Charles Baudelaire (1821-1867); 1857'de yayımlanan Kötülük Çiçekleri'nin yanısıra, Avrupa'ya tanıttığı Poe çevirileri ve eleştirel yazılarıyla da 19. yüzyılda edebiyatı yenileyen en önemli modern ustalardan biridir. Baudelaire'in 1862'de tamamladığı ancak ölümünden iki yıl sonra yayımlanan Paris Sıkıntısı ise, yaklaşık 150 yıldır, düzyazı şiirin dünya edebiyatındaki anıt yapıtlarından biri sayılmaktadır.
Tahsin Yücel (1933); Dergilerde ilk ürünlerinin yayımlandığı 1950'den günümüze, edebiyatımızın son elli yılına damga vuran en önemli ustalarındandır. Gerek öykü ve roman, gerekse deneme ve eleştirel çalışmalarıyla ufuk açan bu önemli yazarın Balzac'tan Flaubert'e, Gide'den Camus'ye çeviri edebiyatımıza katkılarıysa, 80 kitabı aşmaktadır.
Charles Baudelaire (1821-1867); 1857'de yayımlanan Kötülük Çiçekleri'nin yanısıra, Avrupa'ya tanıttığı Poe çevirileri ve eleştirel yazılarıyla da 19. yüzyılda edebiyatı yenileyen en önemli modern ustalardan biridir. Baudelaire'in 1862'de tamamladığı ancak ölümünden iki yıl sonra yayımlanan Paris Sıkıntısı ise, yaklaşık 150 yıldır, düzyazı şiirin dünya edebiyatındaki anıt yapıtlarından biri sayılmaktadır.
Tahsin Yücel (1933); Dergilerde ilk ürünlerinin yayımlandığı 1950'den günümüze, edebiyatımızın son elli yılına damga vuran en önemli ustalarındandır. Gerek öykü ve roman, gerekse deneme ve eleştirel çalışmalarıyla ufuk açan bu önemli yazarın Balzac'tan Flaubert'e, Gide'den Camus'ye çeviri edebiyatımıza katkılarıysa, 80 kitabı aşmaktadır.
Çağı her daim yakalayabilen bir tutumla yazmış Charles Baudelaire
Paris Sıkıntısını .Öyle ki insanın özüne insan benliği üzerine yazmış ve yazdığı şeyler günümüze kadar aynı geçerliliğini korumuş. Baudelaire 'in değindiği sıkıntı ve endişeleri bugün de aynı şekilde yaşamaktayız.Dili itibariyle de kitabı öz eleştiriden kaçınmadan sözlerini de sakınmadan yazmış ve bu tutumuyla oldukça samimi ve dürüst bir dil oluşturmuş ve bunu bütün kitap boyunca kararlı bir şekilde sürdürmüş.Okuması keyifli oldukça başarılı bir yapıt.
"sevgili çılgınım akşam yemeğimi veriyordu, ben de yemek
odasının açık penceresinden tanrı'nın buharlardan yarattığı
oynak mimarilerine, dokunulmazın eşsiz yapılarına bakıyordum.
bir yandan bakıyor, bir yandan da söyleniyordum içimden:
"bütün bu düşsel nesneler neredeyse güzel sevgilimin gözleri
kadar yeşil gözlü, canavarımsı çılgınımın gözleri kadar güzel!"
birdenbire zorlu bir yumruk yedim sırtıma, boğuk, tatlı bir
ses, isterik, içkiden kısılmış gibi bir ses duydum, canım
sevgilimin sesini duydum : - "çorbanı içecek misin, bulut
tüccarı enayi dümbeleği?" diyordu." sf.99
Her hastanın yatak değiştirme tutkusuna kapıldığı bir hastanedir bu yaşam..
117 sayfa
Mayıs2010 tarihinde, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı