Mor, küçük bir Ege kasabasında yaşayan dört çocuklu bir çiftçi ailesinin yıllara yayılmış trajik hikâyesini sürükleyici bir aşk ve entrika çerçevesinde günümüze taşıyarak yirmi dört saatlik bir zaman diliminde anlatan bir roman. 68 kuşağından, sistemin bir parçası haline gelmiş işadamı ve turizmci İlhan Sacit, kızı yaşındaki Renginura tutulup ondan bir de çocuk sahibi olunca karısını yıkmış, hırslı baldızının kinini bilemiştir. İlhanın kardeşi öğretim üyesi, hâlâ solcu ama kafası karışık Armağan, ağabeyinin tersine kapalı, kendini ağıra satan bir erkektir ve iletişim sorunları yüzünden evliliği bitmek üzeredir. Kızkardeş Gülcansa ailedeki ölüm ve intiharlardan sonra iyice umutsuz ve tükenmiş durumda alkole sığınmıştır. Aile çevresi, İlhan Sacitin otelinde, evlilik dışı doğmuş çocuğunun birinci yaş günü dolayısıyla biraraya gelirler. Gece güzel başlayacak ama günün ilk saatlerinde beklenmedik bir cinayetle sona erecektir. İnci Aral, Morda ağırlıklı olarak insanların yaşadığı büyük yalnızlığı, evliliği işliyor ve kadınlara erkeklerin gözüyle bakmayı, erkek dünyasının gizlerini aralamayı başarıyor. Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin ikinci kitabı olan roman aynı zamanda Türkiyenin tarımdan sanayiye geçiş sürecinde insanımızın savruluş ve dağılmalarının ipuçlarını saklıyor ve konu aldığı kişiler üzerinden 1940lardan 2000lere Türkiyenin toplumsal panoramasını çiziyor.
Mor, küçük bir Ege kasabasında yaşayan dört çocuklu bir çiftçi ailesinin yıllara yayılmış trajik hikâyesini sürükleyici bir aşk ve entrika çerçevesinde günümüze taşıyarak yirmi dört saatlik bir zaman diliminde anlatan bir roman. 68 kuşağından, sistemin bir parçası haline gelmiş işadamı ve turizmci İlhan Sacit, kızı yaşındaki Renginura tutulup ondan bir de çocuk sahibi olunca karısını yıkmış, hırslı baldızının kinini bilemiştir. İlhanın kardeşi öğretim üyesi, hâlâ solcu ama kafası karışık Armağan, ağabeyinin tersine kapalı, kendini ağıra satan bir erkektir ve iletişim sorunları yüzünden evliliği bitmek üzeredir. Kızkardeş Gülcansa ailedeki ölüm ve intiharlardan sonra iyice umutsuz ve tükenmiş durumda alkole sığınmıştır. Aile çevresi, İlhan Sacitin otelinde, evlilik dışı doğmuş çocuğunun birinci yaş günü dolayısıyla biraraya gelirler. Gece güzel başlayacak ama günün ilk saatlerinde beklenmedik bir cinayetle sona erecektir. İnci Aral, Morda ağırlıklı olarak insanların yaşadığı büyük yalnızlığı, evliliği işliyor ve kadınlara erkeklerin gözüyle bakmayı, erkek dünyasının gizlerini aralamayı başarıyor. Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin ikinci kitabı olan roman aynı zamanda Türkiyenin tarımdan sanayiye geçiş sürecinde insanımızın savruluş ve dağılmalarının ipuçlarını saklıyor ve konu aldığı kişiler üzerinden 1940lardan 2000lere Türkiyenin toplumsal panoramasını çiziyor.
inci aral mor kitabı yeni yalan zmanlar üçlemesinin safran sarı ve yeşil 'den sonra üçüncü kitabıdır.yazar görsel anlatıyla kendine has kavram sözlüğü oluşturmuş psikolojik anlatımıyla başarılı ve en sevdiğim yazardır.
masumet müzesiyle çok fazla benzerliği var diye düşünüyorum...Masumiyet müzesi mor'a benziyor sanki!!
Üslubuna bayıldım.Konuyu ele alış tarzıda güzeldi.
Yıllardır kitaplığımda bekliyordu bu kitap bir önyargı ile okumuyordum 1. basımını 2003 te almışım . Şuan bitirdim çok beğendim gerçekten başarılı bir kitap
24 saatlik zaman dilimine onca insanin hayatini akici bir dille anlatmis..
İlk bakışta alttan alta gelişen, gerçekleşmesi beklenen bir gerilim var. Genel kurgu da bunun çevresinde dönüyormuş gibi. Fakat daha derin bir eser. Bir karakteri sabit alarak onunla bağlantısı olan insanların o gerilim noktasına kadar yaşadıkları hayatlara detaylıca değiniliyor. Fakat hayattan hayata geçişler sıkmadan gayet akıcı bir şekilde gerçekleşiyor öyle ki beklenen gerilimi de tırmandırırken hadi artık olan olsun dedirtmiyor.
Söz konusu hayatlar gerek kan bağı gerek evlilik ve birliktelikler vasıtasıyla yolu temel alınan İlhan karakteriyle kesişen insanların birbirinden farklı hayatları. Her birinin kendi iç dünyası, savunmaları, saldırıları var. Bu açıdan herkes kendine göre bir karakterle empati kurabilir zira karakterler iki boyutlu değil son derece insancıl.
Bir günde ve günün belli saatlerinde geçiyor bu roman. O saat dilimindeki olaylardan yola çıkarak romandaki her karakterin duygu ve düşünce dünyasına dalıveriyoruz ve yazar öyle itinalı analiz ediyor ki duyguları, davranış sebeplerini, hayattaki olguları hayran kalmamak elde değil.Bazı romanlarda olay akışı önemini yitirir ya çünkü anlatım şekli süperdir, işte bu da o romanlardan. Bir olay olmasını beklemeseniz de bu yönden de tatmin ediyor okurlarını. Kadın erkek ilişkileri, evlilik... çok yerinde tespitlerle sıkmadan karakterlerin dilinde gerçeklik kazanıyor. Bu gerçeklik sizi yer yer kaygılandırabilir. Kaba tabirle ağzıma sıçan kısımları da oldu o yüzden bu romanı unutmayacağım.
Karakter betimlemeleri ve tarihsel arka plan anlatımı duygu yoğunluklarına ilişkin betimlemelerin yoğunlukta olduğu bir kitap. İçimizden birilerini anlatmış. Kendinizi bulabilirsiniz.
Ilk defa türk bir yazarı roman türünde okudum..kitap hediye gelmişti.. sanirim15 yıl önceydi.. Bu sene okumak nasip oldu..inci aralin anlatım tarzını çok beğendim.olaylar kişiler o kadar gerçekteki sanki birisinin günlüğünü okuyordum.. bilmedigim hayatlari bana tanitti.gercekci ve akıcı bir roman..sonra safran sarı ve yeşil kitaplarını da aldım..
331 sayfa