''Murakami is like a magician who explains what he’s doing as he performs the trick and still makes you believe he has supernatural powers . . . But while anyone can tell a story that resembles a dream, it's the rare artist, like this one, who can make us feel that we are dreaming it ourselves.'' —The New York Times Book Review
The year is 1984 and the city is Tokyo.
A young woman named Aomame follows a taxi driver’s enigmatic suggestion and begins to notice puzzling discrepancies in the world around her. She has entered, she realizes, a parallel existence, which she calls 1Q84 —''Q is for ‘question mark.’ A world that bears a question.'' Meanwhile, an aspiring writer named Tengo takes on a suspect ghostwriting project. He becomes so wrapped up with the work and its unusual author that, soon, his previously placid life begins to come unraveled.
As Aomame’s and Tengo’s narratives converge over the course of this single year, we learn of the profound and tangled connections that bind them ever closer: a beautiful, dyslexic teenage girl with a unique vision; a mysterious religious cult that instigated a shoot-out with the metropolitan police; a reclusive, wealthy dowager who runs a shelter for abused women; a hideously ugly private investigator; a mild-mannered yet ruthlessly efficient bodyguard; and a peculiarly insistent television-fee collector.
A love story, a mystery, a fantasy, a novel of self-discovery, a dystopia to rival George Orwell’s—1Q84 is Haruki Murakami’s most ambitious undertaking yet: an instant best seller in his native Japan, and a tremendous feat of imagination from one of our most revered contemporary writers.
''Murakami is like a magician who explains what he’s doing as he performs the trick and still makes you believe he has supernatural powers . . . But while anyone can tell a story that resembles a dream, it's the rare artist, like this one, who can make us feel that we are dreaming it ourselves.'' —The New York Times Book Review
The year is 1984 and the city is Tokyo.
A young woman named Aomame follows a taxi driver’s enigmatic suggestion and begins to notice puzzling discrepancies in the world around her. She has entered, she realizes, a parallel existence, which she calls 1Q84 —''Q is for ‘question mark.’ A world that bears a question.'' Meanwhile, an aspiring writer named Tengo takes on a suspect ghostwriting project. He becomes so wrapped up with the work and its unusual author that, soon, his previously placid life begins to come unraveled.
As Aomame’s and Tengo’s narratives converge over the course of this single year, we learn of the profound and tangled connections that bind them ever closer: a beautiful, dyslexic teenage girl with a unique vision; a mysterious religious cult that instigated a shoot-out with the metropolitan police; a reclusive, wealthy dowager who runs a shelter for abused women; a hideously ugly private investigator; a mild-mannered yet ruthlessly efficient bodyguard; and a peculiarly insistent television-fee collector.
A love story, a mystery, a fantasy, a novel of self-discovery, a dystopia... tümünü göster
Handan Akdemir (1Q84’ün editörü):
Eğer romantik biriyseniz 1Q84’ü çok seveceksiniz. Eğer aksiyon seven bir okursanız bayılacaksınız. 1Q84’ü okurken bir şakırtı duyacaksınız. Murakami’nin 1Q84 kitabını okuyan herkesin algısında yeni bir kapı açılacak. O kapının kilidi çok paslı olabilir, denizlerin altında kalmış, yosun tutmuş olabilir ama bu kitap kesinlikle hayata bakışınızı değiştirecek.
Doğan Hızlan:
Murakami, masal ve gerçeği öylesine bir arada anlatıyor ki, insan bu gelgitler arasında hem kendini hem dünyayı tanıyor. Haruki Murakami yüzyılın yazarı…
Elif Şafak:
Murakami’nin abartısız tarzını ve yalnızlığı anlatma biçimini seviyorum.
Deniz Yüce Başarır (Doğan Kitap Yayın Direktörü):
1256 sayfalık 1O84’ün yayına hazırlanması aylarca sürdü. Kitap, Japonca aslında Hüseyin Can Erkin tarafından çevrildi. Kült kitabın serüveni…
Yazarın tarzını anlamak için diğer kitaplarını da okumalı,böylece kitapdan alacağınız tad artar.Tilkilerin kuyruğunu birbirine dolandırmadan,yine soru işaretleri ve eksik parçaların tamamlanmasını okura bırakan bir kitap olmuş.Çeviri de çok akıcı ve güzel.
