Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticisinin yapabileceğinden çok daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde. Defteri kapadı. Ne gereği vardı artık bunları yazmanın ya da birkaç satır yazıp bırakmanın?
Çağdaş edebiyatımızın en ünlü kişilerinden Zebercet, yaşamını günlük yaşamın gerektirdiği en basit işlevlere odaklamış biri. Görünüşüyle son derece gerçek, basit ve sıradan. Ama içimizde bıraktığı etki öyle mi? Yusuf Atılgan’ın unutulmaz romanı Anayurt Oteli, bir memleket portresi, bir mizaç izahı. Yayımlandığı ilk günden bu yana başucumuzda. Okura düşen de onu daha yakından tanımak.
Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticisinin yapabileceğinden çok daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde. Defteri kapadı. Ne gereği vardı artık bunları yazmanın ya da birkaç satır yazıp bırakmanın?
Çağdaş edebiyatımızın en ünlü kişilerinden Zebercet, yaşamını günlük yaşamın gerektirdiği en basit işlevlere odaklamış biri. Görünüşüyle son derece gerçek, basit ve sıradan. Ama içimizde bıraktığı etki öyle mi? Yusuf Atılgan’ın unutulmaz romanı Anayurt Oteli, bir memleket portresi, bir mizaç izahı. Yayımlandığı ilk günden bu yana başucumuzda. Okura düşen de onu daha yakından tanımak.
Aylak Adam kesinlikle hayatımın kitabıydı fakat Anayurt Oteli... Tam bir hayal kırıklığı. Zebercet'in ne yaptığını okurken birden düşüncelerini anlatmaya başlıyor yazar sonra onu da birden kesip Zebercet'in etrafında ne olduğunu anlatıyor o an Zebercet bir şey hatırlıyor eskilerden onu anlatıyor sonra başladığı yere bir dönüyor aradakiler olmasa da olurmuş diyorsun. İki sayfa ileri bir sayfa geri. Hele bir de gittiği aşevinde orada burada etrafındaki insanların konuşmalarını kesik kesik duyması var. "Sonra... demiş... giderken... annesini... sanırım..." Tam bir felaket.
Bir yaşam birebir kağıda aktarılmış. Edebi olabilir, sanatsal da olabilir fakat okuyuculuğu bitirmiş bu. Yalnız bir adam anlatılmış ama onlarca gereksiz isim dönüyor. Aylak Adam'dan sonra olmadı diyorum.
yusuf atılgan'ın olgunluk dönemi eseri. aylak adam'ın aksine üniversite gençliğine değil, orta yaş kesimine hitap ettiğini düşünüyorum. iki kitap arasında 14 yıl olması da bunun göstergesi. yusuf atılgan'ın taşra kasabasındaki zebercet karakterinin psikolojisini bu kadar iyi anlatması beni çok şaşırttı. ayrıca oldukça gerçekçi bir kitap. ilk sayfalardaki iç içe geçen anlatım etkileyici. edebiyat kalitesi olarak aylak adam'dan daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Ezik,silik,köksüz,acınası bir adamın öyküsü..hani,bir roman kahramanını ancak bu kadar "sevemezsiniz"...Aylak Adam'dan kesinlikle daha başarılı..
Türk yazarlara karşı ön yargımı kırmak için aldım kitabı okudumda ama nasıl okudum. yanlızlık temasını işlemeye çalışmış yazar.Konudan konuya haberiniz olmadan kopuk geçişlerde bulacaksınız kendinizi.Ve anlamakta zorlanıcaksınız kitabı okurken yazarın üslubu sıkıcı durum kitabı bu olay örgüsü yok....Durumu anlatıyor sıradan biri kalem kağıt alsın yazar her yazar böyle bir kitap... bundan dolayıda sürükleyicilik kazanmıyor kitap tam tersi kitabı bitirmek de zorlanıyorsunuz... Malesef beğenmedim Kötü bir kitabı birşey anlamış gibi Abartanlarıda anlamadım... 3/10
Herkesin zevki farklıdır katılıyorum fakat bu kitabı zevkle okumak benim için imkansızdı. Ale lade şizofren bile olabilir dediğim Zebercet in 3 farklı hali gözler önüne aynı anda seriliyor. Arzuları gerçekte olan ve geçmişi bir anda bir birine giriyor. Beğenmedim bu türden daha iyi kitaplar okudum
insanın tutkularına esir düştüğünde özgürlüğünü nasıl kaybedebileceğini anlatıyor
Yusuf Atılgan'ın zamanının ötesinde bir yazar olduğunu düşünüyorum. Az yazmış ama öz yazmış, özenerek yazmış. Anayurt Oteli, incecik olmasına rağmen öyle kalın ki aslında... Okur olarak keşke daha çok kitabı olsaydı diyorum. O yıllarda böyle farklı kitaplar yazabilmek takdir edilesi.
Güzel kitaptır her yaştan insana tavsiye ederim.
Ciltli, 1. Baskı, 128 sayfa
Eylül2017 tarihinde, Can Sanat Yayınları tarafından yayınlandı