Boğaziçi'ndeki okullardan birinde yatılı okumakta olan Tahsin, kendisine eşek Türk diyen Cemil'e taş atar ve onu yaralar. Okulun öğretmenlerinden Orhan ilk müdahaleden sonra yaralanan çocuğu evlerine götürür. İdealizmle materyalizm arasında bocalayan, milliyetçi bir öğretmen olan Orhan, Mütareke sonrası İstanbul'unun zengin ve yozlaşmış kesimiyle bu olaydan sonra ilişki kurar ve o evdeki Batılı tarzda eğitim almış, kozmopolit düşüncelere sahip Vedia'ya aşık olur. Peyami Safa, yazarlığının zirvesinde olduğu dönemde kaleme aldığı Biz İnsanlar romanında can alıcı bir soru sorar: “Türkiye'nin yaşayacağına inanmayan bir Türk'ün kaç türlü ahlakı olabilir?” Mütareke döneminde aydınların gündemini işgal eden materyalizm, sosyalizm, mandacılık, milliyetçilik gibi fikirleri karakterleri üzerinden tartışarak ideal buhranı yaşayan insanların dengelerini yitireceğine işaret eden Peyami Safa, insanın maddi bir varlıktan çok manevi bir varlık olduğunu, insanda ruhun maddeden önce geldiğini gösterir.
Boğaziçi'ndeki okullardan birinde yatılı okumakta olan Tahsin, kendisine eşek Türk diyen Cemil'e taş atar ve onu yaralar. Okulun öğretmenlerinden Orhan ilk müdahaleden sonra yaralanan çocuğu evlerine götürür. İdealizmle materyalizm arasında bocalayan, milliyetçi bir öğretmen olan Orhan, Mütareke sonrası İstanbul'unun zengin ve yozlaşmış kesimiyle bu olaydan sonra ilişki kurar ve o evdeki Batılı tarzda eğitim almış, kozmopolit düşüncelere sahip Vedia'ya aşık olur. Peyami Safa, yazarlığının zirvesinde olduğu dönemde kaleme aldığı Biz İnsanlar romanında can alıcı bir soru sorar: “Türkiye'nin yaşayacağına inanmayan bir Türk'ün kaç türlü ahlakı olabilir?” Mütareke döneminde aydınların gündemini işgal eden materyalizm, sosyalizm, mandacılık, milliyetçilik gibi fikirleri karakterleri üzerinden tartışarak ideal buhranı yaşayan insanların dengelerini yitireceğine işaret eden Peyami Safa, insanın maddi bir varlıktan çok manevi bir varlık olduğunu, insanda ruhun maddeden önce geldiğini gösterir.
Peyami Safa’nın neredeyse tüm eserlerinde olduğu gibi Mütareke döneminin İstanbul’unda geçen Biz İnsanlar romanında da yine bir doğu-batı çekişmesi var. Fakat kitap sadece bu yönüyle değil, kuvvetli bir materyalizm-maneviyatçılık karşılaşması ve milliyetçilik-mandacılık mücadelesiyle de dikkat çekiyor. Her biri farklı bir görüşü ve yaşam şeklini temsil eden karakterleri bir yana koyarsak, adeta Peyami Safa’nın beyninde geçen bir fırtınaya tanık oluyoruz. İsabetli tespitler ve kuvvetli gözlemler kadar yoğun bir sorgulama hali tüm roman boyunca devam ediyor. Finali dahil bolca toplumsal göndermeler içerse de aradaki ruh tahlilleri de takdire şayan. Özellikle Orhan karakterinin donma tehlikesi yaşadığı bölümün tasviri, Safa’nın insan psikolojisine ne kadar hakim olduğunu bir kaz daha kanıtlıyor.
Karton Cilt, 400 sayfa
2020 tarihinde, Ötüken Neşriyat A.Ş. tarafından yayınlandı