Çok mükemmel değildi, okumadğınız halde bir şey kaybetmeyeceğiniz gibi, okumanız da çok şey kazandırmaz. Sonuç bölümü çok klasik..
1256 sayfalık tek bir kitap, mukavva ciltli oluşu insanı biraz daha çekiyor üstelik kapak dizaynıda hoş renk seçimi de güzel :)
ktap 1984 senesindeki kahramanlarımızın bir nedenle (konuyu ayrıntılı anlatmayı sevmiyorum) bu seneye eş fakat farklı bir 1984 senesindeki maceralarını anatıyor (1Q84)
haliyle kitap 3 bölüme (kitaba) bölünmüş insanın aklına "keşke 3 kitap olarak çıksaymış" sözünü düşürüyor :) fakat incelmiş (!) bir kitapkurduysanız fazla önem taşımıyor bence çünkü yazar konuyu okuyucuyu sıkmayacak/meraklandıracak ölçüde kurgulamış ...
bu açıdan bugüne kadar okuduğum japon yazarlar içinde Haruki Murakami yi ayrı bir yere koyuyorum, japon edebiyatı genelde bize göre ağdalı bir dil kullanır (en azından benim okuduğum kadarıyla) oysa bu kitabı okurken bir bestseller macera romanı havası sezdim :)
bu noktada yazarın diğer kitaplarını merak etmeye başladım :) evet 1Q84 Haruki Murakami nin okuduğum ilk kitabı ...
bu arada değinmeden geçemeyeceğim, kitabın 480-490 sayfaları arasında (tam sayfayı unuttum) bir yemek tarifi var; sebzeli kızarmış karedes :))) gerçekten güzelmiş ..... tabi sake falan koymadım ama ...
Kültürler arası farklılığı, o farklı kültüre ayak basmanızı gerektirmeden fark ettiren toplumlar genelde Asya'dadır. Bu durum beslenme biçimleri, yaşayışları, insanı ele alış biçimleri falan derken uzar gider. 1Q84 e kadar Asyalıların edebiyatta ortaya neler koyup çıkardıklarından bihaber, bir takım filmlerle ve özellikle animeler ve okuduğum mangalarla kültürlerini takip ediyordum. Bir şekilde batı kültürünün etkisiyle yozlaşmış bir kültürle yaşamlarını sürerlerken başka bir şekilde de öz kültürlerine olan gereksinimlerini özellikle medya yoluyla genç kitlelerin zihinlerine aktarıyorlar.
Aralık ayında doğum günü hediyesi olarak elime geçen devasa kitap 1Q84'ü daha fazla bekletmemek için okuma aşamasına geçildi ve sona erdi. Kitapta neyin anlatıldığına geçersek, Aomame adlı bir bayan karakter ile Tengo adlı bir erkeğin birbirleriyle pek ilişkisi olmayan yaşamları anlatılıyor. Her bölüm Tengo ve Aomame diye adlandırılmış. Yaşadığı bir takım şeyler nedeniyle kadınlara şiddet uygulayan erkekleri aldığı emirler doğrultusunda kansız ve olaysız bir şekilde öldüren, bir spor kulübünde eğitmen olarak çalışan Aomame kendine güvenen, geceleri barlara gidip herhangi bir erkek kovalayıp cinsel ihtiyacını gideren ve pek fazla arkadaşı olmayan sıradan bir yaşam sürüyor.
Aynı şekilde sıradan bir yaşam süren, iri kıyım karakterimiz Tengo, bir dershanede öğretmenlik yaparken bir dergide de editörlük yapıyor ve tek amacı yazdığı bir romanı bitirmek, ayrıca kendinden büyük, evli bir kadınla da ilişkisi var.
