“Cumhuriyetin ilk yıllarında, Ankara’da, Ayaşlı İbrahim Efendi adında biri, dokuz odalı bir apartman dairesini oda oda kiraya vermektedir. Bir köy ağasının oğlu olan Ayaşlı İbrahim, eşkıyalık, zaptiye çavuşluğu, arzuhalcilik, otelcilik, vb gibi türlü boyalara boyanmış bir adamdır. Odalarda, kadın, erkek, genç, ihtiyar, evli, bekâr çeşitli insanlar oturmaktadır: Ayaşlı’nın apartman katında geçen hayatı anı biçiminde yazan bekâr bir banka memuru; eski bir çiftlik sahibi olan yaşlı Hasan Bey; eski konsoloslardan ihtiyar Şefik Bey; odun ve kömür satıcısı Buharalı Abdülkerim ile karısı İffet Hanım; eski bar kızlarından Faika ile kocası şoför Fuat; geceleri odasında kumar oynatan Turan Hanım’la kocası Haki Bey; bunlardan başka, ikide bir değişen hizmetçiler; dışarıdan gelip giden misafirler. Romanda, Türkiye’nin çeşitli katlarından gelen bu insanların ayrı ayrı maceraları ve birbirleriyle olan ilişkileri anlatılmaktadır.” (Behçet Necatigil)
“Ayaşlı ile Kiracıları, Türk romanında yepyeni bir devir açmıştır. Bugün genç kalemlerin kudretle yaşattıkları bu nev’e kahramansız roman diyebiliriz. Hiç şüphe yok, Türk edebiyat tarihi, Ayaşlı ile Kiracıları müellifini hakiki adiyle lâyık olduğu mevkie koyacak ve onu yeni bir roman anlayışının ilk akıncısı olarak gösterecektir.” (Sabri Esat Siyavuşgil)
“Memduh Şevket Esendal’ın 1934 yılında, böylesine temiz bir Türkçe ile roman yazması bir başarı sayılmalı. Sözü hiç uzatmıyor. Telgraf yazar gibi yazıyor romanını. Kısa tümceleri sık sık kullanıyor ve bunda çok başarılı. Anlattığı kişilere çok yanlı bakmaya çalışıyor. Bu bakımdan özellikle Ayaşlı’yı anlatırken başarılı; iyi yanlarını da, kötü yanlarını da ustalıkla belirtiyor. Kimi insanların düşünme biçimini sadece konuşmalarla çok iyi veriyor.” (Fethi Naci)
“Cumhuriyetin ilk yıllarında, Ankara’da, Ayaşlı İbrahim Efendi adında biri, dokuz odalı bir apartman dairesini oda oda kiraya vermektedir. Bir köy ağasının oğlu olan Ayaşlı İbrahim, eşkıyalık, zaptiye çavuşluğu, arzuhalcilik, otelcilik, vb gibi türlü boyalara boyanmış bir adamdır. Odalarda, kadın, erkek, genç, ihtiyar, evli, bekâr çeşitli insanlar oturmaktadır: Ayaşlı’nın apartman katında geçen hayatı anı biçiminde yazan bekâr bir banka memuru; eski bir çiftlik sahibi olan yaşlı Hasan Bey; eski konsoloslardan ihtiyar Şefik Bey; odun ve kömür satıcısı Buharalı Abdülkerim ile karısı İffet Hanım; eski bar kızlarından Faika ile kocası şoför Fuat; geceleri odasında kumar oynatan Turan Hanım’la kocası Haki Bey; bunlardan başka, ikide bir değişen hizmetçiler; dışarıdan gelip giden misafirler. Romanda, Türkiye’nin çeşitli katlarından gelen bu insanların ayrı ayrı maceraları ve birbirleriyle olan ilişkileri anlatılmaktadır.” (Behçet Necatigil)
“Ayaşlı ile Kiracıları, Türk romanında yepyeni bir devir açmıştır. Bugün genç kalemlerin kudretle yaşattıkları bu nev’e kahramansız roman diyebiliriz. Hiç şüphe yok, Türk edebiyat tarihi, Ayaşlı ile Kiracıları müellifini hakiki adiyle lâyık olduğu mevkie koyacak ve onu yeni bir roman anlayışının ilk akıncısı olarak gösterecektir.” (Sabri Esat Siyavuşgil)
“Memduh Şevket Esendal’ın 1934 yılında, böylesine temiz bir Türkçe ile roman yazması bir başarı sayılmalı. Sözü hiç uzatmıyor. Telgraf yazar gibi yazıyor romanını. Kısa tümceleri sık sık k... tümünü göster
Edebiyatımızdaki önemli "durum" öykücülerimizden M.Ş. Esendal bu romanda bir olaydan ziyade Ankara'da bir apartmanda oturan kiracıların hayatlarından kesitler sunmuş. O yılların insanlarını anlamak adına güzel bir kitap. Bu insanların hayatlarını bize, ismi hiç geçmeyen bir karakter kendi ağzından anlatıyor. Yazarın dili çok güzel, tertemiz bir Türkçe. Kolay okunuyor, bol diyalog içeren bir kitap. Durum öykülerini sevmeyenler için biraz sıkıcı gelebilir ama tavsiye ederim.
Hocamın ödev için okuttuğu bi kitap onu okurken başka bi kitap daha okumam işi zevksizleştirdi ama kitap çok güzeldi.
Olağanüstü bir kurgusu olmasa da, cımhuriyetin ilk yıllarına ait yaşantıyı, ilişkileri sade ve akıcı bir dil ike anlatmış.
Cumhuriyetin ilk yıllarından sıradan insanların bir pansiyonda geçen hikayesi. Anlatım akıcı bir günde okudum ama etkilenecek bir şey bulamadım. Dönemle ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlere faydalı olabilir.
Dokuz odalı bir dairenin bir odasında yaşayan bankacı bir adamın baş kahraman olduğu bir kitap. Kumar masaları ve içki sofralarından başka bir şey anlatmıyor , o zamanın Ankara sını gözler önüne seriyor. Akıcı bir usluba sahip ama okura hiçbir şey kazandırmıyor.
Çok kafa karıştıran diyalogların olduğu; kimin hangi cümleyi kurduğunu anlayamadığım şekilde karışık bir üsluba sahip kitap. Sonlara doğru Kişiler ve diyalogların oturmasıyla daha akıcı hale geliyor. Okumayanın pekte bir şey kaybetmeyeceğim düşünüyorum.
Okumasam da olurmuş, okuyana bir şey katacak türden bir kitap değildi.
192 sayfa
Ocak2023 tarihinde