Daisy Miller, Henry James hayranlarının dışındaki okurların da büyük beğenisini kazanmış, kısalığından ötürü yazarın büyük eserlerinden sayılmasa da en popüler novellasıdır.New Yorklu varlıklı bir ailenin asi, toplumsal sınırlamalara aldırmayan vahşi çiçekinin olağanüstü güzel ve masum bir genç kız olarak tasvir edilmesi Amerikadaki muhafazakâr çevrelerin tepkisini çektiği için kitap önce İngilterede yayımlandı. James, Daisy Millerda aristokrat geçinen yakınlarının etkisinden sıyrılamayan genç bir Amerikalının, olağanüstü güzel bir genç kız karşısındaki büyülenişini anlatır. Veveyde, göle bakan bir otelin bahçesinde karşılaştığı Daisy, Winterbourneu bir ikileme sürükler. Genç kız önüne çıkan her erkekle flört etmekten çekinmemektedir, oysa Winterbourne onu işlenmemiş bir cevher gibi görmek ister. Eleştirmen Leslie Fieldera göre Daisy, edebiyattaki Amerikan prenseslerinin ilki, Avrupalı erkeklerin başını döndüren Amerikalı kadın turist tipinin ilk örneğidir. Avrupalı erkeklerin anlamadığı şey, Daisynin masumiyetinin doğuştan geldiği, o efsanevi masumiyetin ve saflığın yaptığı ya da söylediği hiçbir şeyle bozulmayacağıdır.
Daisy Miller, Henry James hayranlarının dışındaki okurların da büyük beğenisini kazanmış, kısalığından ötürü yazarın büyük eserlerinden sayılmasa da en popüler novellasıdır.New Yorklu varlıklı bir ailenin asi, toplumsal sınırlamalara aldırmayan vahşi çiçekinin olağanüstü güzel ve masum bir genç kız olarak tasvir edilmesi Amerikadaki muhafazakâr çevrelerin tepkisini çektiği için kitap önce İngilterede yayımlandı. James, Daisy Millerda aristokrat geçinen yakınlarının etkisinden sıyrılamayan genç bir Amerikalının, olağanüstü güzel bir genç kız karşısındaki büyülenişini anlatır. Veveyde, göle bakan bir otelin bahçesinde karşılaştığı Daisy, Winterbourneu bir ikileme sürükler. Genç kız önüne çıkan her erkekle flört etmekten çekinmemektedir, oysa Winterbourne onu işlenmemiş bir cevher gibi görmek ister. Eleştirmen Leslie Fieldera göre Daisy, edebiyattaki Amerikan prenseslerinin ilki, Avrupalı erkeklerin başını döndüren Amerikalı kadın turist tipinin ilk örneğidir. Avrupalı erkeklerin anlamadığı şey, Daisynin masumiyetinin doğuştan geldiği, o efsanevi masumiyetin ve saflığın yaptığı ya da söylediği hiçbir şeyle bozulmayacağıdır.
Öncelikle Daisy Miller bir Amerikalıdır ve Hanry James'in kitaplarında da bu Amerikalılık geniş bir yer kaplar.
Konusu:
Daisy Miller göze batan güzelliği ile annesi ve erkek kardeşi ile bir çok ülke gezmektedir ve çok da zengindirler. Tabi dönem, kadınların bir erkekle (ya da birden fazla erkekle) uluorta muhabbet etmesinin ayıplandığı bir dönem. (Esasen pek de değişikliğe uğradığını düşünmüyorum bu durumun.)
Bir vakit yolları Winterbourne isimli Amerikalı ile kesişir. Winterbourne -bana göre korkak- sınıf çatışmasına takılı kalmış ve teyzesi ile toplumun etkisi altında kalan sözde erkektir.
Tüm bu gezinti sürecinde Roma'da tekrar karşılaşırlar ve birbirlerine aşklarını ifade edemeyen çiftin arasına İtalyan bir yakışıklı girer. Aslında Daisy Winterbourne'ü kıskandırmak için böyle bir yol izler. Amaaan her neyse sonunda (Kolezyum içinde vebaya da nasıl yakalanmışsa...) Daisy kısa süre içinde vefat eder.
Aslında romanda anlatılmayan ve hikaye sonunda patlamamış bir silah vardır. Uşaklar ile samimiyete bu kadar değinilip işin iç yüzüne değinilmemesi veya babalarının sürekli para kazanıp ailesinin sürekli gezmesi için para harcarken hiç ortada görünmemesi garip geldi.(Kesin metaforiktir bu şimdi.)
Bana göre romanda asıl anlatılan şey kadın erkek eşitsizliği, sınıf ve çıkar çatışması idi. Uslu uslu oturması gerek değil mi kızlarımızın? Sanırsın bu kızlar kendi cinsleri ile muhabbette. Yahu biri de çıkıp kadınlar masum değilse erkekler bu günahın neresinde diye sormaz mı? Varsa yoksa kadın falan kadın filan...
Sanırsam kitap bir dönem Amerika'da dahi yasaklanmış. Sebebi yine bu bakış açısı. Yani, Amerikan kadınlarını bu kadar "hafif" gösterdiği için kitap bir süre yasaklanmış.
Hanry James de bir garip. Kendisi Amerikalıdır ancak ölmeden önce İngiliz vatandaşlığına geçer. Ah, bu arada hani psikolojide pragmatizmin öncüsü William James var ya; onun da kardeşidir.
Aşkın olanaklarına ya da olanaksızlıklarına dair uzun bi öykü
Kisa roman tarzinda oldugundan midir bilinmez derinlikli bir konuyu sig sularda yuzdurmeye calisinca yazar ortaya boyle 'e noldu simdi' turunden bir hayal kirikligi geldi oturdu.