Bir süre sonra Tengo'nun çalıştığı dergiden Komatsu, 'Yeni Yazarlar Yarışması' için Fukueri adındaki genç bir kızdan gelen bir öyküyü Tengo'dan romanlaştırmasını ister ve endişesine rağmen eğer kız kabul ederse bu riskli oyuna katılmaya gönüllü olur. Olaylarda bu şekilde başlar. 'Pupa Hava' adlı metni düzelten Tengo bu öyküde anlatılan olaylardan etkilenir ve içselleştirip başarılı bir roman haline getirir. Sonrasında 16 yaşındaki kızın yazmış olduğu roman patlar.
Kitabın geri kalan kısmını, herhangi bir açık vermeksizin şu şekilde açıklayacak olursam, Fukueri adlı güzel kızımız bir tarikattan kaçmış ve yazdığı öykünün cemaat içinde yaşanan bir takım olayla ilişkisi olduğunu düşünen Tengo'da metni düzelterek kendini olayların içinde buluyor ve Aomeme ile de yolları bir şekilde kesişiyor. Fukueri'nin yazdığı 'Pupa Hava' da ise 'little people' adlı bir halktan bahseden kız bunların havadan pupa(koza) yapmasını anlatıyor. Gerisi entrika, yeşilçam ve çok satılması için yazılmış bir kitap olarak sonlanıyor.
Şimdi, normalde pek beğenmediğim bir kitabı burada yazıp uğraşmazdım ama aklıma takılan bazı şeyleri belirtmem de yarar var;
- 'little people' ve havadan pupa yapmak güzel şeyler fakat kitabı okurken çok daha farklı şeyler bekliyorsunuz, en azından bahsedilen şeyleri biraz daha öğrenmek falan ama bir şey olmadan kitap bitiyor.
- Murakami nedense pek sevilen, yazdıkları övülen bir yazar hatta nobel alması bekleniyor falan ancak inandırıcı diyalog kurmak en temel gerekliliklerden biridir okuru romanda tutabilmek için, ya da tek ben rahatsız oldum bu kitabı okurken diyaloglardan, neden mi;
Günlük konuşmalarımızda şöyle konuşur muyuz şöyle bir örnek vermeye çalışayım;
"Orhun uykun var senin, gözlerin akşam batan güneşin denizdeki dalgalara vuruşu gibi kızarmış."
Şimdi 1Q84'de olan durum bu, Tengo'dan Aomame'ye, Kamatsu'dan Tamaru'ya, hemşiresinden doktora tüm karakterler bu şekilde konuşuyor. Yok yavaşlayan bir tren gibi, uçuşan kuşlar gibi, ateşte yanan kuru yaprak gibi bla bla bla.. Sıkıldım ya da iyi kitaptan az çok anladığına inanan biri olarak ben yanılıyorumdur umarım.
- 1Q84 ve Orwell'in 1984'ü arasında bir ilişki olduğunu tahmin ediyordum ve kısmen de olsa bir ilişki okudukça göze çarpıyor, yazar da sıkla bunu vurguluyor.
- Kitapta Tokyo adı geçmese Japonya'da yaşandığını anlamayabilirsiniz. Tamamen Batı Medeniyetinin etkisinde olan bir yazar gibi yazmış Murakami. Belki de bizim gördüğümüz çekik gözlü Asyalılar da bizi çekik gözlü olarak görüyorlardır.
-10 yaşında iken aşık olduğunuz biri yaşama sebebiniz olabilir mi?
-Editör Komatsu'nun yazarlıkla ilgili söylediği bazı şeyleri cidden işe yarar buldum.
-Fukueri'ye ne oldu, açıklansaydı ya, kitapta tek bir karakteri sevdim o da buharlaşıp uçtu.
-Tengo'nun okuduğu bir kitapta anlatılan 'Kediler Şehri' Hikâyesi kitaptan nadir hoşlanma nedenim oldu.
- Murakami'nin Toyotoları, marlboroları, guccileri, ray-banları, arasında gidip geldim.
-Bir insan içmeye gittiği yerde kitap okur mu? Yoksa tüm genellemeler yanlış mıdır cidden?
