Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Şu inanırların delil gösterirken ki saçmalığı göremiyorlar mı ?
İnanılan bir şeyin delili olmaz , delili olmadığı için inanırsın zaten. Ha delil olsa o zaman inanmaz , bilirsin. Gerçekten bir delil olsa zaten tüm insanlık bilir, fakat bu sefer de, din olmaz, dünya bir sınav yeri olmaktan çıkar.
Özetle; inanç meselesinde delilin yeri yoktur, o yüzden de bu Müslüman misyonerliği işlerinden vazgeçip, sadece kendi inancınızla meşgul olun.
"Tanrı var mı yok mu" dan öte pek çok soru aklımıza geliyor. Eğer varsa güneş sistemi oluşumunu neden 13 Milyar yılda tamamladı veya dünya 3.5 milyar yıl sonra canlıların yaşaması için evrildi. Neden bir anda olmadı bunlar. Neden insanlardan önce tek hücreli canlılar denizlerde yaşadı, sonra kuşlar - memeliler ve insanlar ortaya çıktı. Dinazorlar insanlardan önce yaşadığı bu dünyanın asıl sahipleri onlar değil mi?
Kutsal kitaplar neden birbirlerinin alıntısı gibi yazılmış ve sürekli neden kendi ırkını yüceltmiş? Sureler, ayetler neden bir insanın kaleminden çıkmış gibi duruyor?
Eğer Tanrı yok ise bu düzen nasıl oluştu? Milimetrik hesaplamalarla, 23 derece 27 dakika eğimini dünya kendi mi yaptı? Bu atmosfer olayları, oksijen miktarı ya da canlı metabolizması bu kadar mükemmel nasıl evrimleşti ya da tasarlandı.
Sorular bitmez arkadaşlar bu dünya döndüğü sürece :)
Her şeyin bir sebebi vardır,bu bilim içinde geçerlidir,galaksilerin çarpışması,big bang vs. gibi bilimsel olayları zamansız mekansız bağımsız bir gücün başlatması gerekir.Bunu inanan bilim adamları söylüyor.
Bigbang olduğunda sadece katı maddeler değil protonlar,nötronlar,elektronlar ve süper enerjik ışık huzmeleri de ortaya çıktı,bu ışık huzmeleri sonunda yaşamı oluşturdudu.
Nötronlar protonlar elektronlar bir araya geldi ve hidrojeni ve helyumu oluşturdu binlerce adım ve birbirini takip eden birbirinden ağır elementlerin birleşimi sonucu yaşam elementleri meydana geldi vs. evren meydana geldi
Güneş ne hikmetse merkezde konumlandı,merkür venüs ve dünya belli yörüngelere geçti,ısı is suyun dünyada kalabilmesi için belli bir dengede kaldı,çok sıcak olsa buharlaşma,soğuk olsa buz olurdu.
....En temelinde ışık huzmeleri ,nasıl sevinen üzülen aşık olan ,6.hissi olan bir şeye dönüşebilir ? Elbette herşeyin bilimsel açıklaması var,açıklanmayanlarda gün gelecek bulunacak..
Evrenin bilim yapmaya musait bir yapisinin olması Tanrı ile daha iyi açıklanıyor.
Galaksilerin çarpışmasını bir yaratıcının olamayacağına delil değildir kesinlikle,dünyanın konumu büyüklüğü jüpiterin dünyaya yakınlığı , güneşe karşı konumu,uydumuzun bize olan uzaklığı gibi 1 milim oynarsa herşeyin altüst olacağı ince ayarın dünyada canlı yaşamının mümkün kılınması için “yapıldığını “ispatlar.
Tanrının olmadığına hiçbir şekilde delil olamayacak şeyleri delil gösteriyorsunuz..Ateist olunca direkt bilim adamı olmuyosunuz yani. Bilim tekelinizdeymiş gibi konuşmanız hoş değil ,
Delil için yazdığınız şeyler sizin içinde geçerdi,taraflı argümanlarla anlaşıldıki bi yere varılamaz, saygı ve edep şart
BU TARTIŞMALAR BİLİM ADAMLARI DÜZEYİNDEDE YAPILIYOR birşeyi kanıtlamaya yada karşı tarafı ikna etmeye çalışmıyoruz,sadece neden inandığımı yazdım,ilk başta yazan arkadaşlar gibi.
