gazete yazısı gibi yazılmış, sıkıcı bir kitap. fazla düz bir anlatımı var, şahsen tavsiye etmem.
Tadı damağımda kaldı. Erken bitti, çabuk bitti.Ama aldığı ödülü kesinlikle haketmiş dedirtti.
Kitap güzeldi ancak bir o kadar da karışıktı.
Yazar yan karakterlere aşırı yer vermiş ve bütün kasaba sakinlerinin isimlerini bilmemizi iştemiş.
Toplumun duyarsızlığı ve sorumluluktan kaçışı iyi bir şekilde işlenmiş.
Kisa ve öz demek isterdim ama kısa ve yorucu demek daha doğru olur.
herkesin bildiği halde pek engellemeye çalışmadığı bir namus (!) cinayetinin öyküsü...
aslında Santiago nasar bence masum. zifaf gecesi bakire çıkmayan Angela damat tarafından babaevine geri gönderilir. ikiz kardeşleri angelaya kendisini kimin kirlettiğini sorar, Angela ise santiagonun adını verir.
ikiz kardeşler namuslarını temizlemek için santiagoyu öldürüp kirlenen namuslarını temizlemeye karar verirler.
ikiz kardeşler santiagoyu öldüreceklerini herkese duyururlar. duyanlar buna rağmen hiç bir şey yapmaz.
beni sinirlendiren şey katillerin serbest kalması. hakimi kolayca ikna etmeleri ayrı bir sinir bozucu... bir insan ne kadar kötü olursa olsun, böyle vahşice bir ölüme terkedilmez!
bu marquezle ilk tanışmam oldu :)
En başında çok sıkıcı gibi geldi fakat kitabın yarısından sonra inanılmaz güzel ve akıcı hale geldi kitap. Kesinlikle tavsiye ederim. Gabriel Garcia'nın okuduğum ilk kitabı ve diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
Kurbanın ve katillerinin kim olduğu ilk sayfalarda söylenmesine rağmen etkileyici kurgu ve anlatım tarzı ile sizi kendisine bağlayan bir kitap.Sosyolojik açıdan da kısa ama bir o kadar çarpıcı.Yazarın da dediği gibi “Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.”
Kitap konu bakımından etkileyiciydi yalnız kitap beni bir türlü sarmadı...
Konu çok dağınık anlatılmış... Kitap da bir çok karakter var ve devamlı karıştırdım
büyük umutlarla okumaya başladım ama büyük hayal kırıklığı yaşadım
sırf bitsin diye okudum...
Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor.
biraz karışık olsada okumaya değer.
yorumum burdan okuyabilirsiniz.
http://kitaplardansayfalar.blogspot.com.tr/2015/12/kirmizi-pazartesi-kitap-yorumu.html
Kitap hiç kimsenin işlemek istemediği bir cinayeti anlatıyor. Hiç kimse istemese de sonunda istemedikleri şey gerçekleşiyor. Hepsi de bir diğerinin kurbanı uyardığını sanıyor. Bir hayatın kurtuluşu sürekli olarak erteleniyor ve nihayet daha fazla özürleri kalmadığında da her şey için çok geç olduğundan artık kurtarılacak bir hayat kalmıyor. Ne dersek diyelim; burada toplumun sorumsuzluğu önemli bir rol oynasa da başrol Santiago Nasar'ın talihsizliğiydi bence. Kader bütün ağlarını onun ölümü üzerine örmüştü sanki. Özellikle o kapının kapanışı, hem de onu en çok seven tarafından kapanışının başka ne gibi bir açıklaması olabilirdi ki zaten. Sorgu yargıcının da belirttiği gibi:
"Özellikle de işleneceği böylesine açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir aksilikle karşılaşmadan gerçekleşmesi yolunda hayatın edebiyatta bile görülmeyen onca rastlantıdan yararlanmış
olması ona büyük bir haksızlık gibi görünmüştü."
Herkes tarafından bilinen bir cinayeti engellemek için kimsenin hiçbirşey yapmadığı geri sarmallı bir yapısı bulunan bir kitap. Üslup da Marquez imzası var. Karakterlerin yansıtılması şahane...
:) kitaptan hiçbir şey anlamadım. sadece bir töre cinayeti var ötesi karanlık benim için.. Belki de anlamam gereken budur
Olayların sonunu bildirip sondan başa doğru giden, ama akıcılığından hiçbirşey kaybetmeyen değişik bir kitap.. Güzeldi
İşleneceği herkesçe bilinen göz göre göre işlenen cinayetin romanı.Cinayet Kolombiya'da işlenir.Her namus(!) davası doğulu topraklarda işlenmiyormuş.Ayrıca cinayet gerçek bir olaya dayanıyor.Kitapta Marquez ismi de geçmekte.Hatta Marquez çocukluğunda olaya tanık olmuştur.
Ayrıca toplumda var olan kadın erkek eşitsizliği,toplumsal baskı,cehalet de arka planda.Kitaptaki en çarpıcı cümle bunu özetliyor.
"bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım"
" İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayet " ama engellemeye çalışan kimse yok. Yazarın dili ve anlatımı güzel. Etkileyici bir roman.
Kusursuz. Kesinlikle mükemmel bir anlatım, hayret verici bir zekanın ürünü. Sonunu bile bile sizi kitaba odaklatıyor. İçeriğinden bahsetmek istemiyorum.Merak edip okumanızı diliyorum.
Bir cinayetin etrafında dönen, kahramanların hikayelerinin anlatıldığı güzel bir kitap. Kısa bir sürenin anlatılmasına rağmen, bir anın üzerinden yola çıkıp böyle bir hikaye ortaya koymak gerçekten başarılır. Akıcı ve sürükleyici bir kitaptı. Tek sıkıntısı bir sürü yabancı isim olmasıydı sanırım. Bir de nedense kitabın sonuna kadar Santiago Nasar'ın masum olduğunun ortaya çıkacağını bekledim :) Güzel bir kitap. Tavsiye ederim.
Klasik bir konuyu anlatım zenginliği ve düz olmayan bir kurguyla anlatmış. Edebiyatın bir sanat olduğuna bu kitap mükemmel bir örnek.
Bize çok da uzak olmayan bir kültürde, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü ve büyülü gerçekliğin harmanlanmasından doğmuş etkileyici bir roman...
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/08/krmz-pazartesi-kitap-yorumu.html
Dünya çapında ses getiren ünlü bir roman olmasına şaşmamak gerek Kırmızı Pazartesi'nin. Üstüne üstlük kitabın konusu yazarın çocukken bizzat yaşadığı gerçek bir olaydan alıntıymış. Bunu öğrenmek beni hem şaşırttı, hem biraz üzdü. Ancak günümüzde yaşanan olaylara baktığımızda da bunu pek fazla garipsememek gerekli belki de. Bu ilgisizliği, tepkisizliği. İşimize geleni istediğimiz biçimde görmeye yatkınlığımızı.
Olay örgüsü çok basit ve olacaklar kolay tahmin ediliyor. Sonuç olarak merak ettirmiyor