eleştirmeye çekiniyorum ama bir roman olarak giriş gelişme sonuçtan yoksun buldum. Kitap bir nehir, yazar istediğini yazmış, siz de isterseniz o nehre girebiliyorsunuz, yazarın sizi sürüklemek gibi bir gayesi yok. Belki bir Amerikalı olarak Japon kültürüne bu kadar angaje olabilmiş, bilemiyorum. Kitaptaki ara ara cümleler, tespitler mükemmel. Yazar onikiden vurmuş. Hep söylemek istediğiniz ama nezaketten dillendiremediğiniz şeyleri pervasızca dile getiriyor. Parça parça, kesik kesik fevkalade ama bir bütün olarak,bir roman olarak var olamadığını düşünüyorum.
Cyrano De Bergerac akıcılığıyla tiyatro metinlerini okumayı sevmeyenlerin de gönlünü kazanabilir. Yer yer filmlerde, kitaplarda başka oyunlarda atıfta bulunuluyor. Okunulması faydalı olacaktır bu atıfları yorumlamak adına.
Peyami Safa günümüzde de halen bir sorun olan batılı mıyız, doğulu mu, nereye aidiz, kimliğimiz nedir vb. soruları çok etkili bir şekilde irdelemiş. Kimse birbirine ifade etmese de bahsetmese de aidiyet sorunu özellikle büyükşehirlerde ciddi boyutlarda. Herkesin okumasını arzu ederim, kendinden bir parça bulacaktır. Hatta belki ruhunun saklı bir köşesine ışık tuttuğu için yazarımıza alkış tutacaktır.