Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga'dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir. Savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1930'ların ikinci yarısından soğuk savaş rüzgârlarının Avrupa'yı içine aldığı 1950'li yıllara kadar uzanan dönemi kapsayan bu eserin ilk kitabını oluşturan Paris Düşerken'de, yayılmacı Hitler faşizminin işgali altındaki Paris'te toplumun farklı kesimleri üzerine projektör tutulur. Bir yanda işgalcilere çıkar hesaplarıyla bağlı olan yönetici elit ile burjuvazi, diğer yanda faşizme karşı yurt savunması için örgütlenen direnişçiler bu saflaşmanın iki ana kesimini oluşturmaktadır. İşgal günlerinde, her şeylerini geride bırakarak, kafileler halinde kentlerini terk eden Parislilerin trajedisi, uluslararası diplomasinin satranç tahtasında yapılan hamleler, cepheden gelen bozgun haberleri, direniş hareketini örgütleme çabaları... Avrupa'nın çehresini değiştiren kanlı olaylar, bu olaylara sahne olan ülkeler, savaşın karşıt kutuplarında yer alan kahramanlar... Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan tarafından beğeniyle okunan bir klasik.
Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga'dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir. Savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1930'ların ikinci yarısından soğuk savaş rüzgârlarının Avrupa'yı içine aldığı 1950'li yıllara kadar uzanan dönemi kapsayan bu eserin ilk kitabını oluşturan Paris Düşerken'de, yayılmacı Hitler faşizminin işgali altındaki Paris'te toplumun farklı kesimleri üzerine projektör tutulur. Bir yanda işgalcilere çıkar hesaplarıyla bağlı olan yönetici elit ile burjuvazi, diğer yanda faşizme karşı yurt savunması için örgütlenen direnişçiler bu saflaşmanın iki ana kesimini oluşturmaktadır. İşgal günlerinde, her şeylerini geride bırakarak, kafileler halinde kentlerini terk eden Parislilerin trajedisi, uluslararası diplomasinin satranç tahtasında yapılan hamleler, cepheden gelen bozgun haberleri, direniş hareketini örgütleme çabaları... Avrupa'nın çehresini değiştiren kanlı olaylar, bu olaylara sahne olan ülkeler, savaşın karşıt kutuplarında yer alan kahramanlar... Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan tarafından beğeniyle okunan bir klasik.
Okuduğum en iyi ve en çarpıcı romanlardan biri. Bütün karakterler çok etkileyici, olayların akışı tutarlı, yazarın dili (ve romanın Türkçe'ye çevirisi) çok iyi. Bir ulusun, bir kentin ve bu kentte yaşayan insanların öyküleri anlatılırken, Fransa'yı, Paris'i hiç görmemiş bile olsanız zihninizde çok canlı manzaralar çiziliyor. Roman kahramanlarının yaşanan büyük trajedi karşısındaki tepkileri çok çarpıcı. Tessat, Lucien, Dessère ve Agnes karakterlerinin hikayeleri özellikle çok etkileyiciydi. Okumamış olanlara şiddetle tavsiye ederim.
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2012/10/ilya-ehrenburg-paris-duserken.html
İlya Ehrenburg ( 1891-1967 ) Kiev doğumlu Yahudi asıllı yazar. Bayağı maceralı bir yaşamı olan yazar, bir dönemde M.Vekilliği yapmıştır. Paris Düşerken en önemli eseri olup 1942 ve 1948 yıllarında Stalin ödülüne layık görülmüştür.
Kitap aslında üçleme ( Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga ) ama Evrensel yayınevi 5 cilt şeklinde yayınlamış.
Nehir romanın ilki Paris Düşerken. Kitap hakkında söyleyecek çok şey yok aslında. Bir şahaser, bir destan, okuma şöleni diyebilirim. Bir çok karakter var ama roman Paul Tessat adlı bir politikacı çerçevesinde Paris’in günlük yaşantısı ve insan ilişkileri içerisinde gelişiyor.
Ben. Müthiş keyif aldım okurken. İlk sayfadan itibaren kitap içine çekti beni, karakterlere başta Paul Tessat, Pierre, Lucien, Dessere vs bayıldım ve yazar beni 1935 -1940 ların Paris’ine götürdü adeta yaşadım o yılları.
Bazı kitaplar vardır bittiği için üzülünen bu roman benim için öyleydi ama geride 4 cildin daha olması rahatlatıcı benim için. Son olarak okumamış olanlara çok tavsiye ederim. Çok severek okuyacaklarına inanıyorum....
656 sayfa