Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Finlandiya’ya adanmış bir kitaptır. Anlatılan, bu küçük ve geri kalmış ülkenin kültürel ve toplumsal gelişimidir. Fin halkının birlik ve beraberlikle ülkelerini yoksulluktan kurtarıp ideal bir ekonomi ve politika yaratmalarının üzerinden, yurtseverlerin özverisi ve fedakârlığı okunur. Tüm dünyaya örnek olacak bu coşku ve mücadele, onların topraklarını "bataklıklar ülkesinden" beyaz zambaklar ülkesine dönüştürmüştür.
1928 yılında, Atatürk’ün reformlarından önce bir Türk gazeteci kitap hakkında daha açık konuşuyordu: "Sanki iki milyonluk Fin halkı bu deneyi bizim için yaşamış, bizim yolumuzu aydınlatmak ve bize, kendi ağabeyine, bizim de gittiğimiz bu yoldan kararlı ve kuşku duymadan gitmeye devam edebileceğimizi söylemek için yaşamış. Bu sadece bir örnek değil, zafer kazanacağımızın bir kantı."
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Finlandiya’ya adanmış bir kitaptır. Anlatılan, bu küçük ve geri kalmış ülkenin kültürel ve toplumsal gelişimidir. Fin halkının birlik ve beraberlikle ülkelerini yoksulluktan kurtarıp ideal bir ekonomi ve politika yaratmalarının üzerinden, yurtseverlerin özverisi ve fedakârlığı okunur. Tüm dünyaya örnek olacak bu coşku ve mücadele, onların topraklarını "bataklıklar ülkesinden" beyaz zambaklar ülkesine dönüştürmüştür.
1928 yılında, Atatürk’ün reformlarından önce bir Türk gazeteci kitap hakkında daha açık konuşuyordu: "Sanki iki milyonluk Fin halkı bu deneyi bizim için yaşamış, bizim yolumuzu aydınlatmak ve bize, kendi ağabeyine, bizim de gittiğimiz bu yoldan kararlı ve kuşku duymadan gitmeye devam edebileceğimizi söylemek için yaşamış. Bu sadece bir örnek değil, zafer kazanacağımızın bir kantı."
"Beyaz Zambaklar Ülkesinde" bu kitabı okuyunuz ve okutunuz.
Mustafa Kemal Atatürk hayatının her döneminde zamanının büyük kısmını kitap okuyarak ve okuduklarından sayfalarca not çıkararak geçirmiş bir önderdir. O kadar kitap arasından bu kitabı Türk halkına okunması gerekli olarak önermiş olması Atatürk'e olan hayranlığımı bir kat daha arttırdı. "Atatürk'ü tanrılaştırıyorsunuz" diyenler keşke bu kitabı okuyarak onun ne kadar halkını ve ülkesini seven, ileri görüşlü bir lider olduğunu anlayabilseler
Bu kitabı okuduktan sonra Fin eğitim sistemini araştırdım ve hayran kaldım. Gerçekten her öğretmenin ve öğretmen adayının okuması gereken bir kitap.
sadece okumakla kalmayıp 300 kadar ogrencımın de okumasına vesıle olduğum kıtap.. ıyı de yaptıgıma ınanıyorum kı benim değil bir oğrencımın kıtapla ılgılı yorumu '' hocam bu adam resmen Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan esinlenmiş'' kuzum bilmez ki Atatürk zamanından önce yazılmış ve Atatürk bu kitabın okullarda okutulmasını zorunlu kılmış :)
"İstediğiniz kadar mükemmel anayasalar yapın. Özgürlükler alanında da halka dilediğiniz kadar haklar tanıyınız. Sosyalizmin veya liberalizmin sihirli gücüne dilediğiniz kadar inanın. Eğer çocuklarınız gerektiği şekilde eğitim almazlarsa hayata bir hiç olarak atılırlarsa, yasalar ve bütün sosyal haklar var olmasına rağmen toplumsal hayat yine de sönük ve ruhsuz olacaktır.