Burada konu neden inanmıyorsunuz ve ya neden inanıyorsunuz,inanmak için ve ya inanmamak için sebepler..bu doğrultuda yazılar yazdık ama bazı arkadaşlar terbiyezsizce seviyesiz şeyler yazmış,anladım ki boş bidona vuruyorum
ngt_psy arkadaşın dediği gibi,uzar gider bu tartışmalar,iyi özetlemiş,işin üstadı bilim adamları bile ikiye ayrılmış bu konuda.Saygı ve sevgiyle...
Son silahşör inanç özgürlük derken şunu demek istedim; İslamda sonsuzluk vardır ( eminim arastırmışsındır ) .sonsuzluk düşünülünce bu dünyanın derdi tasası, yorgunlukları, insanları ,cinsiyeti ,kavgaları ,ölüm kalım savaşları ,birbirini ezip geçme ,yakma yıkma her sey ama herşey biter yok olur kaybolur sonsuzlukta .O ve sen kalırsın geriye sonunda sen Onda yok olusun ve Onda var olursun işte özgürlük budur benim için . (Bu benim fikrim kimse katılmak ve ya inanmak zorunda değil.)
konu bildirimlerini nereden kapatıyoruz? mesajı sildim fayda etmedi amk.
Şöyle bir soru sormak lazım; dünya biz yaşadığımız için mi yaşama elverişli şartlarda , yoksa dünya yaşama elverişli olduğu için mi biz yaşıyoruz ? Hangisi daha mantıklı sizce ?
Milyarlarca galaksi içersinden, kat milyarlarca güneş sistemindeki, kat kat milyarlarca gezegen arasından birinde yaşama elverişli koşullar oluşmuş. Çok mu büyük bir mucizedir bu ?
Bakinız, yine bilimi inancınıza dayanak gösteriyorsunuz. Bilim insanlarının "Big bang vs. gibi bilimsel olayları zamansız mekansız bağımsız bir gücün başlatması gerekir." gibi gibi bir çıkarımı da sözü de yok. Evrenin bilim yapmaya uygun yapısının olması Tanrı ile daha iyi açıklandığı iddiası inançlıların kendi çıkarımlarından ibaret. (Lütfen kaynak gösteriniz, kişisel deneyimleri ve ya çıkarımları değil.)
Bilim açıklayamadığı soruların yerine kolaya kaçıp Tanrı'yı koymaz; aksine araştırmalarına devam eder.
İnce bir ayar yok, örneğin Dünya'nın eğimi azalıyor, kıtalar yerinden oynuyor, ozon deliniyor, kaynaklar azalıyor, önlem alınmazsa Dünya yaşanmaz bir hale gelecek, ki Ay'a ve Mars'a yerleşim hayal değil. Araştırmalar (Su vs.) sürüyor. Şimdi Mars Güneş'e Dünya'dan daha uzakken ne tür bir Tanrı'nın mm'lik ince ayardan bahsediyorsunuz. Bu senaryoya göre bile İnsan çoktan Tanrı'yı aştı...
Yine 60-70 milyon yıl önce dünyaya çarpan meteordan bahsetmiştim, hani dinozorların tamamını ve canlılığın çok çok büyük bir oranını yok eden... Nasıl ince bir ayarmış ki koskocaman bir meteor çarpıp neredeyse tüm canlılığı yok ediyor.
İkincisi bilim "neden olmuş?" sorusu sormaz. Olanla ilgilenir ve "nasıl olmuş" sorusunu sorar.
Elbette bilim ateistlerin tekelinde değildir; ancak görünen köy de kılavuz istemez. İnançlılar bilimsel gelişmeleri inançlarına alet edip, alakası olmadığı halde inançlarına dayanak gösteriyorlar. Bir de üstüne bir iki kavramdan bahsedip zaman bilimsel olduklarını düşünüyorlar. Yapılacak şey basit: KAYNAK GÖSTERMEK.
Bir şeyin "olmadığına" delil gösterilmez, "olduğuna" gösterilir. (Bu bile neden bilim sözcüğünü ağzınıza almamanız gerektiğini gösteriyor.) Bize Plüton'un hemen alt tarafındaki (atıyorum) Klek isimli tanrının "olmadığını" kanıtlayabilir misiniz? Kanıtlayamazsınız, Plüton'a gidip gözlem, deney yapıp incelemedikçe.