Aklıma takıldı işte bunlar, bir süre böyle macera romanlarından uzakta durmak en iyisi olacak.
Son olarak 1200 sayfayı aşan kitap okuru meraklandırarak, biraz da elindeki ağırlıktan kurtulması ile de alakalı olarak çabucak sonlanabilir. Fakat akıcı bir roman değil 1Q84, sürekli durağan, ne olacaksa olsun diyerek bitirmek için kendinizi zorladığınız bir kitap. Ya da ben çok abartıyorum. Netice itibari ile hafif paralel evrenler, aşk, hafif kovalamaca, müzik, elitist ve asosyal yaşamın bir arada olduğu bir senaryonun içine balıklama dalacaksınız.
Haruki Murakami'nin en beğendiğim kitaplarından biri, kendi adıma söylemem gerekirse mutlu sonla biten tek kitabı diyebilirim.
Arka kapakta "Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir…" cümlesi yazıyor ve sizi romanın içerisine çekiyor.
Bu kitap normalde 4 cilt olarak hazırlanmış ama Türkiye'de tek kitap olarak basılmış, bundan dolayı tuğla ebadında olmuş, canım sıkıldı hadi kitabımı çantama atıp dışarıda okuyayım demeniz bundan dolayı neredeyse imkansız.
Olaylar bizim evrenimize paralel bir evrende geçiyor, okumak için kafanızın boş olmasını öneririm.
Eğlenceli ama okunması şart değil. Hatta bittiğinde zaman kaybı yaşadığını hissettiriyo.
Bir Haruki Murakami kitabı olarak favorilerime eklendi bu kitap.
Burada okuduğum bir yorumda "sonu güzel değildi." diye bi cümle vardı. Kitabın yarısında bu cümleye rastlayınca tedirgin okudum biraz. Ama sonu korktuğum gibi çıkmadı. Güzeldi ben çok beğendim.
Şimdiye kadar Haruki Murakami'nin 5 kitabını okudum ve en beğendiğim bu oldu. Okumak biraz cesaret istiyor ama başladıktan sonra çok güzel gidiyor. Bütün kitap boyunca "Aomame" olmak istedim desem yalan olmaz.
8 günde okudum. Çok akıcıydı. Okunmalı bence.
Yok bu kitabı anlatmaya,tarif etmeye yetecek kelime.
"Dehşet etkilendim" doğru tabir belki benim için. sayfa sayısından dolayı açıkçası önyargılarım oldu ama emin olun ilk 50 sayfadan sonra nasıl bittiğini anlamayacaksınız.
Yaşadığımız evren ,pararlel evren ,havadan pupa yapmak ,litle people gibi kavramlar girecek hayatınıza .Şimdi bunları anlatabilirmiyim.Hayır .Kitap okumayı seven herkes okusun yaşasın kendi gözlerinde ,düşüncelerinde canlandırsın bu terimleri.
http://bestemina.blogspot.com/2012/10/1q84.html
Bir roman düşünün ki, hikâyesi 500 küsür sayfada ancak açılmaya başlıyor. O zamana kadar da sırf cinsellik.
Kitabın yarısını iki ayda, "dur bir yere bağlanacak" telkinleriyle zorla okudum, kalan yarısını ise dört günde bitirdim.
Hikâye açılana kadar dilimde tek bir cümle vardı: "O Nobel'i göremeyesin Murakami!"
Neyse ki bitti, şükür. Öyle ahım şahım bir hikâye, kurgu yok. Araya gerçeklik temalı bolca afili söz ve hikâyeyi saramayan, havada kalmış fantastik öğeler filan. Murakami'yi yere göğe sığdıramayan dünya okurları Sezgin Kaymaz'la, Ali Teoman'la filan tanışsa geçmişlerine dönüp "biz bu adamı nasıl bu kadar yüceltmişiz, yazıklar olsun bize!" der diye düşünüyorum.
Bu vesileyle kendime aşırı kararlı bir not düşeyim: Murakamici değilim, hiç olmayacağım.
Karton Cilt, 1184 sayfa
2013 tarihinde, Vintage tarafından yayınlandı