Bunca gürültü patırtı niye? Niye (bunca) itiş kakış, tepinme, korku, endişe ve dert? Sonuçta amaç, sadece bir Mecnunun kendi Leylasını bulması değil midir? Böyle önemsiz bir ayrıntı niçin böylesine önemli bir rol oynasın ve iyi düzenlenmiş insan hayatının içine bitimsiz aksaklık ve kargaşa getirsin?
...herkes, bir kere, en güzel bireyleri, yani, kendi varlıklarında türün karakterinin en saf ve katıksız damgasını taşıyanları kararlılıkla tercih ve şiddetle arzu edecektir; İkincisi ise öteki bireyde özellikle kendisinin yoksun bulunduğu mükemmelliği ve kusursuzluğu arayacak, hatta kendisinin karşıtı olan kusurları ve yetersizlikleri onda güzel bulacaktır. Kadınların, bir erkeğin aklına, kültürlülüğüne aşık olduklarını ileri sürmeleri, budalaca, gülünç bir iddiadır; ya da bu yozlaşmış bir varlığın fantezisinin, hayalinin ürünüdür. Erkeklerin içgüdüsel aşklarını ise kadının karakter özellikleri belirlemez...
Bunca gürültü patırtı niye? Niye (bunca) itiş kakış, tepinme, korku, endişe ve dert? Sonuçta amaç, sadece bir Mecnunun kendi Leylasını bulması değil midir? Böyle önemsiz bir ayrıntı niçin böylesine önemli bir rol oynasın ve iyi düzenlenmiş insan hayatının içine bitimsiz aksaklık ve kargaşa getirsin?
...herkes, bir kere, en güzel bireyleri, yani, kendi varlıklarında türün karakterinin en saf ve katıksız damgasını taşıyanları kararlılıkla tercih ve şiddetle arzu edecektir; İkincisi ise öteki bireyde özellikle kendisinin yoksun bulunduğu mükemmelliği ve kusursuzluğu arayacak, hatta kendisinin karşıtı olan kusurları ve yetersizlikleri onda güzel bulacaktır. Kadınların, bir erkeğin aklına, kültürlülüğüne aşık olduklarını ileri sürmeleri, budalaca, gülünç bir iddiadır; ya da bu yozlaşmış bir varlığın fantezisinin, hayalinin ürünüdür. Erkeklerin içgüdüsel aşklarını ise kadının karakter özellikleri belirlemez...
Önyargılarımdan sıyrılmış bir biçimde okumaya başladığım kitabın sayfasını her bir çevirdiğimde gördüğüm nefret karşısında irkildim. Kadın cinsine aşağılayıcı ithamlarda bulunan, küçük gören, sanki sadece doğurganlık işlevi için varolduğuna dair söylemler ve değerlendirmeler beni öfkelendirdi.
Schopenhauer kitapta kadınların ne sanattan ne de mühendislikten anladığından dem vurmuş. Hayır bir de kadınlarla erkeklerin kafa yapılarının farklı olduğunu söyleyip şu erkek haliyle kadınların bu dünyadan neler beklediklerini, neler istediklerini anlatmaya çalışması da pek bir manidar olmuş.
Ben müzikten ve resimden hoşlanan bir KADIN mühendis adayı olarak Schopenhauer'un hastalıklı düşünceleri olan abartılmış bir yazar olduğunu düşünüyorum. Okuduğum süreyi de vakit kaybı olarak nitelendiriyorum.
"Hayatın önemsiz şeylerde olduğu gibi önemli şeylerde de, sürekli yalan olduğunu kabul etmek durumundayız. Verdiği sözü tutmuyor hayat, tutsa bile özlediğimiz şeyin özlenilmeye değer olmaktan ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu. Kimi zaman umut, kimi zaman da umulan şey aldatıyor bizi. Bir eliyle verdiğini öteki eliyle alıyor. Uzaklığın büyüsü cennetler gösteriyor bize. Ama büyülenir, büyülenmez, bu cennetlerin uçup gittiğini görüyoruz. Demek ki mutluluk ya gelecekte, ya da geçmişte; şimdik an, güneşli ovanın üzerinde dolaşan bir küçük buluta benziyor önü arkası pırıl pırıl bu bulutun; ovaya yalnız onun gölgesi düşüyor."
Kadınları aşağılayıcı cümlelerine çok tahammül edemesem de bitirdim işte.
beğenmedim. aşk gibi bir duyguyu, hayvani tutuma indirgemek bana çok itici geldi. belki de yanılıyorumdur. ama bir doğulu olarak bu kitabı beğenmedim.
böylesine hayran olunası bir zekanın kadınları bu kadar yanlış değerlendirmesi gerçekten hayret bir o kadar da iddialarını sorgulanmaz bir eminlikle yansıtışı hayranlık uyandırıcı bir nitelikte..
dönemin kadınlarını ve schopenhauer'ın algılayışını insanı ister istemez sorgulamaya itiyor..
kitabının ikinci kısmı aşkın metafiziğiyle sadece çevrisiyle ayrılıyor..
Schopenhauer hayranıyımdır. Hayatına hiç bir kadın girmeyen Schopenhauer' in, aşkın metafiziğini yazıp bu kısa kitabın sonradan bir başyapıt olması da enteresan tabi.. Eğer bir aşk yaşasa acep yazar mıydı ? Yazsa o kitap başyapıt olur muydu ?Bilinmez.
Bu arada bu siteyi sevdim. :)
Aşk acısı çekenler için de birebir-- felsefenin pratik hayata dahiyane ve öfkeli uyarlanışı.
zira yalnış sizi doğruya götürüyorsa doğrudur. ilginç ve bazı noktalarda müthiş teşhis ve tesbitler mevcut