Edebiyat anlayışı hiçbir zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı düşünülemeyecek bir yazar olan George Orwell, Neden Yazıyorum'da bir araya getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir noktasında kendisine sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik "Neden Yazıyorum?" sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor. Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.
"Tüm yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir ve yazma dürtülerinin altında bir gizem yatar. Kitap yazmak, acıdan kıvrandıran bir hastalığın uzun süren nöbetleri gibi insanı yiyip bitiren korkunç bir mücadeledir. İnsan, karşı koyamayacağı ve anlayamayacağı bir iblis tarafından itilmese kesinlikle böyle bir işe kalkışmazdı. Biliyoruz ki bu iblis herkeste vardır ve bir bebeğin ilgi çekmek için ciyak ciyak ağlamasına yol açan içgüdünün aynısıdır. Fakat yine de sürekli kendi kişiliğini gizleme mücadelesi vermediği sürece insanın okunabilir hiçbir şey yazamayacağı da bir o kadar doğru."
(Tanıtım Bülteninden)
Edebiyat anlayışı hiçbir zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı düşünülemeyecek bir yazar olan George Orwell, Neden Yazıyorum'da bir araya getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir noktasında kendisine sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik "Neden Yazıyorum?" sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor. Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.
"Tüm yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir ve yazma dürtülerinin altında bir gizem yatar. Kitap yazmak, acıdan kıvrandıran bir hastalığın uzun süren nöbetleri gibi insanı yiyip bitiren korkunç bir mücadeledir. İnsan, karşı koyamayacağı ve anlayamayacağı bir iblis tarafından itilmese kesinlikle böyle bir işe kalkışmazdı. Biliyoruz ki bu iblis herkeste vardır ve bir bebeğin ilgi çekmek için ciyak ciyak ağlamasına yol açan içgüdünün aynısıdır. Fakat yine de sürekli kendi kişiliğini gizleme mücadelesi vermediği sürece insanın okunabilir hiçbir şey yazamayacağı da bir o kadar doğru."
(Tanıtım Bülteninden)
Kısa bir bölüm neden yazdığına dair detayları inceliyor. Gerisi ikinci dünya savaşı sırasında yazarın İngiliz burjuvasına bakışı, kapitalizm ve savaş üzerine...
Öncelikle kitabın başlığının içeriğini yansıtmadığını söylemekle söze başlamalıyım. Kitabın başlığı kitabın çok küçük bir kısmında yer alan bir yazıyı kapsıyor. Ancak kitabın neredeyse dörtte üçünü işgal eden kısım yazarın İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere özelinde dünya siyaseti üzerine düşüncelerini içeriyor. Kitabın başlığı içeriğin otobiyografik ögeler taşıdığı izlenimini oluşturuyor ki benim gibi içeriği çok da irdelemeden,kitabı sormadan soruşturmadan alanlar için yanıltıcı bir durum bu.
İçeriğe gelecek olursak söylenecek çok şey yok aslında. Orwell'in tanık olduğu dünya savaşlarıyla alakalı düşüncelerini öğrenmek ve bu duruma nasıl bir çözüm önerdiğini öğrenmek isteyenler için okunabilir bir kitap.
Benim gibi Orwell'ın yazma deneyimiyle ilgili bir şeyler bekliyorsanız hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Bu kitap daha çok İngiltere'nin 2. Dünya Savaşı esnasındaki politikalarını eleştiren yazılarla dolu.
Karton Cilt, 109 sayfa
Kasım2013 tarihinde, Sel Yayıncılık tarafından yayınlandı