BU TARTIŞMALAR BİLİM ADAMLARI DÜZEYİNDE YAPIL"MI"YOR. BUGÜN BİLİM DÜNYASININ ÇOK BÜYÜK BİR KISMI İNANÇSIZDIR, (Kİ HİÇBİR İNANÇSIZIN BU ORANA RAĞMEN BUNU TANRININ OLMADIĞINA YORDUĞUNU GÖRMEDİM; AMA AKSİNI ÇOK GÖRDÜM.) Kİ BİLİM İNSANLARI TANRI KONUSUYLA İLGİLENMEZ.
Evet, dendiği gibi burada konu "neden inanmıyorsunuz ve ya neden inanıyorsunuz," sorusu. İnsanları terbiyesizlikle, seviyesizlikle suçlamışsınız ki, inanın, bilimin b'sinden anlamadığınız, alakası bile olmadığı halde inançlarınıza dayanak göstermeniz ve bunları yaparken hiçbir bilimsel kanıt sunmamanız daha büyük bir terbiyesizlik, seviyesizlik.
evet arkadaşlar, inanan da inanmayan da mevcut, inanan da kendini haklı görmekte inanmayan da. bu noktada söylenecek bir şey yok kimse kimseyi ikna etmekle yükümlü değildir, bu noktada tartışacak başkaca bir şey yoktur. bireysel alana müdahale edilemez. irade sahibi olduğumuz kesin olmakla insanlara düşen saygıdan ibarettir. yüzyıllardır bu mesele var ve tartışılıyor sona değin de sürecek tartışmak iyidir ve lazımdır ancak bence insanları terbiyesiz ve seviyesiz olarak nitelememek gerekir. seviyeye karar veren kim? bilim ne kadar inançsızlar için delil ise inançlılar için de delildir. kaldı ki ibna sinayı, harezmiyi ali kuşçuyu takuyiddini ibni haldunu ve daha bilmediğim hatırlamadığım nice bilgini anmak isterim, müslümanların sonradan yozlaşmaya yüz tuttuğu akıldan uzaklaşarak hurafeler ve gösteriş batağına saplandığı kabulüm, aslında söylemek istediğim bilim bir bayrak yarışıdır, inançlılar veya inançsızların değldir, insanlığın ortak mirasıdır ve insan içindir. ancak elbetteki açıklamalara kaynak göstermek de çok önemli, böyle bir kaynak gösterilmiyorsa ileri sürülenin şahsi fikir olduğu belirtilmeli. bence bilim nedenle de ilgilenir. çünkü sonuç nedenden ileri gelir, nasıl ise nedenden sonuca olan süreci açıklar. anlaşılan dış dünyada hem inananlar hem de inanmayanlar kendileri için pek çok gerekçe ortaya koymakta, peki iç dünyamıza ne demeli oradaki " eşitliği" belki iç dünyamız çözebilir mi?? bu tartışma daha çok su götürür... herkes vicdan, akıl, empati yeteneği, merhamet duygularına ssahip olsun bana yeter :)
Tanrıya inanıp haksız çıkarsanız da bir kaybınız olmaz diyorlar da, ömrünü çarşaflar içinde tanrıları öyle istediği için bir köle gibi yaşayan kadıların hiç kaybı yok mu sizce? Kısıtlanmış bir hayat, tanrıdan korktuğun için yaşayamadığın hayat zaten kaybın kendisidir. Herkesin inancı kendine, tanrının olmadığını söylemiyorum, var olabilir de. Fakat dinlere inanmıyorum. Ne kadar kabul edilmese de çoğu dini inanç anne ve babadan gelir. Hristiyanlara göre müslümanlar, müslümanlara göre hristiyanlar cehenneme gidecek. Hayatında günah işlememiş olsan da dini inancın yüzünden sonsuzluk boyunca yanma tehdidi doğru gelmiyor bana.
Üzgünüm ama yıllardır bu tartışmaların içinde sıkışıp kalmış bir birey olarak Tanrı kavramını sorgulamayı abes buluyorum.
"İbrahimi Dinler'in Tanrısı"nın varlığını tartışabiliriz, alternatif dinlerin tanrılarını da öyle. Ama "Big Bang'in arkasında bir güç var mıdır?" sorusuna cevap aramanız beyhude olacaktır.
Tartışmada kapsam daraltmasına gitmeniz çok daha akıllıca olacaktır.