Bu nesilden gelen memurlar bencil ve uyuşuk, devlet adamları ise politik madrabaz olurlar.Politikacılar, çıkar peşinde koşar.Okullar yeni neslin bilincini körelten ve kalbini karartan birer karanlık mağara olur.Basın, sokak kadınlarının albümlerine döner.Tok veya aç olan halk kitleleri ise kendilerine yabancı olan her şeye, özellikle varlıklı sınıfa mensup insanlara karşı nefret, kıskançlık ve intikam duyguları beslemeye başlarlar."
Bu kitap çıktığı dönemlerde kışlalarda okunması için önerilmiş; bence şimdi tam zamanı, yeniden sadece kışlalarda değil, tüm okulların müfredatında olmalı ve tüm öğretmenler önermeli. İçinde siyaset yok, ne sağ var ne sol, ne komünizm var ne liberalizm, ne emperyalizm var ne kapitalizm... İçinde bir vatan var ve o vatana aşık bir avuç isimsiz kahramanın bir halkı ayağa kaldırma öyküsü...
Eğitimci olmak isteyen ve aydınlık bir gelecek için mücâdele eden herkesin okuması gereken bir kitaptır.
"...bize bataklıklar, kayalıklar düştü; oraları bir kültür ülkesine çevirdik."
Kitabın özeti niteliğinde olan bu söz bir çok şeyi anlatmaya yetiyor. Rusya ve Ukrayna'nın sömürgesi altında ezilen ve büyük acılara tanıklık eden Finlandiya'nın, Snellman'ın büyük katkıları sonucunda nasıl bir kültür ülkesine dönüştüğü ve bu kültürün de getirisi olarak günümüzde hâlâ dünyanın "eğitim" konusunda başı çeken ülkelerinden biri olduğunun mükemmel bir hikâyesidir.
Snellman, şöyle soruyordu; "...hayatın ve bizim emeğimizin sırrı burada gizlidir. Ülkemizde ne ile meşgulüz? Ulusumuzun kaderinde nasıl bir rol oynamaktayız?" Bugün, geleceğin Türkiye'sini hayal eden gençler için teşvik edici bir kitaptır.
Kitabın esas değeri Finlandiya'yı anlatmasından kaynaklanmıyor. Değeri, bu kitap sayesinde Türk milleti olarak nasıl göründüğümüzü ve geleceğimizin nasıl olacağını anlayabilmemizi sağlamasındandır. Roman havasında bir solukta değil, bölüm bölüm düşünerek okunacak bir kitap.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde; her insanın okuması gereken, her insana bir şeyler katacak, her insanın kendinden bir şeyler bulacağı müthiş bir eser. Şiddetle tavsiye ediyorum:)
Ben bunu yanlış zamanda okumuşum.Kesinlikle seneler seneler önce okumam gerekiyormuş.Finlandiya eğitim sistemi.Bu nasıl bir başarıdır düşüncedir saygıdır.Her sene değişen güya yenilenen ama sürekli geriye giden eğitim sistemimizi gördükçe neden diyorum.Atatürk boşuna bütün okullarda okutun dememiş.Cidden okutun.Herkese her yaşa.
Kitabı tek kelimelik özeti "EĞİTİM"
Atatürk' ün neden okullarda zorunlu okutulmasını emrettiğini kitabın her bölümünde daha iyi anlıyorsunuz. Kitabı okurken Finlandiya daki değişimi değilde bizim cumhuriyet dönemimizde yapılanları, köy enstitülerini, cumhuriyet öğretmenlerini vs. görür gibi oluyorsunuz. Kitapta halkın bilinçlenmesinden sonraki süreçlere de yer verilseydi sanırım ders almamız açısından daha etkili olabilirdi. Her halükarda bence bu ülkedeki tüm devlet adamlarının, öğretmenlerin, din adamlarının, doktorların, memurun, işçinin, öğrencinin vs herkesin okuması gereken bir kitap. .
264 sayfa
30Ekim2018 tarihinde, Alfa Yayınları tarafından yayınlandı